BU hafta Buzda Dans haber kaynıyordu. İlk bomba Hülya Yiğitalp tarafından patlatıldı. Meğer eski manken, çocuklarına şöhretli biri olduğunu ispat etmek için yarışmaya katılıp, onca "acıya" katlanmış. Zira şöhretli olduğu yıllara yetişemeyen çocukları ona hep "Anne niye kimse seni tanımıyor? Hani sen ünlüydün?" diye sormaktaymış. Hülya Hanım da şöhretini ispat etmek için yarışmaya katılmış. Ama keşke daha yetenekli olduğu bir konuda çocuklarının karşısına çıksaydı. Zira 6 hafta sonunda en yeteneksiz yarışmacı oydu. Bu hafta elenmeden önce pes etti ve son gösteriye bile zorla çıktı. Yani çocuklarına pek de iyi bir örnek olmadı. Ama buna rağmen "çocukları için verdiği mücadele" için alkışlandı. İlhan Mansız ise futbola geri dönebileceğini açıkladı. Belli ki Buzda Dans, onun sporcu ruhunu yeniden canlandırmış ve özgüvenini geri getirmiş. Zaten ben de uzun süre şu sorunun yanıtını arayıp, duruyordum: İki dizinden sakat olduğu için futbolu bırakan biri, diz bağlarını ve bacak adalelerini en çok zorlayan sporlardan biri olan buz patenini nasıl yapar? Demek ki, sorun İlhan'ın diz bağlarında değilmiş... Ve asıl bomba: Yarışmanın sunucusu Behzat Uygur, kızlar arasında düzenlenen bir güzellik yarışmasında birinci olmuş. Evet, yanlış okumadınız, "kızlar arası" bir yarışmada... Babası Nejat Uygur'un Adana'da turnede bulunduğu sırada 3 yaşında olan Behzat'ı, annesi kentte düzenlenen çocuklar arası güzellik yarışmasına sokmak istemiş. Ancak erkekler kategorisinde aday kontenjanı dolduğu için bizim Behzat'ı kızlar yarışmasına sokmuşlar. Behzat da o zaman altın sarısı saçlı, yeşil gözlü, kız suratlı bir bebekmiş. Ve... Behzat tüm rakiplerini geride bırakıp, birinci olmuş... Olayı ortaya çıkaran ise yarışmadaki partneri Gamze Özçelik'ti. "Senin, kızlar güzellik yarışması birincisi olduğunu duydum, doğru mu?" deyince Behzat da itiraf etmek zorunda kaldı. Dün sabah Behzat'ı arayıp, "Evli olduğun öğrenilince tacını geri almışlar doğru mu?" dedim. Çok güldük...