Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

HSYK'ya dokunulamaz mı?

Anayasa değişikliği içinde en çok tartışılacak maddelerden biri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile ilgili olanı. Zaten HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, hemen "Hedefin HSYK olduğu anlaşıldı" diye bir açıklama yaptı. Hayret doğrusu! Acaba HSYK da mı değiştirilemeyecek maddeler arasında yer alıyor? Özbek, 12 Eylül Anayasası'yla, imtiyazlı ve dar kapsamlı bir yapıya sahip olan HSYK, hep böyle mi devam etsin istiyor? Anayasa paketindeki düzenlemede, mevcuttan daha demokratik bir Kurul öngörülüyor.
Bugün, üyelerin tümünü cumhurbaşkanı atıyor. 12 Eylül sürecinde, Kenan Evren, özellikle yargı organlarına atamalarda cumhurbaşkanının etkili olmasında ısrarlı davranmıştı.
Yürürlükteki hükümlere göre, Cumhurbaşkanı, sadece, Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından ve sadece Yargıtay'ın ve Danıştay'ın gösterdiği adaylar içinden seçimi yapıyor. Üstelik HSYK, Yargıtay'ın bütün üyelerini ve Danıştay üyelerinin 4'te 3'ünü de seçtiği için, mekanizma tamamen kapalı bir devre halinde çalışıyor.
Yeni getirilmek istenen sistemde ise, üye sayısı 21'e çıkarılıyor. (Dolayısıyla, Kurul'un içinde Müsteşar ve Adalet Bakanı kalsa dahi, üyeleri etkilemek ve yönlendirmek zorlaşıyor.) Ayrıca, hem seçiciler çeşitlendiriliyor, hem de taban genişletiliyor. Şöyle ki: Cumhurbaşkanının yanı sıra, TBMM ve mevcut hâkimlerle ve savcılar da, belirli sayıda üyeyi HSYK'ya seçebilecek. Ayrıca, Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi'ne de bir kontenjan tanınacak. Bu Kurul'a, yalnız, Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçilmeyecek. Bütün birinci sınıf hâkim ve savcılar HSYK'ya üye seçilebileceği gibi, hukuk mesleğinde temayüz etmiş avukat ya da bilim adamlarının da, Kurul'da yer alması mümkün olabilecek.

***

HSYK'nın çok daha demokratik bir yapıya kavuşturulduğu ortada. 1961 Anayasası'nda, Yüksek Hâkimler Kurulu'na, Parlamento (Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu) toplam 6 üye seçiyordu. Yeni anayasa teklifine göre, rakam 3 ile sınırlanıyor. Bu noktada, RTÜK'te olduğu gibi, temsile önem verilmeli; 3 üyenin tümü iktidar partisi tarafından belirlenmemeli.
Adalet Bakanı'nın Kurul'da bulunması, Batı'da da çok eleştiriliyor. Belki, oy hakkı olmadan, sadece Yürütme ile bir irtibat sağlansın diye bakan toplantıya katılabilir. Ya da, Adalet Bakanı'nın Kurul üyeliğinden tamamen vazgeçilebilir. Zaten yukarıda da belirttiğimiz gibi, üye sayısının artmasıyla, bakanın etkisi de büyük ölçüde azaltılmış oluyor. Hâkimlerin bağımsızlığı açısından önemli başka bir adım atılıyor. Teftiş Heyeti ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de, HSYK'ya bağlanacak. Bu şekilde Adalet Bakanı'nın kontrolündeki müfettişlerin, hâkim ve savcıları denetlemesi gibi sakat bir uygulamadan vazgeçiliyor.
Bence, "AK Parti, yargıyı ele geçiriyor" iddiasını, böyle bir düzenleme geçersiz kılacaktır. CHP, paketi, Anayasa Mahkemesi'ne götürse dahi, Yüksek Yargı'nın "hukuk devleti ilkesi zedeleniyor" gerekçesiyle yürürlüğü durdurması ise, büyük bir skandal olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA