Bu aralar her haberden, insandan, olaydan ve hatta rüyalarımdan bile ders çıkarasım, mesaj alasım var.
O nedenle artık hepimizi bıktıran ve hemen eskiyip unutulan Şirince meselesinden son kez söz etmek istiyorum.
Bu balonu ilk kim şişirmeye başlamıştı acaba?
Gerçi, ilk çıkan haberi çok net hatırlıyorum ben. Hiç köpürtülmemiş, olanı bildiren bir haberdi: "Mavi Enerji Grubu, 21 Aralık'ı Şirince'de meditasyon çalışmalarıyla geçirecek."
Sonra biri, bir gaz verdi ki; ardı arkası kesilmedi...
Yok 'Yüzbinler akın edecekmiş', yok 'Hollywood koptu geliyor' denildi.
Sonuçta gördük ki; bunlar dedikodunun şehvetine kapılmanın bir sonucuydu.
Özetle; bu kıyamet tiyatrosu bize söylentinin, dedikodunun ne büyük bir silah olabileceğini gösterdi, o kadar!
Ağzımızdan çıkanlara ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini de. Şaka maka da olsa, boğazın dokuz düğümünden çıkan her ses, her an bir yerlerde ciddiye alınabilir.
Benim 21 Aralık'ta yaşanan Şirince soytarılığından anladığım da işte tam olarak budur.