Çağdaş Türkiye'de kişilerin, çatışmayı teşvik etmeyen düşüncelerinden ötürü yargılanmasını kabul etmek ne kadar mümkün değilse, fırsattan istifade ayrı hukuk oluşturulması da kabul edilebilir değildir. DTP'li vekillerin polis zoruyla ifade verme pozisyonuna düşmesi, hukuki olduğu kadar siyasi boyut da taşımaktadır. Demokratik adımlar, DTP'nin siyasi sermayesini erittikçe, TBMM çatısı altında sabahlara kadar beklenerek, bölgesel ve etnik tabanın gururu okşanarak, oylar kemikleştirilecektir. DTP'liler, sessiz sedasız adliyeye giderek ifade verebilir, ardından (çok zor olsa da) parlamentoda tesis edilecek mutabakatla düşünce özgürlüğünün prangası kırılabilir. Kişisel ve siyasal hesapla denenen yöntemlerin mevcut Meclis yapısında taraftar bulması şansı ise zayıftır.