Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Cinayet görüntülerinin alıcısı olmayın

Geçen hafta Ece Erken'in eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun cinayet görüntülerinin ekranlarda defalarca yayınlanmasının, geride kalanları nasıl etkileyebileceğini analiz etmiştim. Yazım büyük ilgi ve destek gördü. Yakından Kumanda'nın aklıselim okurları da bana omuz verdi. Şiddet ve vahşetten bunalmış bir coğrafyada hiçbirimiz bu görüntülerin alıcısı olmayalım, talep etmeyelim, hatta reddedip izlemeyelim. İşte okurlarımızın konuyla ilgili görüşleri:
* "Televizyonlar acılardan reyting damıtıyor. Ne varsa veriyor ekrana, kim ölmüş, nasıl ölmüş, kim üzülmüş, kim sevinmiş, kimin umurunda? Ver coşkuyu... (!) Sen insan mısın, hayvan mısın, kimsenin derdinde değil!.. Bir yanda ölüm, kan, acı ve gözyaşı, diğer yanda; reyting, reklam, para... Bu ne blockchain bir yaşamdır? (Blockhain: Kripto para piyasasında da kullanılan, güvenmediğiniz kişilerle veri paylaşmanın güvenli yolu) Biz acıların çocuğu deyince bir tek Küçük Emrah'ı bilirdik. Şimdi, her gün bire bin ekleniyor!.." (Ramazan Budaklar)
* "Gülşen'in sahnede giydiği kostümü buzlayan kanal, cinayet anı görüntülerini defalarca fütursuzca yayınlamaktan vazgeçmedi. O görüntüler Ece Erken'in eski çalıştığı programdaki çalışma arkadaşları tarafından her gün yayınlanıyor. Bir değil, iki değil, defalarca... İnsan hiç mi empati kurmaz, hiç mi uyaran olmaz?" (Brueceli)
* "Çok doğru bir tespit. Merhametleri nereye gitti bu insanların?" (Müşerref Altuntaş)
* "Çok haklısınız gerçekten. Merhametsiz insanlar ne yazık ki bu acıyı anlayamaz. Ben de en çok çocuklarına üzüldüm." (Leyla Doğan)
Gelgelelim, o yazıda belirttiğim üzere, Ece Erken'e kin kusmak için eşinin kırkının çıkmasını bekleyemeyenler de vardı. Tıpkı "Yuva yıkanın yuvası olmuyormuş" diye yazan Aysun Çubuk gibi...
Yahu en merhametsiz mafya bile öldürülen üyelerinin intikamını almak için onun toprağa verilmesini bekler. Bu neyin acelesi, neyin iştahıdır?

Sahnedeki kameramanlar
Haberci meslektaşım ve müzisyen arkadaşım Cengiz Tağtekin bu kez de müzik programlarında gözü rahatsız eden bir ayrıntıya değinmiş:
"Sevgili Yüksel, müzik programlarındaki kamera çekimlerine değinmek istiyorum. Dünyanın en önemli gruplarının konserlerinde sırtında kamerayla bir kameramanı sahnenin en ortasında çalışırken göremezsin. Bizde ise yönetmen en iyi açıyı bulmak için (!) ve de yakın çekim yapmak adına kameraman kardeşlerimizi sanatçının burnunun dibine kadar sokuyor. Ortaya da hakikaten sahne ambiyansını bozan bir görüntü çıkıyor. Kemeramanları hiç görmediğimiz nice konser izliyoruz. Yakın çekim önemli ama günümüz teknolojisinde artık o kameralar pek görünmez halde müthiş kareler yakalıyor. Televizyon yönetmenlerinin bu işe kafa yormalarını senin vasıtanla istesem çok şey mi istemiş olurum? İyi çalışmalar kardeşim..."

Teşkilat'ın gizli düşmanı
Emniyet Müdür Yardımcısı değerli okurum Yavuz Yüksel, TRT 1'in dizisi Teşkilat'ı eksen alarak, bu köşede defalarca dile getirdiğim, bitmez tükenmez sorunumuz "fon müziklerindeki ses yüksekliği" meselesini bir kez daha gündeme taşımış:
"Yüksel Bey, sizi yıllardır büyük bir zevk ve takdirle okurum, tespit ve yorumlarınıza gönülden katılırım. Eşim ve ben Teşkilat dizisini bazı hatalarına rağmen severek izliyoruz. Birçok dizide olduğu gibi bu dizide de konuşmaların takibini zorlaştıran, adeta izleyicinin beynini delen fon müziği nedeniyle, sanırım bu diziyi de izlemekten vazgeçeceğiz. Fon müziğini bu kadar yüksek bir ses düzeyiyle veren yapımcılar iyi ve güzel bir şey yaptıklarını zannediyorlarsa sanırım büyük bir yanılgı içindeler. Sadece kanalın ve dizinin izleyici sayısını azaltıyorlar. Bu konuda uyarılmalarında fayda olduğuna inanıyorum, Başarılarınızın devamı dileğiyle, saygılarımla..."

Ne demiş?
"Zavallı Pitbulları değil, onları karanlık kulübelerde aç susuz bırakıp vahşi dövüş hayvanları olarak yetiştirenleri kısırlaştıralım!.." (Ben dedim)

Gaf'let kürsüsü
Beyaz eşyacıyı soyan yüzsüz hırsız, çamaşır makinelerini kamyonete yüklerken "Benim belim ağrıyor" diyerek komşu esnafa taşıtmasın mı?

Zap'tiye
Pet şişe ile dudaklarını vakumlayıp köfte dudak yapanlar... Burnunu inceltmek için iki kaşığın arasına sıkıştıranlar... Umarım yakında zenci poposu sahibi olmak için ev estetiği görüntüleri de paylaşılmaz!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA