Şırnak'ın Cizre ilçesinde teröristlerin revir haline getirdiği evde çok sayıda ilacın yanı sıra kürtaj işlemlerinde kullanıldığı belirtilen tıbbi ekipmanlar da ele geçirildi. Şırnak'ın Cizre ilçesinde terör örgütüne yönelik operasyonda, teröristlerin revir haline getirdiği evde ateşli silah yaralanmalarına ilk müdahalede kullanılan ilaçların yanı sıra çok sayıda tıbbi malzeme bulundu. PKK'ya yönelik 'Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Burak Demirci' operasyonunun sürdüğü Cizre'deki Nur Mahallesi'nde terör örgütünün kullandığı bir eve baskın düzenleyen güvenlik güçleri, bazı silah ve patlayıcıların yanında çok sayıda tıbbi malzeme ele geçirdi. Bölücü örgüt tarafından revire dönüştürülen ve kırsalın yanı sıra ilçedeki üst düzey örgüt yöneticilerinin de tedavi edildiği değerlendirilen evde, solunum cihazları, ameliyat makasları, neşterler, ilaçlar, oksijen tüpleri, serum şişeleri, ağrı kesiciler, şırıngalar ve sargı bezlerinin yanı sıra hasta yatağı ve sedye de olduğu görüldü. KÜRTAJ EKİPMANLARI BULUNDU Bulunan malzemeler arasında ateşli silah yaralanmalarında ilk müdahalede faydalanılan ilaçların da olduğu belirlendi. Evde, ayrıca kadın hastalıklarında ve kürtaj işleminde kullanıldığı belirtilen tıbbi ekipmanlar da ele geçirildi. Malzemeler, önce Cizre Devlet Hastanesine, buradan da savcının talimatıyla adli emanet olarak kullanılan bir depoya götürüldü. Fethullah Gülen, paralel yapıya yönelik yürütülen operasyonlara sessiz kalanların yaptığının dilsiz şeytanlık olduğunu söyledi. Fethullahçı Terör Örgütü'nün lideri olarak hakkında tutuklama kararı çıkarılan Fethullah Gülen, yayınlanan son konuşmasında 'paralel yapı' operasyonlarına sessiz kalanlara tepki gösterdi. TEPKİSİZLİK HOŞUNA GİTMEDİ Gülen, 'Onca zulüm işleniyor ama bütün bunlar karşısında zerre kadar insanî duygu ve düşünce seslendirilmiyor. Bir tepki yok. Oysa bu türlü şeyler karşısında sükût dilsiz şeytanlıktır. Ziya Paşa'nın dediği gibi, 'Yuf bu türlü ruhları taşıyan insanlara!..' dedi. Maliye Bakanı Naci Ağbal, KDV iadelerine ilişkin hazırladıkları eylem planıyla iadelerin hızlanacağını açıkladı. Mükelleflerden gelen KDV iadelerine ilişkin talepleri dikkate alan Ağbal, Gelir İdaresi Başkanlığını (GİB) harekete geçirdi. GİB tarafından hazırlanan 'KDV İadelerinin Etkinleştirilmesi ve Hızlandırılması, İade Süreçlerinin Standartlaştırılması Eylem Planı' hazırlıklarında sona yaklaşıldı. Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ağbal, vergi gelirleri içinde önemli bir yer tutan KDV konusunda bugüne kadar önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Bakanlığın her konuda olduğu gibi KDV'ye ilişkin de mükelleflerden gelen talepleri dikkate aldığını, belirlenen eksiklikleri gidermeye yönelik de yoğun gayret içinde olduklarını belirten Ağbal, bir süredir üzerinde çalıştıkları eylem planını bitirmeye yakın olduklarını ifade etti. Bakan Ağbal, bu eylem planıyla etkin, hızlı ve doğru bir KDV iade sisteminin oluşturulması için gerekli iyileştirmelerin yapılacağını ve tüm vergi dairelerinde standart hale getirilmiş uygulamaların altyapısının oluşturulacağını söyledi. Bu alandaki inceleme ve denetimlere de standart getirileceğini açıklayan Ağbal, ''KDV iadelerine ilişkin hazırladığımız eylem planıyla iadeler hızlanacak, gereksiz bürokratik işlemler önlenecek'' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye ile aynı dönemde benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler hızla ileriye atılırken, biz 12 Eylül darbesi yüzünden geri kaldık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Kayseri Ticaret Odası'nın, 120. Onur Yılı dolayısıyla düzenlenen programına katıldı. Erdoğan, konuşmasında önemli mesajlar verdi: Türkiye ile yaklaşık aynı dönemlerde benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler hızla ileriye atılırken, biz 12 Eylül darbesi ve onun kurduğu çarpık düzenin uzun süren etkileri yüzünden geride kaldık. İşte bunun için her fırsatta yeni anayasa, her fırsatta başkanlık sistemi diyoruz. Dikkat ediniz bugün yeni anayasa tartışmasında olumsuz tavır alan herkesin ortak özelliği, milletten, milli iradeden, milletin tercihlerinden çekiniyor olmalarıdır. Bundan çok korkuyorlar. Başkanlık sisteminden bundan dolayı çekiniyorlar. Milli iradeden bundan dolayı çekiniyorlar. Millete güvenenler yeni anayasadan, başkanlık sisteminden niye korksunlar. Müttefikimiz, dostumuz, ortağımız dediğimiz devletlerin de aralarında bulunduğu kimi ülkeler ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmüyor, görmek istemiyor. Bizimle baş başa oturup konuştuğumuzda, ismini vermeyeceğim, bölücü terörü, bu bir terör örgütüdür diyor. Madem böyledir, o zaman çık, açıkça tavrını koy. Bugüne kadar yaşananlar göstermiştir ki terör karşısında ilkeli bir duruş sergilemezseniz, eninde sonunda gelip sizi de zehirler. Ülkemizi terör mücadelesinde yalnız bırakanlar, emin olunuz yarın kendileri aynı soruna düçar olacaktır. Bu mesele bizim beka meselemizdir. Onun için, o ne diyor, bu ne diyor diyerek tereddüt gösteremeyiz. Bunun için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa onu da öderiz. Biz bu yola baş koyduk. Sultangazi'de iki polis ilçede 'MİT rüşvet alan 200 polisi tutuklayacak' diye dedikodu çıkardı. Daha sonra da 'gözaltına alınacaklar listesi'nden çıkarmak için meslektaşlarından 50'şer bin lira istedi İstanbul'da iki polis, meslektaşlarını hayali bir operasyonla korkutarak gözaltına alınacaklar listesinden çıkarma karşılığında para talep etti. Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Ali B. ve olay yeri inceleme ve kimlik tespit grup amirliğinde görevli Abdülkadir E. isimli polis memurları; MİT'in operasyon yapacağını, bu operasyon kapsamında rüşvet, irtikap, yağma ve fuhuş suçlarından 200 polis memurunun gözaltına alınacağı dedikodusu çıkardı. İlçede görevli M.K. ve R.G. isimli memurları MİT'in yapacağı soruşturma kapsamında gözaltına alınacaklarına inandıran iki kafadar, Mustafa A. isimli arkadaşlarını da MİT görevlisi diye tanıtıp soruşturma dışına alınmaları karşılığında önce 100 bin lira istedi. Yapılan pazarlık sonrası taraflar adam başı 50 bin lira karşılığında anlaşmaya vardı. Konunun Asayiş Şube Müdürlüğü'ne intikali üzerine polis çalışma başlattı. Seri numaraları önceden alınmış paralar, şüphelilere verilmek üzere mağdur iki polise teslim edildi. Buluşma yeri olan Sultangazi'deki bir kafede tertibat alan asayiş polisi, Ali B. ve Abdülkadir E. isimli polis memurlarına parayı teslim aldıkları sırada suçüstü yaptı. Operasyon kafeye yerleştirilen gizli kameralarla dakika dakika görüntülendi. İki dolandırıcılık soruşturması başlatıldı. Savunmalarında suçlamaları reddeden iki polis hakkında 'Nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs' kapsamında Memur Suçları Savcılığı'nca iddianame düzenlendi. İddianamede, iki polis memuru ve onlara eylemlerinde yardım ettiği anlaşılan MİT görevlisi olarak tanıttıkları arkadaşları Mustafa A., ilerleyen günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıkacak. Ehliyetini yeni tip sürücü belgesi ile değiştirmek isteyen vatandaşlar sağlık raporu için 50 lira ödemek zorunda. Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle mevcut sürücü belgeleri 1 Ocak 2016'dan itibaren değiştirilmeye başlandı. Vatandaş elindeki sürücü belgesini 5 yıl içinde yeni tip ehliyetle değiştirmek zorunda. 50 LİRALIK RAPOR ŞART Yeni ehliyetler uluslararası olduğu için diğer ülkelerde de geçecek. Ehliyetlerini değiştirmek isteyen sürücülerden biyometrik fotoğraf, sağlık raporu ve parmak izi isteniyor. Ehliyet değişimi için istenen sağlık raporunu almak ise en az 50 liraya mal oluyor. Sanatçıların yol gösteren ve ufuk açan kişiler olarak toplumsal olaylardan etkilendiğini ifade eden Hülya Koçyiğit, 'Sanatçı toplumu, insan haklarına saygıya davet eder, toplumun birlik ve beraberliğini korumasını sağlamaya çalışır. Ancak hiçbir zaman küfür ve hakarete varan, aşağılayan olumsuz eleştiriler ile provokasyon yapan olmamalıdır' dedi. SANATÇI DÜŞÜNCESİNİ HALKA DİRETEMEZ Sanatçı muhalif olur mu? Son dönemde hükümete muhalefet etmek adı altında hakarete varan açıklamalara, tiyatro oyunlarına vs şahit oluyoruz. Bunun sınırı ne olmalı? Sanat, özgürce var olabilmektir. Kendi dili ile seslenir, kendini kısıtlamaz... Ancak küfür ve hakaret sanat demek değildir. İzleyene ışık tutabilirsin ama seçimleri için kendi düşünceni diretemezsin. Akil İnsanlar Heyetinde yer almanız ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bulunduğu programlara katılmanızdan ötürü tepkiler aldınız. Bir sanatçı olarak sorunların çözümü için adım atmak niye bazı kesimler tarafından linç kampanyasına dönüştürülüyor? Ben inandığım bir konuda elimi taşın altına koymaktan geri durmam ve takipçisi olup, inandığım davanın arkasında dururum her zaman. Farklı düşünen insanlar elbette ki olacaktır. SANATÇI ŞİDDETE DAVET EDEMEZ Bir sanatçının topluma rol model olduğunu ya da olması gerektiğini düşünüyor musunuz? Özel hayatıma kimse karışamaz diyerek halktan biri gibi yaşamalı mı? Yoksa bazı konularda daha seçici mi davranmalı? Ben seyirciye karşı sorumluluğumu hissederek yaşıyorum. Elbette ki sanatçı, yaratıcı halka ışık saçan, yol gösteren, ufuk açan kişi demektir. Dolayısıyla da toplumsal olaylardan etkilenir. Bunlar karşısında tepkisini gösterir. Muhalif bir duruşu vardır. Bundaki amaç da toplum için her şeyin mükemmel olmasını istemesidir. Toplumu, insan haklarına saygıya davet eder, toplumun birlik ve beraberliğini korumasını sağlamaya çalışarak, müşterek yaşamı pekiştiren davranışlarda bulunur. Ancak hiçbir zaman hakarete varan, aşağılayan ve olumsuz eleştiriler ile provokasyon yapan olmamalıdır. Sanat olayları tespit eder, sinemanın da özellikle görevi de budur. Sanatçı farkındalık yaratmakla yükümlüdür, şiddete davet etmekle değil. Başrollerini Hülya Koçyiğit ve Erol Taş'ın oynadığı 1963 yapımı Susuz Yaz, Haziran 1964'te Berlin Film Festivali'nde büyük ödül olan Altın Ayı'yı kazandı. Rus uzmanlar uzay enkazlarına dikkat çekerek, çıkabilecek muhtemel bir dünya savaşına neden olabileceğini belirttiler. Rusya Bilimler Akademisi (RAN) uzmanları yaptıkları uyarıda artan uzay çöpünün yarattığı sorunları dile getirerek muhtemel bir dünya savaşına neden olabileceği uyarısında bulundular. ASKER UYDULARA ZARAR VEREBİLİR Komsomolskaya Pravda gazetesinin haberine göre Rusya Bilimler Akademisi uzmanı Vitaly Adushkin, sunduğu raporda daha önce uzaya fırlatılan ve şuan kullanılmayan enkaz durumundaki birçok uydu ve uydulardan kopan uzay çöplerinin bir gün askeri amaçlı uydulara zarar verebileceğini söyledi. ZARAR KARŞILANAMAZ Rus uzman gerçekleşebilecek böyle bir kazanın vereceği zararın anlayışla karşılanmayacak zor bir durum oluşturacağı uyarısında bulundu. Rus bilim adamı ortaya çıkacak tabloda alınan sinyallerin tanımlanmayan araç olarak algılanacağını ve zaten mevcut durumu sıkıntılı dünya siyasetinin savaşa yol açabileceğini düşünüyor. Rusya Bilimler Akademisi'ne göre şuanda 20 binden fazla dünya yörüngesinde bulunan irili ufaklı eski uydu bulunuyor ve bunların en ufağı saate 34 bin 500 kilometre saatle hareket ediyor. The Guardian'a göre 1960'lı yıllarla kıyaslandığında Dünya'nın etrafındaki uzay enkazı miktarı iki katından fazla. Koç ailesinin 3 kuşağını yakından tanıyan gazeteci Mehmet Barlas: 'Mustafa Koç ülke menfaatini herşeyin üzerinde tutan ılımlı çizginin temsilcisidir. Koç geleneklerini başarı ile sürdürdü ve holdingi büyüttü. Vehbi Koç babamdan