Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Kılıçdaroğlu'na ve CHP'ye reçete

Baykal son açıklamasını yapıp noktayı koyduğuna ve meydanı sonuna kadar Kılıçdaroğlu'na açtığına göre, bundan sonra CHP hakkında belki bir de pazartesi günü yazarım. Ondan sonrası izlemek ve değerlendirmek olur. Bu şartlar altında şimdi kurultay öncesinde CHP ve seçilecek genel başkanına dönük irdelemelerde iki noktayı vurgulamakla yetinmek istiyorum.
Bu yazıda ele alacağım bu iki husus daha önce çarşamba günü yazdığım yazıya bir tür devam ve ek olacaktır ve yeni CHP'nin biçimlenmesinde çok önemli saydığım prensipleri dile getirmekle sınırlı kalacaktır. Bunları önemsiyorum. Bugün CHP'nin yenileşmesi sadece CHP'nin değil Türk siyasetinin dönüşmesi bakımından da önem taşımaktadır. Hemen belirteyim ki, Türkiye bugün tek kanatla uçmaya çalışan bir kuş gibidir ve AK Parti'ye, Türkiye hakkı olmadığı kadar (iki taraf bakımından da) yüklenmektedir. Farklılaşmış bir CHP, siyasal alanın yeniden tanzimi açısından da hayati bir işlev görecektir.
Değinmek istediğim ilk nokta partinin ideolojik plandaki dönüşümüdür. Bu tartışmayı açarken şunu unutmamak gerekiyor. Kılıçdaroğlu'nun iş başına gelişi Ecevit'in iş başına gelişi değildir. Toplumda bir ilgi odağı olmuştur Kılıçdaroğlu, bu kesindir, ama bu ondan ziyade Baykal'ın CHP'de yarattığı tıkanmayla ilgilidir. Kılıçdaroğlu'nu bugün bulunduğu noktaya Ecevit'i olduğu gibi ideolojik bir tartışma getirmemiştir. Kılıçdaroğlu düne kadar Baykal'ın en yakınındaki insandı. Gerçi, Gürsel Tekin'le birlikte başka bir arayış içindeydi ama henüz ortada kâğıt üstüne dökülmüş bir talep yokken genel başkanlığa sıçrıyor. Gene de ona dönük ilgi ve kişiliğinin tanımlanmasında kullanılan sıfatlar falan politik bekleyişin ne olduğunu bize sezdiriyor. Bu demektir ki, maksat partinin dönüşmesiyse, ne yapacağını bundan sonra göreceğiz. Ve o adımları atarken klasik CHP doktrininden ve parti içi demokrasi/sizlik anlayışından ne derecede uzak kalacağı başlı başına bir sorunsaldır.
Bu yönde bir gelişme bile ortada yokken Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül hareketini, DSP'yi ve diğer fraksiyoner oluşumları erittiği bir hakikatse buradan ileriye yapması gereken tek kelimeyle partinin sollaştırılmasıdır. Baykal'ın yaptığı gibi partiyi 1930'ların anlayışından çıkarır ve evrensel solun bugün kazandığı anlamla bütünleştirirse ortaya yeni bir model, yeni bir siyasal dinamik koyabilir. Gerisi tek adamlıktır, popülizmdir, halk avcılığıdır.
İkincisi, buna bağlı bir unsur.
CHP bu yönde bir hamle başlatırsa siyasete de alan açar. Bu partinin hiç değilse son on yılda yaptığı siyaset gerçekten Tek Parti dönemi siyasetiyle özdeştir. Nasıl Tek Parti dönemi CHP'si kültürel ve siyasal bir modernleşmenin, benim tabirimle, pasif modernleşmenin partisi idiyse Baykal'ın CHP'si de sadece hukuksal ve hatta kültürel planlarda siyaset yapmayı seçti. Öyle davranırken ordu gibi, sosyolojik temsil gücü olmayan diğer gruplar gibi odaklarla kendisini bütünleştirdi. Tabii ki, Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi bir partinin erteleyemeyeceği, yok sayamayacağı bir hakkıdır ama bunu CHP gibi yaptığınız takdirde kendinizi siyaset dışına itmiş olursunuz ki, şu son beş yılın olaylarını hatırlamak söylediklerimi kanıtlamaya yeter.
Öte taraftan CHP kitleden, toplumun ürettiği yeni sosyolojilerden de bu dönemde kopmuştur. Modern politikanın özünü meydana getiren taleptemsil ilişkisi bu parti için geçerliliğini yitirmiştir. Bugünkü CHP kadroları, yönetimi bu toplumda kimin, neyin temsilcisidir sorusuna cevap verebilecek bir tek kişi var mıdır? Hele ancak külahlara anlatılabilecek biçimde sol olduğunu söyleyen bir parti bu gidişle ancak bugünkü noktaya varabilirdi. Şimdi taban, temsil ve talep eksenine dönerse CHP, Türkiye'de de reel problemler etrafında bir sol siyaset üretilebilir. Demek ki, her şeyin başı taban, toplum ve ideolojidir.
Alın, Kılıçdaroğlu'na ve CHP kurultayına bir gelecek reçetesi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA