İlk bölümünden bu yana tartışma konusu olan 'Muhteşem Yüzyıl', Başbakan'ın son çıkışıyla yine gündeme oturdu. Daha önce de yazmıştım; ecdadın nasıl gösterilmesi gerektiğinden daha büyük sorun; ülkenin, tarihini dizilerden öğrenecek, 'cehalet' seviyesinde olmasıdır.
EKONOMİK DEĞİL
Eğer ülke, "Bu yapımlar insanlara kötü örnek oluyor; atalarını yanlış tanıyorlar" kaygısı taşıyorsa, orada ilk yapılacak şey; bu ülkenin evlatlarına tarihini objektif ve doğru bir şekilde anlatmak ve onlara detaylı araştırma yapacak entelektüel merakı kazandırmaktır.
Sonra bırakırsınız, isteyen istediğine inanır.
Merak etmiş, farklı kaynaklardan araştırmış, analiz etmiş bireylerin aklını; diziyle, filmle çelmek de mümkün olmaz.
Ayrıca diziler ve sinema filmleri, resmi tarih araçları değildir. Senaristin dünyası ve yönetmenin bakış açısının bir ürünüdür. Bu yüzden bizim inandıklarımızın dışında bir dünya resmetmesi de normaldir.
Ürün kötüyse zaten alıcı bulmaz; serbest piyasa koşulları bunu gerektirir.
Bu dizi tartışmasının bir de ekonomik boyutu var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2011 yılı sonu itibariyle 10 bin 500 saat dizi ihracatı yaptığımızı açıkladı. Bunun ekonomik değeri 80 milyon dolar civarında. Rakamın 2012 sonunda daha da artması bekleniyor. Dizilerin orasını kesip, burasını yamayıp 'kamu spotu'na dönüştürmek, var olan bu ekonomik değerin de kaybedilmesi sonuçlarını doğurabilir...
DAHA FAZLA OKUMAK...
Başbakan, diziyi beğenmediğinin altını kalın kalın çizdi. Bakıyorum da şu anda onu eleştirenlerle, yıllar önce 'Mustafa' filmini çektiği için Can Dündar'ı vatan haini ilan edenler aynı kişiler.
O zaman "Atatürk'ün böyle bir hayatı olmadı kardeşim!" diye asıp kesenlerin bugün "Kanuni'nin böyle bir hayatı yoktu kardeşim!" diyen Başbakan'ı eleştirmeleri de tuhaf oluyor...
O yüzden bırakalım kim neyi nasıl isterse öyle yansıtsın ekrana. Biz, çocuklarımıza daha fazla okumaları, daha fazla araştırmaları gerektiğini öğretelim. Sadece tarih değil; hayatın her alanıyla ilgili. Öğretelim ki 'Almanya yenildiği için yenik sayıldığımız' noktasından bir adım ileri gidelim...
