1992-1994 arası, Türk medyası için de karanlık yıllardı... O dönemde Güneydoğu'da yargısız infazlara kurban gidenler arasında Gündem Gazetesi için çalışan 50'ye yakın insan vardı. Bunların birçoğu profesyonel gazeteciydi. O dönemde bu insanların çoğu militan ilan edilseler de, Güneydoğu'daki insan hakları ihlallerini haber yapabilmek için öldüler... Ancak Türkiye'nin 'ana akım' gazeteleri, gazetecilerin satırla parçalanma haberlerini bile görmezden geldi. 1995-96 yıllarında Güneydoğu'da gazetecilik yapan Bayram Balcı, NTV'den Banu Güven'e şu acı açıklamayı yaptı: "O yıllarda Türkiye'deki 'ana akım' gazetelerin muhabirleri; haberlerini, kendi yayın organlarında çıkmayacağını bildikleri için Gündem Gazetesi'ne veriyorlardı." 'Press' filmi işte bu karanlık yılları perdeye taşıyor. Sedat Yılmaz'ın, Bayram Balcı gibi o dönem Güneydoğu'da çalışmış gazetecilerin anılarından ve kayıtlara geçmiş olaylardan yola çıkarak çektiği 'Press', Altın Portakal'da Jüri Özel Ödülü kazandı. O dönem genel yayın yönetmenliği yapan gazetecilere bu filmi izlemelerini tavsiye ediyorum. Özellikle de Ertuğrul Özkök'e...

ÖZELEŞTİRİ ZAMANI
Hazır Ahmet Kaya hakkında yapılan asılsız haberler için özeleştiri yaparken, kim bilir belki de 92-94 yıllarında yapmadığı haberler için de o çok sevdiği 'Hadi gelin itiraf edelim' tarzı bir yazı kaleme alır! Evet, o karanlık yıllardı, gazetelerin üzerinde büyük baskı vardı. Ancak bazıları bu baskıya direndi. Asıl trajik olan ise baskıya direnmeyenlerin, bugün 'özgürlük' istemiyle ortalıkta büyük gazeteci ayağına dolaşmaları! 28 Şubat hakkında özeleştiri yapan bazı gazetecilerin itiraflarını yakın zaman içerisinde okuma fırsatı bulduk. Bence özeleştiri yapma sırası şimdi 92-94 döneminde... Bu noktada Mehmet Ali Birand'ın "O dönemde yapılan haberlerin çoğu hayali senaryolardı..." demesi çok önemli. Kendisini kutluyorum.