Bir kere hepimiz şurada anlaşalım: Evli insanlar seks yapmaz! Haaa çocuk yaparlar ama bu; sevişme değil, çiftleşme sonrası gerçekleşen bir eylemdir. Tabii ki istisnalar var (sayıları çok az) ama bu yazı zaten onları ilgilendirmiyor. Hemen başka sayfaya geçebilirler. Evet, evlilik akdi imzalandığında kadın ve erkek arasında nedense, üstelik çok kısa bir zamanda, 'severken kardeş mi olduk?' durumu yaşanmaya başlanır. Ama kimse bunu kolay kolay itiraf edemediği için gizli bir bilgi olarak içimizde patlar. Sonra bu duruma dayanamayanlar, hakim karşısında soluğu alıp palavrayı sıkarlar: 'Aramızda şiddetli geçimsizlik var, kafalarımız uyuşmuyor, kültür farklılığı, bilmem ne!'
GEÇİN BUNLARI!
Geçiniz kardeşim geçiniz! "Valla hakim bey eşimde tık yok, o yüzden bu evlilikte de artık hayır yok" deme cesaretini bu zamana kadar gösterenini duymadım ben. Ki o 'tıklamama' durumu bazen erkekte, bazen kadında olduğu gibi; genelde her iki tarafın da derdidir. Bunun nedenlerini uzmanları araştırsın ama benim gördüğüm en büyük sebep, eşlerin birbirleriyle fazla yüz-göz olmaları... Sen bacakta bir karış kılınla, tüyünle evin içinde dolanırsan, adamın tık sayısında tabii ki bariz bir düşüş olacaktır. Ya da karının yanında iyi insanda kötü şey durmaz deyip birtakım gaz salınımları ya da ne bileyim sabahları fazla sigaranın neden olduğu gürültülü ifrazat atımlarında bulunursan; o kadından sürekli olarak 'başım ağrıyor bu gece olmaz' cümlesini duyarsın tabii... Tabii bir de biz Türkler (özellikle erkekler) dokunma ve öpme özürlüyüzdür. Evliliğin ilk aylarında kolu bacağı birbirine değmeden uyuyamayan çiftler, ilerleyen zamanlarda 'kaysana len biraz öteye' durumuna geçerler. Ki bunun bir sonraki aşaması odaları, yatakları ayırmaktır ki işte evliliğin ardından Fatiha okunduğu an da bu andır. Türk erkekleri kadınıyla yolda el ele dolaşmaktan haz etmez mesela... Kadınlarsa bayılır. Ama böyle bir hamlede bulunduklarında alacakları yanıt, 'Ne o öyle liseli, görmemiş aşıklar gibi' olur. Ya da başkalarının yanında, hele ki sokakta öpüşmek, bir Türk erkeği için zinhar hafifliktir, ayıptır, son derece gereksiz bir harekettir.
ALDATMALAR NASIL BAŞLAR?
Eh günlük hayatta bir yabancı gibi yaşayan iki insanın gece olunca aynı yatağa girip çılgın anlar yaşamalarını beklemek de saflık olur değil mi? İşte durum bu hale gelince de aldatmalar başlar. Erkek okurlara acı ama gerçek bir saptama sunalım: "Bir kadına kendisini güzel, değerli, çekici hissettirmezsen; kendine iltifat edecek, dokunmaktan imtina etmeyecek, kendisini dişi hissettirecek bir adamı, öyle veya böyle bulur!" Yani sizden farkımız yok bizim de.. Siz nasıl errrrkekliğinizi tavan yaptıracak kadınlara doğru hayatınız boyunca meyletmeye hazırsanız, bizde de değişen bir şey yok. Herkes akıllı olsun.