RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, dizi sürelerini kısaltmak için iyi niyetli bir çaba içersinde... RTÜK'ün 14 Avrupa ülkesi üzerinde yaptığı araştırmaları medyaya açıkladı... Dursun'un medyayla paylaştıkları pek de yeni bulgular değil. Dünyada ortalama bir dizi bölümünün 45 dakika sürdüğünü, reklam kuşaklarının da bizdeki kadar uzun olmadığını bilmeyen yok. Türkiye'de dizi sürelerinin kısaltılmasına da kimsenin itirazı yok. Geriye sadece bu sorunu çözecek yasaların çıkarılması kalıyor ama bu da işin en zor kısmı. Anladığım kadarıyla dizi sürelerinin reklam gelirlerine zarar vermeden nasıl kısalacağı konusunda Dursun'un da somut bir önerisi yok. "Biz nasıl bir politika izleriz, onu kesin belirlemiş değiliz ama dünyadaki örnek, bizim için yol gösterici olabilir diye düşünüyoruz" diyor. Dursun'un verdiği örnekten yola çıkarsak; Fransa gibi Türkiye'de de her 60 dakikalık programda sekiz dakikalık reklam arası verilirse, hangi kanal ayakta kalır?
REKLAM GELİRİ DÜŞÜK
Türkiye'deki reklam gelirleri çok düşük. Reklam pastasının 2 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu rakama onlarca kanalın yanı sıra internet siteleri ve gazeteler de ortak... Şu an için sorunu çözecek en mantıklı yöntem, reklam fiyatlarının artırılması gözüküyor ama bu da 'ha' deyince olacak bir iş değil... Bu balans ayarı da serbest piyasa ekonomisinin kuralları içersinde gerçekleşmeli. Hadi büyük kanallar risk alıp reklam sürelerini azaltıp, fiyatları yükseltti diyelim. Küçük kanallar ne yapacak? Ya da büyük kanallardan biri fiyat kırarsa ne olacak? Tabii bir de olaya reklam verenlerin tarafından bakmak gerekiyor. Bugüne aynı reklamı defalarca ekrana getirip sürümden büyük kazanç elde eden reklam verenler, kısa süreler için Avrupa'daki gibi büyük ücretleri ödemeye hazırlar mı? Reklam vereni kolaya alıştırmışsın. Bu süreç nasıl aşılacak? Türkiye'deki asıl sorun frekans ihalesinin bir türlü yapılamaması. Sektör bu kadar çok kanalı kaldıramıyor. Çoğu zarar ediyor ama farklı bağlantılar sayesinde hepsi yayınlarına devam ediyor. Ortada sağlıksız bir ekonomik yapı var. Daha basit bir örnek vereyim: Bizim TV kanallarının futbol kulüplerinden farkı yok. RTÜK'ün dizi ve reklam sürelerinde kesin çözüme ulaşması için futbolda bir türlü uygulanamayan UEFA Kriterleri'ni, yani frekans ihalesini hayata geçirmek zorunda. Ancak bu da birçok kanalın kapanmasına ve binlerce insanın işsiz kalmasına neden olacak. Aslında sorun çok büyük, daha radikal çözümler gerekiyor.