miras arkadaşımdır. Rahmi Koç'un nişanını bilirim. Mustafa'yı çocukluğundan tanırım. Yazık oldu, bu kadar genç ölünür mü?' Türkiye, son yıllarda yetiştirdiği en büyük işadamını ebediyete uğurladı. Son yıllarda birçok işadamını kaybettik ama hiçbiri Mustafa Koç'un vefatı kadar sarsıcı olmadı. Bunda hiç şüphesiz Mustafa Koç'un genç denilebilecek yaşta vefat etmesinin yanısıra ılımlı çizgisi, insanlarla kurduğu olumlu iletişim ve çalışanlarına verdiği değerin büyük katkısı oldu. Mustafa Koç'un vefatıyla birlikte Türkiye ekonomisine yön veren Koç ailesi yeniden Türkiye gündemine geldi. Koç ailesinin 3 kuşağını da yakından tanıyan gazeteci Mehmet Barlas'a merak edilen tüm soruları sorduk. 'Vehbi Koç bana babamdan miras kalan bir dosttur' diyen Mehmet Barlas ile Koç ailesini ve Mustafa Koç'un vefatını konuştuk. BU KADAR GENÇ ÖLÜNÜR MÜ? -Koç ailesinin 3 kuşağını yani Mustafa Koç'u yakından tanıdınız mı? Rahmi Koç'un nişanlandığı günü hatırlarım. Yeniköy'de birlikte yüzerdik. Musafa, Ali ve Ömer'in çocukluklarından bilirim. Oğlu Ali benim oğlum Cemil ile arkadaş oldu. Üçüncü kuşağa dayanan bir dostluğumuz vardı. . Vehbi Koç torunlarına çok önem verirdi. Torunlarını yanına çağırır ve onlara gazete okutur, görüşmelerinde yanında bulunmasını isterdi. Onları bir iş hayatına hazırlardı. -Mustafa beyin vefat haberini nasıl öğrendiniz? O sabah ben Ankara'daydım. Ölüm haberini öğrendiğimde şok oldum. İlk aklıma gelen cümle 'Yazık oldu. Bir insan bu kadar genç olür mü' oldu. Ama doktorlar da söylüyor. Bu yaşlardaki kalp krizlerinden ölüm oranı çok fazlaymış. İnanamadık ama maalesef Mustafa Koç'u kaybettik. Çok üzgünüm. -Mustafa Koç hangi yönü ile ön plana çıkardı? Mustafa çok sıcak ve ılımlı bir insandı. İlişkilerine ve söylemlerine bunu yansıtırdı. Ülkenin menfaatlerini gözeten ılımlı çizginin temsilcisiydi. En son görüşmemizde 'uzun süredir görüşemiyoruz, kebap yemeğe çağırmıyorsun' dedi. 85 devlet memuruna soruşturma açıldı. Gerekçe; terör örgütüne destek vermek... Öz yönetim hayaliyle hendek kazıp barikat kuran hainlere güvenlik güçleri darbe üstüne darbe indiriyor. Doğu ve Güneydoğu'da bu amansız mücadele sürerken hainlerin yanında yer alan kamu görevlilerini de temizlemek için düğmeye basıldı. 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi hainler arasında doktor ve hemşireler bile yer alıyor. ASLA KABUL EDİLEMEZ Diyarbakır ve Mardin'de yaralı teröristleri tedavi eden ya da sosyal medya üzerinden propaganda yapan doktorları bir kısmı tutuklandı. Siirt'te 85 kamu görevlisi hakkında adli ve idari işlem başlatıldı. İl Emniyet Müdürlüğü 'Hem devletten maaş alacaksınız hem de teröristlere destek vereceksiniz. Bu kabul edilemez' dedi. Fenerbahçe lehine verilen penaltılar için kutlama yapacağını duyuran Pereira, ev yapımı pasta istiyor Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada çok önemli bir galibiyet elde ettiklerini belirterek 'Zor bir olacağını biliyordum. İlk yarıda çok iyi görüntü sergiledik. İki gol bulduk, rakibe pozisyon vermedik. İkinci yarıda kalemizde bir gol gördük. Bu gol, ne yazık ki takımda endişeye neden oldu... İsterdim ki farklı bir skorla ayrılalım ama galibiyeti hak ettik' dedi. Daha önce 'Lehimize penaltı çalınırsa pasta keseceğim' diyen Pereira, dünkü maçta çalınan iki penaltı sonrası kutlama yapıp yapmayacağı ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi: 'Penaltılar, eğer gerçekten penaltıysa verilmeli. Bunlar da kutlanmalı. Yarın (bugün) takım izinli. Ben de evde olacağım ve eşimden ev yapımı pasta isteyeceğim.' CNN Türk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında kendisi için sarf ettiği 'diktatör bozuntusu' ifadeleri nedeniyle tazminat davası açmasını, izleyenlerine 'Diktatör Yargıda' alt başlığı ile sundu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kanalın sorumlu müdürü hakkında re'sen soruşturma başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun CHP 35. Olağan Kurultayı'ndaki kendisi hakkında 'Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla bu ülkenin akademisyenleri gözaltına alınıyor' sözleri üzerine avukatları aracılığıyla suç duyurunda bulunmuş, ayırca Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin TL manevi tazminat talebinde bulunmuştu. KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ Kılıçdaroğlu CHP Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, akademisyenlerin gözaltına alınmasıyla ilgili, 'Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla bu ülkenin akademisyenleri gözaltına alınıyor' demiş ve CHP liderinin sözleri üzerine AK Partililer kurultay salonunu terk etmişti. Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etmişti 'Senin için şeref ve namus ne anlama geliyor? Ya adam gibi tarafsızlığını korur saygı görürsün ya da tarafsızlığını korumazsan sana her gün namus ve şerefi hatırlatırım. Soruyorum sen namus ve şereften ne anlıyorsun? ' SORUŞTURMA BAŞLATILDI CNN Türk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında kendisi için sarf ettiği 'diktatör bozuntusu' ifadeleri nedeniyle tazminat davası açmasını, izleyenlerine 'Diktatör Yargıda' alt yazısı ile sundu. Televizyon, sabah saatlerinde yayınladığı 'Güne Merhaba' programında verdiği alt yazıyla tepkilere neden oldu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kanalın yöneticileri hakkında re'sen soruşturma başlattı. Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçu çerçevesinde başlatılan soruşturma çerçevesinde kanalın haber müdürü ve yayın sorumlusu ilerleyen günlerde ifadeye çağrılabilir. Zorunlu trafik sigortasında yüksek fiyat dönemi bitiyor. Hazine Müsteşarlığı'nın teknik düzeyde devam ettiği çalışmanın yaklaşık 2 ay içinde tamamlanması öngörülüyor. 16.5 milyon taşıt sahibini ilgilendiren zorunlu trafik sigortasında yüksek fiyat dönemi bitiyor. Hazine Müsteşarlığı'nın teknik düzeyde devam ettiği çalışma ile trafik sigortasının fiyatlandırmasına kalıcı çözüm bulunuyor. Öncelikli olarak Destekten Yoksun Kalma Tazminatı'nın hesaplamasına standart getirilecek. Sigorta şirketlerinin uzun süredir pahalı poliçeye gerekçe gösterdiği standart hesaplama yöntemi Karayolları Trafik Kanunu'nda yapılacak değişiklik ile kalıcı hale gelecek. Böylece bedeni zararlarda ödenecek rakam belirlendikten sonra yeniden mahkeme kanalıyla değişmeyecek. Böylece sigorta şirketleri yüklü miktarda karşılık ayırmayacak. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e sunulacak çalışmanın 1-2 ay içinde tamamlanması öngörülüyor.Tavan fiyat uygulaması ilk etapta düşünülmüyor. Yüksek fiyat çözülmezse tavan fiyat uygulaması da gündeme gelebilecek. BİRLEŞME YOK Çalışmalarda Zorunlu Trafik Sigortası ile kaskonun birleştirilmesi yer almıyor. ABD ve Avrupa'da her iki poliçe birlikte satılabiliyor. Ancak Türkiye'de milyonlarca araç kaskosuz olduğu için Hazine zorunlu birleştirmeye soğuk bakıyor. Geçen yıl 200-300 liraya yapılan Otomobil zorunlu trafik sigortası bugün 400-1.000 lira arasına çıkmış durumda. Ticari araçlarda ise bu rakam 2 bin liraya kadar çıkıyor. Üst düzey bir ekonomi yetkilisi, son bir yıl içinde meydana gelen artışın sebebini bedeni zararlara ilişkin açılan davalar sonrası ödenen tazminatlardan kaynaklandığını belirtti. Yetkili, 'Örneğin bir bedeni kaza için Hazine'nin yetki verdiği kişiler 60 bin lira hesaplarken sigorta şirketi de bu miktarda karşılık ayırıyor. Ancak yıllar sonra mahkemeden gelen bir kararla rakam 160 bine çıkabiliyor' diye konuştu. Terör saldırılarının gölgesinde kongreye giden HDP, bir ilke imza attı. HDP dün yaptığı kongreye; aralarında Sabah, Takvim ve aHaber'in bulunduğu bazı basın-yayın kuruluşlarını almadı, bazılarına da zorluk çıkardı. Ambargo listesinde, Yeni Şafak, Star, Akşam, Güneş ve Yeni Akit gazeteleri, Kanal 24 ve bazı internet sitelerinin mensupları da yer aldı. HDP bununla da kalmadı. Seçimlerde 'Türkiye partisi' olma sözü veren HDP, kongre için AK Parti, MHP, BBP ve Vatan Partisi'ne de davet göndermedi. Dünkü kongrede de adeta terör estirildi. Kongrenin hemen başında basına ayrılan bölümde yaşanan olay da bunu ortaya koydu. Kongrede, 'demokrasi mücadelesinde ölenler' için saygı duruşu sırasında, tribünlerden sloganlar atıldı. Bu sırada basın bölümünde yer alan Anadolu Ajansı foto muhabirinin küfür ettiği iddia edildi. Tribünlerden muhabire tepki gelince, muhabir, görevliler eşliğinde salondan çıkartıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehit Üsteğmen Uğur Taşçı'nın cenazesinin kıblesinin yanlış olduğunu fark ederek cenaze namazını kıldıracak olan imamları uyardı, kıble yönü değiştirildi. Şırnakın Cizre ilçesinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit düşen Üsteğmen Uğur Taşçı için Levent'teki Afet Yolal Camii'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene şehidin ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu, Bakanlar Nabi Avcı, Volkan Bozkır, Çağatay Kılıç, Binali Yıldırım, Berat Albayrak, MHP Milletvekilleri Oktay Vural ve Celal Adan ile İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Beşiktaş Berlediye Başkanı Murat Hazinedar, askerler ve şehidin çok sayıda yakını katıldı. Aynı camide bir kadının cezasi se vardı. Erdoğan ve Davutoğlu imamları uyardı Şehidin İngilizce Öğretmeni olan eşi Esra Taşçı ve akrabaları bir süre tabuta sarılıp gözyaşı döktü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu birlikte camiye geldi. Şehidin babası Mehmet Taşçı ile birlikte saf tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, cenazelerin kıblesinin yanlış olduğunu fark ederek cenaze namazını kıldıracak olan imamları uyardı. Bunun üzerine her iki cenazenin yönü değiştirildi. Ardından cenaze namazına geçildi. Törenin ardından şehidin cenazesi askerlerin omuzunda top arabasına taşındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu ve bakanlar bir süre top arabasının ardından yürüdü. Bu arada cenaze törenine katılanlar sloganlar atarak terörü lanetledi. Törenin ardından şehit Uğur Taşçı'nın cenazesi helallik alınması için Sarıyer'deki baba evine götürüldü. Şehidin cenazesi Yeniköy Mezarlığı'na defnedildi. Avrupa Parlamentosu Türkiye uzmanları Strasbourg'daki Genel Kurul'da SABAH'a itiraf niteliğinde açıklamalar yaptı: PKK terör örgütüdür. Teröre karşı tavrımız daha dengeli olmalı Avrupa Birliği'nin (AB), yasama organı Avrupa Parlamentosu'nun (AP), Fransa'nın Strasbourg kentindeki Genel Kurul toplantıları sona erdi. AP'nin Türkiye uzmanları genel kurul toplantıları sırasında itiraf niteliğinde açıklamalar yaptı. Avrupa Parlamentosu Avrupa İçin Liberaller ve Demokratlar Birliği Grubu milletvekili Alexander Graf Lamsdorff, PKK'nın en net ifadeyle terör örgütü olduğunu belirtirken, Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü, Sosyalistler ve Demokratları Birliği Hollanda milletvekili Kati Piri ise mülteciler konusunda Türkiye'nin sarf ettiği çabaların çok geç farkına varıldığını söyledi. A Haber'de yayınlanan Arka Plan programına konuk olan AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, CHP'yi ağır bir dille eleştirdi. CHP'nin siyasi bir parti olarak varlığını ispatlayamadığını belirten Tayyar, 'CHP bagajı dolu, kirli ve kanlı siyaset geleneğinden gelen bir partidir' diye konuştu. CHP, bagajı dolu, kirli ve kanlı siyaset geleneğinden gelen ve bu anlayışın temsili olarak siyasette yer alan bir siyasi parti. Kendi bagajını boşaltmadan, kendine yeni bir yol belirlemeden, kadrolarını revize etmeden bu yeni Türkiye'de hayat şansı bulması çok kolay değil. CHP denince akla faili meçhul cinayetler geliyor, katliamlar geliyor, krizler geliyor, yüksek enflasyon geliyor. O nedenle de halk 1950'den bu yana 66 yıldır CHP'yi tek başına iktidara getirmedi. Halk nezdinde CHP lanetli bir siyasi partidir. Bu laneti üzerinden atamadı. Bu şekliyle toplumun aklına ve vicdanına yerleşemedikten sonra sandıktan çıkması asla mümkün değil. CHP'nin siyasi bir parti olarak yola devam etmesi zor. 66 yıl bunu bize zaten test etti. Bundan sonra yollarına nasıl devam eder kendi kararları ama bana kalsa CHP'yi kapatsalar sadece Atatürk'ü sevenler derneği olarak bir vakfa dönüştürseler zannediyorum ki hem kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk'e sevgi ve muhabbetin artmasına katkı sağlarlar hem de ülkeye fayda sağlarlar diye düşünüyorum. Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen, 2. Abdülhamid zamanında projesi çizilen 600 kilometrelik Karadeniz - Akdeniz Yolu 2017'de hizmete girecek. Karadeniz'in dağlarını viyadük ve tüneller yardımıyla aşan Karadeniz- Akdeniz Yolu'nda zor bölüm tamamlanma aşamasına geldi. Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, 'Geçtiğimiz asrın rüyası, Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen Karadeniz-Akdeniz yolu son derece önem arz ediyor. Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen projeyi Sultan 2. Abdülhamid Fransızlara çizdirmişti. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan en kestirme yol burasıdır. Ordu - Mesudiye üzerinden Koyulhisar'a, oradan da Sivas'a iniyor. Buradan da Osmaniye'ye kadar uzanıyor' dedi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, son 13 yılda gerçekleştirdiği 260 milyar liranın üzerinde yatırımla aralarında Marmaray, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren (YHT), Ordu - Giresun Havalimanı gibi büyük projeleri hayata geçirdi. İstanbul'a 3. havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü (3. Köprü), İstanbul-İzmir Otoyolu, Kars-Bakü-Tiflis demiryolu hattı, 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi'nin de yapımına başladı. Asrın dev projeleri bir bir hayata geçerken, bir sevindirici haber de Karadeniz- Akdeniz yolundan geldi. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen, İkinci Abdülhamid zamanında projesi çizilen 600 kilometrelik Karadeniz - Akdeniz Yolu 2017 yılında hizmete giriyor. Karadeniz'in dağlarını viyadük ve tüneller yadımıyla aşan yolda zor bölümün tamamlanma aşamasına gelindiğine işaret eden Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, 'Geçtiğimiz asrın rüyası, Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen Karadeniz Akdeniz yolu son derece önem arz ediyor. Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez dile getirilen projeyi Sultan 2. Abdülhamid Fransızlara çizdirmişti. Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan en kestirme yol burasıdır. Ordu - Mesudiye üzerinden Koyulhisar' a, oradan da Sivas'a iniyor. Buradan da Osmaniye'ye kadar uzanıyor' dedi. 3'ÜNCÜ ETAP 2017'DE TAMAM 600 kilometrelik yolun 3 bölümden oluştuğunu ve 2 sene sonra tamamlanacağının altını çizen Vali Balkanlıoğlu; 'Bu yol 3 bölümlü bir yol. Ordu - Sivas arası 2 parça halinde ve bunlar ihale edildi. Bu yol üzerinde çok zor arazi koşulları var ve ancak tünellerle aşılabiliyor. Ordu - Mesudiye arasına toplam uzunluğu 12 kilometreyi bulan 22 adet tünel yapıldı. Bunlara ilave olarak bağlantı yolları ve viyadükler yapıldı. Şuanda 1. etap bitmek üzere, ikinci etabı ise seneye bitiyor. Üçüncü etabın ise 2017'de tamamlanması planlanıyor. Yani 2 sene sonra burası ulaşıma açılmış olacak' diye konuştu. GAP, KARADENİZ'E BU YOLLA BAĞLANACAK Karadeniz Akdeniz Yolu'nun GAP 'ı Karadeniz'e bağlayan en kestirme yol olacağını savunan Vali Balkanlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 'Sultan Abdülaziz ve İkinci Abdülhamid'in rüyası gerçekleşmiş oluyor. Biz de bundan onur ve gurur duyuyoruz. Türk mühendis ve mimarlarının eserleri olarak yaklaşık 30 km tünellerle açılan bu yol bitme aşamasına geldi. Ordulular ve özellikle sahili olmayan iller heyecanla bu yolun açılmasını bekliyor. Ordu'dan Adana'ya, Osmaniye'ye kadar uzanacak olan Karadeniz Akdeniz Yolu, Gaziantep, Şanlıurfa civarına da bağlanarak, oranın bütün ihraç ürünlerini Karadeniz'e, Karadeniz'in ihraç ürünlerini de oraya en kestirme yoldan ulaştırmış olacak. İnşallah ileride yapılacak olan bir limanla da bu yol taçlandırılmış olacak. Böylece ulaşım arterlerinin artması ile ticaret ve turizmde de artış sağlanmış olacaktır.' KAYSERİ'YE 5 SAAT Karadeniz - Akdeniz Yolu'nun bitirilmesi ile Sivas ve Kayseri gibi illerin sahile kavuşacağını belirten Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, 'Ordu - Mesudiye arasındaki 88 kilometre 3 saatte gidiliyordu. Şimdi ise burası yapılıp açıldığında mesafe 1 saate düşüyor. Hatta biz 45 dakikaya kadar düşeceğini tahmin ediyoruz. 5 saat süren Ordu- Sivas yolu ise 3 saate düşecek. Kayseri ya da Sivas'tan yola çıkan vatandaşlarımız da 3 - 5 saatlik bir karayolu yolculuğu ile rahatlıkla Karadeniz sahiline ulaşmış olacak' dedi. Hindistan'da, hamilelik sırasında yanlış beslenmeden dolayı sıra dışı görünümüyle doğan bebek, yalnızca iki gün hayata tutunabildi. Hindistan'ın kuzeyinde bulunan Uttar Pradeş eyaletinde dünyaya gelen bir bebeğin ölümü adeta yürek dağladı. Amroha bölgesinde yaşayan 32 yaşındaki Savita Rani, geçtiğimiz salı günü normal doğumla bir ''mucize bebek'' dünyaya getirdi. BAŞININ BİR KISMI OLMADAN DÜNYAYA GELDİ Doğumdan kısa bir süre sonra bebeğin şoke eden görüntüsü kasabada dilden dile dolaşmaya başladı. Birçok insan, başının bir kısmı olmayan ve gözleri patlayacak gibi görünen mucize bebeği görmek için Sai Doğumhanesi'nin önünde toplanmaya başladı. Doğumdan iki gün sonra 'mucize bebek' kalp yetmezliği sonucu trajik bir şekilde hayatını kaybetti. HAMİLELİK ESNASINDA YANLIŞ BESLENME Kadın Doğum Uzmanı Dr. Kusum Lata, yaşanan komplikasyonların annenin hamilelik esnasında yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlığından kaynaklandığını söyledi. Lata, 'İşte biz doktorlar bu yüzden kadınların hamilelik sırasında düzenli olarak check-up yaptırmalarına önemle eğiliyoruz. Böylece anneye yol gösterip böylesi doğum anomalilerinin önüne geçmeye çalışıyoruz' dedi. DOĞUM ESNASINDA ÇOK KAN KAYBETMİŞ Daha önce üç sağlıklı çocuk dünyaya getiren Rani'nin, doğum esnasında çok zorlandığı ve çok kan kaybettiği belirtildi. Genç annenin hastaneden taburcu edildiği ve bebeğinin kaybına alışmaya çalıştığı aktarıldı. Bebeğin beyninin anne rahminde tam olarak oluşmadığı ve kalbi sayesinde iki gün süresince hayatta kalabildiği açıklandı. Adana'daki özel bir hastanenin bebek emzirme odasından içinde 7 bin 500 lira olan çantayı aldığı öne sürülen 22 yaşındaki Ferhat Y., yakalandı. Y.'nin hırsızlık yaptıktan sonra yemek yerken çektirdiği fotoğrafı da sosyal paylaşım sitesinde yayınladığı ifade edildi. Merkez Çukurova İlçesi'nin Belediyeevleri Mahallesi'nde özel bir hastaneye giden E.Y.,çantasını yeni doğum yapan kız kardeşine bırakıp, polikliniklere gitti. E.Y.'nin kız kardeşi de bebeğini emzirmek için hastanenin bebek emzirme odasına gitti. Koridorlarında dolaşan Ferhat Yıldız, emzirme odasına girip, çantayı alarak dışarı çıktı. Döndüğünde kız kardeşine bıraktığı çantasının çalındığını öğrenen E.Y. şikayetçi oldu. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, hırsızlık suçundan çok sayıda kaydı bulunan Ferhat Y.'nin elinde çanta ile hastaneden ayrıldığını belirledi. Sosyal paylaşım sitesindeki sayfasından da aynı gün bir lokantada yemek yerken çekilmiş fotoğrafları paylaşan Ferhat Y. evinde yakalandı. Suçlamayı kabul etmeyen Y. tutuklandı.