Türkiye ekonomisinin yeni bir döneme girdiğini söyleyen Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu, "Pazara girişte sağlanan olanaklar ve sürdürülebilir kârlılık gibi özellikleriyle bugüne kadar yerli ve yabancı yatırımcı için istikrarlı bir ülke olmayı başaran ülkemiz, güçlü bir reform hareketi daha yapmaya hazırlanıyor" dedi. "Gelişmekte olan ülkelerin birçoğuna örnek teşkil edecek bu atılımın gerisinde, Türkiye'yi hedef alan bir takım iç ve dış odaklara karşı başlattığımız ekonomik seferberlik anlayışı yatıyor" diyen Taşkesenlioğlu şunları ifade etti: "Çok yakın bir zamanda hem ekonomik hem de sosyal anlamda olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağımız bu değişim hareketi içinde imalat sanayimiz önemli bir rol oynayacak. Sanayimiz yerli, yeşil ve yenilikçi bir yaklaşımla, teknoloji odaklı ve yüksek katma değerli bir üretime kapı aralayacak. Halkbank olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bu alandaki dönüşüme yön vermek üzere geliştirdiği Üretim Reform Paketi'ne büyük önem veriyoruz. Bu paketin Türkiye'de nitelikli insan kaynağı gelişimine ve yerli firmaların uluslararası rekabette marka değerine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bankacılık hizmetlerimiz kapsamında sunduğumuz tüm ürün ve hizmetleri de aynı hedefler ve ortak anlayış çerçevesinde geliştiriyoruz. Uluslararası finans kuruluşlarından temin ederek uygun koşullarda iç piyasaya sunduğumuz krediler başta olmak üzere, geliştirdiğimiz tüm KOBİ destek paketlerinde reel sektörün gereksinimlerini karşılamaya ve ekonomik reformların tamamlayıcısı olmaya çalışıyoruz.
SANAYİNİN ÇARKLARI TÜRKİYE İÇİN DÖNÜYOR
Bakanlığın sunduğu yeni reform paketinde vurgulanan temel başlıklardan biri üretimde sanayi bölgelerine geçişin sağlanması ve yatırım bölgelerimizin daha kordineli çalışması. Sanayide verimliliğin artırılmasını amaçlayan bu başlıkları, Halkbank olarak KOBİ bankacılığı alanında sunduğumuz tüm ürünlerle desteklemeye devam ediyoruz. Sanayi Bölgeleri Destek Paketi'nden Teknoloji Ar-Ge İnovasyon Destek Paketi'ne kadar sunduğumuz her üründe, yerli firmaların teknolojik kapasitelerinin geliştirilmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Firmalarımıza sunduğumuz her imkânı, onların uluslararası düzeyde rekabete girdiği yurtdışındaki işletmelerle yarışabilmeleri için tasarlıyoruz. Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin üretim yöntemlerini iyileştirebilmeleri, üretimde kalite ve standardizasyonu sağlayabilmeleri ve ürün çeşitlendirmesine yönelmeleri için ihtiyaç duydukları finansal desteği sunmaktan da mutluluk duyuyoruz.
FİNANSAL SONUÇLARIMIZ KARARLIĞIMIZIN GÖSTERGESİDİR
Halkbank olarak, ülkemizin müdafaasında kahramanca bir duruş sergileyen halkımızdan adımızı almanın sorumluluğunu taşıyoruz. Yüzünü güldürmek için tüm gücümüzle çalıştığımız halkımızın her zaman yanında olmaktan gurur duyuyoruz. Ekonomik seferberliğin baş aktörlerinden biri olmak üzere çalışırken, demokrasi mücadelesine cesurca sahip çıkmayı başaran halkımızla kucaklaşmayı da bir görev olarak görüyoruz. Yılın ilk yarısındaki finansal sonuçlarımız ve gerçekleştirmeye çalıştığımız hedeflerimiz de kararlığımızın göstergesidir. 2016 yılının ilk altı aylık döneminde sektörün KOBİ nakit kredi bakiyesi 15,4 milyar TL artarken, bu dönemde 6 milyar TL KOBİ kredisi kullandıran Bankamız artışın yaklaşık %40'ını tek başına gerçekleştirdi. Bunun sonucunda da Haziran ayı itibarıyla sektörün toplam KOBİ nakit kredi bakiyesi 404,2 milyar TL'ye, Bankamızın KOBİ kredileri nakit kredi rakamı ise 54,3 milyar TL'ye ulaştı. Nakit kredilerde göstermiş olduğumuz bu performansla, 2014 yılsonunda % 11,75; 2015 yılsonunda %12,42 olan pazar payımızı Haziran 2016 itibarıyla %13,44'e yükselterek sektörde yine ilk sırada yer aldık. Halkbank olarak, bankacılık alanındaki tüm stratejimizi yurtiçi üretimi artırma ve ithalata bağımlılığı azaltma perspektifiyle, imalat sanayiinin GSYH içindeki payını artırmak üzerine kurduk. Bu tablonun devam edeceğini ve TL'ye duyulan güven arttıkça mevduat artışının da hızlanacağını, enflasyon ve faiz oranlarında düşüş yönünde atılacak adımlarla birlikte reel sektör yatırımlarının da süreklilik kazanacağını düşünüyoruz. Yılın ilk yarısında olduğu gibi bundan sonra da ekonomik istikrarın baş aktörlerinden biri olacağız. Türkiye'de yatırım yapmak, istihdam ve katma değer isteyen herkese kapımız açık. Üreten Türkiye'nin Bankası olarak, 78 yıldır olduğu gibi bugün de milletimizin yanındayız, bundan sonra da yanında olacağız."
