Rıfat Sarıcaoğlu:

Rıfat Sarıcaoğlu: "Teröre karşıyız, terörü destekleyemeyiz"

14.01.2016 | 09:22

İmza attıkları bildiriyle terör örgütü PKK'nın propagandasını yapan ve ölümlerden devleti sorumlu tutan sözde aydınlara tepkiler çığ gibi. A Haber’de Zeynep Bayramoğlu’nun sunumu ile ekrana gelen Kadraj programına konuşan Özel Üniversiteler Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu, bildirinin zamanlamasının çok yanlış olduğunu ve imza atan akademisyenlerin sonuçlarına katlanacaklarını söyledi. Üniversitelerin siyaset yeri olmadığına dikkat çeken Sarıcaoğlu, YÖK yasasının bir önce değişmesi gerektiğini vurguladı.

'TERÖRE KARŞIYIZ, TERÖRÜ DESTEKLEYEMEYİZ'

Bildiriyi nasıl değerlendirdiniz? Verilmek istenen mesaj neydi?

İçerik anlamında çok yanlış zamanda yapılan bir şey . Şu an terörle bir mücadele var Türkiye'de ve bu bildiri buna karşı bir görüş olarak gözüküyor. Peki, teröre karşı mıyız? Dünyanın her yerinde teröre karşıyız. Birincisi bunun doğru zaman olmadığını düşünüyorum ikincisi Cumhurbaşkanı'nın hassasiyetine gerçekten katılıyorum.

Bir akademisyen olarak sizin tavrınız nedir bildiri ile ilgili?
Teröre karşıyız ve terörü destekleyemeyiz. Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak teröre karşıyım. Bu müzakerelerle sonuçları alınabilecek bir süreç. Eğer terör statüsü varsa veya bir iç savaş gibi de gösterilmek isteniyorsa bu başka bir mesele. Ama şu anda Türkiye'de bir terör gerçeği var. İsmi de PKK olarak geçiyor. Dolayısıyla benim şahsen buna ne desteğim olabilir ne de kabul edebilirim.
'KURUMUMUZUN TAVRI ÇOK NET'
İmzacılar arasında üniversitenizin öğretim üyeleri de var. Üniversitenizin bu konuda tavrı nedir?
Kurumumuzun tavrı dediğim gibi çok net. Şahıslar çıkıp ben böyle bir şeyin demecini veriyorum diyorsa bunun da bir sonucu olacaktır muhakkak. Bu hem savcılık anlamında olabilir, hem hukuki olabilir. Bizim kendi kurullarımızın değerlendirmesinin de sonucu olacaktır.
Yüksek Öğretim Genel Kurulu toplandı ve "Bu bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacaktır' dedi" YÖK'ün tavrını nasıl yorumluyorsunuz?
Benim düşüncemden farksız bir şey. Bakın, metnin içeriğinin çok dikkatle yazılmış onu görüyoruz.
'TERÖRÜ DEĞİL, ÇÖZÜMÜ DESTEKLERİZ'
Nedir içeriğinde sizin dikkatinizi çeken şey?
Burada tam olarak bir nokta atışı yapamıyorsunuz. Bence metinde rahatsız eden en büyük olay devletin terör yaptığı algısı. Tabi bu, üniversitedeki öğrencileri de etkiliyor. Onların da görüşü bunun aksi yönünde. Dolayısıyla burada yanlış bir deyim var. Ama tutup da bunu mahkemeye, savcılığa götürdüğünüz vakit ne çıkar bilmiyorum. Daha önce bu üniversitede biz çok ekstrem durumlarla karşılaştık. %100 haklı olduğumuz konularda da aksine kararlar çıkabildi. Dolayısıyla o içerikten baktığım vakit sonuç ne çıkacak bilmiyorum. Ama tekrarlıyorum, terörü destekliyor olamayız. Çözümü destekliyor olabiliriz. Önemli olan çözümse, birlik beraberlikse, beraber yaşamaksa buna hepimiz varız ama bu silahla olmamalı.
'ÜNİVERSİTE SİYASET YERİ DEĞİL'
Akademik özgürlük nedir?
Benim tarifim şudur. Akademik özgürlük, kendi alanında bilimsel olarak kanıtlayabileceği bir şey üzerine çalışmak ve onun sonuçlarını yayınlamaktır. Bireyler olarak siyasi görüşünüz olabilir ifade etmek isteyebilirsiniz, bu başka bir şeydir ama üniversiteyi bağlamadan yapmak zorundasınız. Çünkü biz üniversite olarak her siyasi gruptan insanı eğitiyoruz. Kaldı ki eğitim sisteminde öğrenciyi seçme hakkımız da yok. Öğrenci bize ÖSYM'den yerleştiriliyor. Dolayısıyla öğrenci profilini bilmiyoruz. Sağ olabilir, sol olabilir. Bir hoca politik anlamda bir şey söylemek istiyorsa onun yeri üniversite değil, onun yeri Meclistir onun yeri başka platformlardır. Dolayısıyla akademik özgürlüğün kendi alanı ile ilgili sınırı olmak zorundadır. Eğer siz politik bilimle ilgili bir şey diyorsanız, araştırmanızın sonuçlarını yayınlamak istiyorsanız bunların sonucunu yayınlayabilirsiniz. Ama akademik özgürlük sınırsız olmamalıdır. Şu an en çok zorlandığımız konu üniversite idaresinde budur.
Özgürlüklerin çerçevesi Türkiye'de çok net olmalı, spontane yapacağımız hamleler bizi çözüme götürmeyecek. Bu çok geniş tartışılması gereken bir kavram.
'YÖK YASASI DEĞİŞMELİ'
Nereye kadar gidecek, nerde durmalı, üniversitenin ne kadar sorumlu olması gerekiyor bunların hepsinin masaya yatırılması lazım ama temeli de şuraya yatıyor, 1980 Anayasasında 2547 sayılı kanunla YÖK'ün yetkileri var, ve hala yama yaparak o anayasanın maddesini bugüne taşıdık ama artık yetmiyor. Yeni yasa yapılması gerekiyor anayasa değişmese bile, anayasa maddesi olmasına rağmen, YÖK yasasının biran önce değişmesi gerekiyor. Aksi takdirde bunun devamında daha da kötü vakalar muhakkak olacaktır.
Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA