Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Dizi dizi hatalar, bizimkiler yakalar!

Hep övünüp, duruyorum ya, "Yakından Kumanda'nın yetiştirdiği ekran hafiyeleri sektöre kalite ve özen getirecek" diye... Bugün Yakından Kumanda'nın hafiyeleri size bir "resital" sunuyorlar. İşte dizi dizi hatalar... (Hepsinin sağlaması yapılmıştır.) Bıçak Sırtı'nda Murat'ın öğretmenini iftara davet ettiler. İftar vakti hava gayet aydınlıktı. Haydi diyelim ki aydınlık olabilir. Peki ya iftardan sonra Orhan Bey öğretmeni eve bırakırken hava nasıl hâlâ aydınlık olabiliyor? (Vildan Ergan) Binbir Gece'de Bennu'nun evindeki ilk sahnede mum, sehpa ile kanepe arasına düşüyor ve orası yanmaya başlıyor. Bennu kendine geldiğinde ise kanepenin çevresi hariç, odanın her yeri alev almış durumda!.. (Nihan Deniz Kilitçioğlu) Köprü dizisinde komutan, askerle konuştuktan sonra emir veriyor. Kafasında kep bulunan asker ise baş selamı vererek başını eğip uzaklaşıyor. Askeri kuraldır, kafada kep varken kesinlikle el ile selam verilir. Baş selamı bina içlerinde ya da kepsizken verilir. (Önder Şener) Annem dizisinde kız, dayısının evine kaçınca, annesi kayboldu diye birkaç saat içinde polise gitti ve polis kızı aramak için işlem başlattı. Bildiğim kadarı ile kayıplarda 24 saat geçmeden hiç bir işlem yapılamıyor. (Leyla A.) Menekşe ile Halil dizisinin 3. bölümünde, ağabeyi ve kocası tarafından Menekşe'nin elleri ve ağzı bağlanıyor. Yalnız çok gariptir, Menekşe'nin elleri arkadan değil de önden bağlanıyor. Dolayısı ile elleri rahatça hareket ettiğine göre ağzındaki bez parçasını çıkarıp, neden yardım istemiyor? (Okan Tören) Ezo Gelin dizisinde top patlayıp ezan okunduktan sonra iftar yapıyorlar. Oysa ki pencereden giren öğle ışığı sofrayı aydınlatıyor. (Zübeyde Melek) Menekşe ile Halil dizisinde Menekşe'nin dış hatlar terminalinden çıkışını bekleyen ağabeyi ile kocasının olduğu sahnede arkadaki 5-10 kişilik tayfa "En büyük asker bizim asker" tezahüratları yapıyorlardı. Dış hatlar çıkışı ve "En büyük asker bizim asker!.." (Arjen Robben) Köprü dizisinde ormancı vurulduğunda valinin hanımı silah sesini duyabilecek kadar yakınsa, orman yangınını nasıl fark edemedi? Gelen o kadar itfaiye ve polis aracının sirenini de mi duymadı? (Yasemin Beşkoç) Bıçak Sırtı dizisinin ilk bölümünde dede ile torun tavla oynuyor. Dede zar atıyor ve kırık pulunu içeri sokamıyor. O sırada evin hizmetlisi bayan geliyor ve dede tekrar zar atıyor. Zar sırası rakibinde olmasına rağmen hile yapıyor herhalde! (Melih Bozdemir) İki Aile dizisinde Oğuz, kızı Ceren'in diz üstü bilgisayarı yardımıyla İstanbul'daki şirketi ile toplantı yapacağını söylüyor. Hatta "Lap top'unu iyi ki getirmişsin" diyor. Ama Oğuz odada işyerindekilerle ile görüşürken, odada kocaman bir masa üstü bilgisayar olduğunu görüyoruz!.. (Anonim) Benden Baba Olmaz dizisinde Soner'in 10 yıl önce eşine hediye ettiği parfüm (Markası bizde saklı) piyasaya çıkalı henüz 2 ya da 3 sene oldu! (İsimsiz) Menekşe ile Halil dizisinde Menekşe, ağabeyi ve kocası tarafından İstiklal Caddesi'nde güpegündüz dakikalarca dövülerek, zorla götürülüyor ama ortalıkta bir tane bile polis yok! (Arzu Karagöz) Hatırla Sevgili'de Rüya 1961'de doğmuştu. Dizi şimdilerde 1969'u anlatıyor. Ancak Rüya hala Ahmet ile Yasemin'in 1966'daki tren yolculuğunda karşılaştığı günkü gibi. Artık yeni bir rüya gerekmiyor mu? (İsimsiz) Menekşe ile Halil'de Halil, İstiklal Caddesi'nden can havliyle koşuyor ve iki dakika içinde kendini birdenbire Sultanahmet'teki Sunshine Hotel'in önünde buluyor. Eğer ışınlanmadıysa, mutlaka atletizm milli takımımıza alınmalı! (Seyfi Olcay) Benden Baba Olmaz dizisinde bütün aile iftar sofrasındayken, televizyonda ezan okunuyor. Yaşlı adam su içip, orucunu bozmak isterken engel oluyor ve "Dur, o Adana'nın iftar vakti" diyorlar. Bir süre sonra televizyondaki ezan sesiyle yaşlı adam yeniden iftarını açmak üzereyken bir kez daha ikaz ediliyor: "Dur, bu Bursa'nın iftar vakti..." Tüm illerin iftar vakitlerini ezan sesiyle duyuran bir televizyon kanalı var da biz mi bilmiyoruz acaba? (Serap Akyol) Elveda Rumeli dizisi sözde 1896'nın Ramazan ayında geçiyor. Günlük güneşlik havadan ve karakterlerin giydiği kıyafetlerden anladığımız kadarıyla yaz ya da bahar ayları. Ancak o yılın Ramazan ayı Ocak ve Şubat ayını kapsıyor. O tarihte Makedonya'da dağ-tepenin karla kaplı olması gerekirdi. (Ahmet Çaksu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA