Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Rumsfeld gitti, ama kuralları kalıcıdır...

Cumhuriyetçi Parti'nin seçim yenilgisinin sonucu olarak, "Irak fiyaskosu"nun sorumlusu ilan edilen ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in istifası, Türkiye için de iyi oldu. Çünkü Rumsfeld hemen her konuşmasında Irak'taki askeri başarısızlığı, Türkiye'nin 1 Mart Tezkeresi'ni reddetmesine bağlıyordu.
Bir ülkenin Savunma Bakanı, askeri başarısızlığın sorumlusu olarak müttefik bir ülkenin parlamentosunun aldığı siyasi kararı gösterirse, bu o ülkenin askeri personelini de etkiler. Herhalde ABD askerlerinin Türk askerlerine karşı koydukları "Çuval Operasyonu" eyleminde, Rumsfeld'in sürekli seslendirdiği takıntılı ki nin de etkisi vardı.
Aynı şekilde NATO Savunma Koleji'nde bir Amerikalı albayın ortaya çıkardığı ve Güneydoğu'daki Türk illerini "Kürdistan" toprakları olarak gösteren harita da, herhalde bu esintiden etkilenmiş bir yan üründü. Yarım yüzyıllık Türk-Amerikan İttifakı'nı, Kuzey Irak'lı Kürtler ile Amerika'nın kader ortaklığı anlayışına kurban etme girişimi de, neticede "Rumsfeld Doktrini"nin bir yansımasıydı.
ABD'de Bush yönetiminin Rumsfeld çizgisinden ayrılma işaretleri, dünya için de iyi oldu.

İŞBİRLİĞİNE DÖNÜŞ
Yeni dönemde ABD, Irak'a müdahale ederken saf dışı ettiği Birleşmiş Milletler'e yeniden sarılacak ve Avrupalı müttefikleriyle yeniden karşılıklı dayanışma ve danışma mekanizmalarını işletecek demektir. Gerçekten de ancak bu şekilde, tek başına girdiği Irak'tan, çok taraflı uluslararası çözümlerle çıkmanın yollarını bulabilir.
Rumsfeld hakkındaki düşüncelerimiz tabii ki olumlu değil. Ancak bu, Rumsfeld türü isimleri hafife almamız anlamına da gelmiyor. Hatırlarsanız, Vietnam Savaşı sırasında ABD Savunma Bakanı olan Robert McNamara da, bir yenilginin sorumlularındandı ve bunu 2003 yılında yayınlanan "Savaşın Sisi" (Fog og War) kitabında, öz eleştiri yaparak değerlendirmişti. Mc Namara, Ford'a, Dünya Bankası'na Başkan olan ve sivil hayattaki deneyim ve bilgi birikimini, dünyanın en büyük savaş makinesinin yeniden yapılanmasına aktaran bir yöneticiydi.
74 yaşındaki Donald Rumsfeld de, bu çapta bir birikime sahip. Temsilciler Meclisi'nde danışman olarak 1962'de kamu görevine başlamış. 1973'te NATO'ya ABD Büyükelçisi atanmış. Başkan Ford'un Beyaz Sarayında yöneticilikten sonra 1975'te ilk kez ABD Savunma Bakanı olmuş. Çeşitli büyük şirketlerde yönetim kurulu başkanlıkları ertesinde 2001'de bu defa Bush tarafından, 25 yıl sonra yeniden Savunma Bakanlığına atanmış. Amerikan tarihinin hem en genç, hem de en yaşlı Savunma Bakanı ünvanları Rumsfeld'inmiş.
"Rumsfeld Kuralları " diye 1980'de yazdığı bir de kitabı var müstafi bakanın. Bu kitaptan bazı alıntılar yaparak, bizdeki kamu görevlilerinin de işine yarayabilecek birkaç öğüdü aktaralım:

ÖĞÜTLER
- Bir kamu görevine geldiğinizde, geçmişteki görevlileri ziyaret edin. Onlar bu görevin inceliklerini öğrenmişlerdir. Hata yapacaksanız, orijinal hatalar yapın, onların eski hatalarını gereksiz biçimde tekrarlamayın.
- Beyaz Saray'da görev alınca kendinizi Başkan olmuş sanmayın. Anayasa'da bir tane Başkan var.
- Kamu görevi yaparken bundan keyif alın. Hayatınızın en enteresan ve meydan okuyan dönemi olabilir bu.
- Kendinizi vazgeçilmez sanmayın. DeGaulle'ün söylediği gibi "Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur."
- Kamu görevi aldığınız için kişiliğinizin değişmediğini, görevinizin niteliği ne olursa olsun, ailenize, çevrenize belli edin.
- Kamu görevlisi Amerikan halkına hizmet etmek için maaş alır. Bunu unutmayın.
- İstifa edebilin. Bu Başkan'ın gözünde değerinizi artırır ve hizmetinizi değerlendirmeye zorlar onu.
- Kamu parası, özel paralardan elde edilir. Kamu parası harcanılırken, kamuoyu elde edilecek sonuca değil, onun nasıl harcanıldığına dikkat eder.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA