Türkiye ekonomisi konjonktürel gelişmeler arasında kendi rotasını çizmeye çalışıyor. Gerek küreselde esen fırtınalar gerekse de ülke içinde yaşanan tablo bize ülke ekonomisinin direnç noktalarına ilişkin önemli ip uçları veriyor. 2016'da yaşanan tüm ekstrem gelişmelere rağmen makro dengelerde ve kamu maliyesinde önemli bir sıkıntı yaşanmadı. Eylül'ün son haftasına damga vuran gelişme ise Moody's'in not indirim kararı oldu. Ancak piyasalar negatif yansımasına aldırış etmeden çalışmaya devam etti. Dolar normal seyrine kısa sürede dönerken borsa da alıcılı seyrine kısa sürede ulaştı.
Öte yandan Moody's'e en güzel yanıt ise Hazine ihaleleriyle verildi. Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına düşürmesinin ardından Hazine'nin eylül ayı borçlanma programı çerçevesinde açtığı ihalelerine adeta hücum yaşandı.
Hazine'nin üç ihalesine toplam 20.5 milyarlık teklif gelirken, faizler piyasa beklentilerin altında kaldı. Tüm bu gelişmeler, gelecekte yaşanacak yeni sarsılmalara karşı potansiyelimizi ortaya koysa da atlanmaması gereken çok önemli bir nokta var. O da üretim! Yani Türkiye'nin üretimden gelen gücünü koruması ve bu alanda en ufak bir gerileme yaşamaması. Ekonominin can damarı olan reel sektör ve dolayısıyla KOBİ'ler uzun süredir bu alanda yenilikçi bir reform bekliyor. İşte bu reform ilk kez gün yüzüne çıktı. Bu sayımızda detaylarını göreceğimiz Üretim Reform Paketi Kanun Tasarı Taslağı'nda girişimcileri ve KOBİ'leri ilgilendiren devrim niteliğinde değişimler var. Hedefte rantın ve bürokrasinin azalması var. Bu kapsamda yatırım ve üretim ortamını iyileştirerek, yeni nesil yatırım bölgelerinin dönüşümüne öncelik tanıyacak olan Üretim Reform Paketi Taslağı ile emlak vergi mevzuatında değişikliğe gidilecek. OSB'ler, endüstri bölgeleri ile sanayi sitelerindeki binalar, inşalarının bittiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılacak. Muafiyet süresinin bitiminden itibaren, OSB'ler, endüstri bölgeleri ile sanayi sitelerinde yer alan işletmelere ait binalar için emlak vergisi, üretimde oldukları sürece yüzde 75 indirimli olarak alınacak.
Kanun tasarısı özellikle teşvik paketi ile yeniden gündeme gelen OSB'ler için devrim niteliğinde başka yenilikler de getiriyor. Taslağın içindeki en çarpıcı değişikliklerden biri bürokratik hantallığı içeriyor. OSB yönetimlerince sürüncemede bırakılan imar ve parsel düzenlemeleri üç ay içinde karara bağlanmak zorunda olacak.
Elbette bununla sınırlı değil. Bir müjde de kira öder gibi fabrika sahibi olabilmek üzerine oldu. Buna göre başta KOBİ'ler olmak üzere binlerce girişimciye Toplu Konut İdaresi (TOKİ) mantığında fabrika yapacak kurumun adı
SAGYAŞ (Sanayi Gayrimenkul Yatırım Anonim Şirketi) oldu. Yüksek imar yetkileri ve olağanüstü bir bütçeye sahip olacak kurum, tıpkı TOKİ gibi hem belediyelerden hem de OSB yönetimlerinden bağımsız olarak faaliyet gösterecek. Keyifli okumalar diliyorum...
