Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Assolist öğretmen

BİR öğretmeni ışıltılı tuvaleti, gözünde simli makyajı, elinde mikrofonuyla bir gece yarısı sahnede şarkı söylerken görseniz ilk tepkiniz ne olur? Herhalde iyiye yormazsınız değil mi? Ama ben pazar gecesi Bir Dilek Tut sahnesindeki Ebru Öğretmen'i gördüğümde onu ayakta alkışladım. Çünkü idealist müzik öğretmenimiz, İstanbul'da yaşamasına rağmen tayinini Elazığ'da doğduğu köy okuluna yaptırmıştı. Burada ders verdiği iki yetenekli öğrencisine burs verebilmek için yarışmaya katılmıştı. Eğer büyük ödülü kazanırsa, bu parayı bağlama çalan iki fakir öğrencisinin eğitimi için harcayacaktı. Öğretmenlik mesleği her şeyden önce "gönüllülük" gerektiriyordu. Bizim Ebru Öğretmen'inki ise yüce gönüllülüktü. "Millet ne der?" diye düşünmeden, kendini sahneye atmış, fakir öğrencilerinin yarınlarına ışık tutmak için mikrofonu elinde meşale yapmıştı. Yarışmayı kim kazanır bilmem. Ama Ebru Öğretmen benim gönlümü en başından kazanmıştı işte... NOT: Değerli meslektaşım Şenay Düdek, yarışma öncesinde iki buçuk metre yüksekliğindeki sahneden düşerek omzunu kırdı. Kendisine acil şifalar diliyor ve haftaya omuz askısıyla olsa bile onu yarışma jürisinde görmeyi arzuluyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA