Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bodrum gecelerinde yurdu dolaşıp durursunuz

Bodrum akşamlarında hep Bodrum konuşmazsınız. Masanın üzerindeki rakı kadehlerinin dolup dolup boşaldığı, dalgaların sesinin sahile çarpıp dağıldığı bir Bodrum gecesinde, Elazığlı bir dostumuz , " Bakıl Ağa ile Radyocu Cemil "in öyküsünü anlattı.
Bakıl Ağa, Tunceli'nin ağırlıklı aşiretlerindenmiş. Bir dönem Almanya'da bulunduğu için, hep kenarında bir tüy bulunan fötr şapkası ile gezer, omuzları genişliğindeki bıyıklarını burarak, Tunceli caddelerinde piyasa yaparmış.
1960'lı yıllarda Tunceli'ye bir ağır ceza hâkimi atanmış. Hâkimin dış dünya ile tek bağlantısı radyosuymuş. Haberleri de, sanatı da radyosundan izlermiş. Ve bir gün radyosu bozulmuş.
Tunceli'de radyo bozulunca kime başvurulur ki? Tabii devreye Bakıl Ağa girmiş. Hâkime radyosunun nasıl onarılacağı konusunda yol göstermiş:
- Bu bölgede radyosu bozulan, Elazığ' a gider ve Radyocu Cemil' e teslim eder bozuk radyosunu, demiş.
Elazığ'a gidip bozuk radyoyu Radyocu Cemil'e vermişler. O da radyoyu muayene edip teşhisini söylemiş:
- Bu radyonun içinde bir parça bozuk. Bunu İstanbul' dan getirteceğim.
Hâkim ve Bakıl Ağa radyoyu Elazığ'da bırakıp, Tunceli'ye dönmüşler. Aradan haftalar, derken aylar geçmiş, ama Radyocu Cemil'den hiçbir haber gelmemiş. Hâkim sonunda dayanmış Bakıl Ağa'nın kapısına:
- Yarın Elazığ' a gidiyoruz. Radyocu Cemil neden hâlâ benim radyomu tamir edip göndermedi, anlayacağız, demiş.
Ertesi gün Elazığ'a gidip, Radyocu Cemil'in dükkanına yollanmışlar. Radyocu Cemil sigarasını yakmış, dükkanın raflarında yığılı bozuk radyoların arasında oturuyormuş. Hâkimi ve Bakıl Ağa'yı görünce aylar önce bırakılan bozuk radyoyu hatırlamış ve " Sizin radyo için sipariş ettiğim parça hâlâ İstanbul' dan gelmedi " demiş.
Bu sırada rafları inceleyen hâkim, tozlar içindeki bozuk radyoların arasında bir yere atılmış duran kendi radyosunu görmüş. Çok öfkelenmiş. Dönmüş ve Radyocu Cemil'e müthiş bir tokat atmış. Sonra dükkandan çıkıp savcılığa gitmiş ve Radyocu Cemil hakkında dolandırıcılıktan tutuklama müzekkeresi yazdırmış.
Bunu öğrenen Radyocu Cemil dükkanını terk edip, firari olmuş. Ama avukatı aracılığıyla o da Tunceli Ağır Ceza hâkimi hakkında adam dövmekten dava açılmasını istemiş.
Bir gece Bakıl Ağa'nın kapısı çalınmış. Tutuklanmamak için kaçak yaşayan Radyocu Cemil varmış kapıda.
- Bakıl Ağam. Yarın benim açtığım dava başlıyor. Seni şahit gösterdim. Hâkimin bana tokat attığı, Allah rızası için mahkemede anlat, demiş.
Bakıl Ağa şöyle bir bakmış Radyocu Cemil'in yüzüne. Sonra ağır ağır konuşmuş:
- Radyocu ağam, sen benim yerimde olsan Allah' ın rızasına mı, hâkimin gazabına bakardın, demiş.
Bakıl Ağa'nın öykülerini dinleyip durduk o Bodrum gecesinde.
Bedenlerimiz Bodrum'da ama ruhlarımız Tunceli'deydi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA