Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Aytaç Durak

42 gün kaldığı cezaevinde yaşadıklarını merak ediyordum…
Bir numaralı kentin 25 yıl boyunca bir numarası olan adamın, kılıcının iki tarafı da kesen birinin Hilton'da geçirdiği geceden sonra mahpus damına düşmesi nasıl bir duyguydu acaba?
Tam da bunları düşündüğüm sırada telefonum çaldı.
Telepatik bir şey mi oldu bilmem.

Arayan Aytaç Durak'tı…

***
"Cumartesi bir kahve ısmarlar mısın" dedi.
Hakkında lehte ve aleyhte onlarca yazı yazmıştım ama Tanrı misafirine 'yok' demek olmazdı.
Hemen 'buyur ettik' tabii…
Randevumuz 15 dakika gecikmeyle başladı.
***
Moralli görünse de içeride geçirdiği 42 günün endişesi hala yüzündeydi.
Cezaevinden dış dünyaya açılan tek kapısı gazetelerdi.
Gazeteler aracılığıyla olan biteni takip etmeye çalışmıştı…
15 metrelik avluda iki ayrı turda 3 kilometre yürümüştü…
Koğuşta akşamları 14 kişiyle birlikte 'dizi' izlemişti.
Hem de ay çekirdeği çıtlatarak.
***
Hakimin 'tutuklandın' sözü yüreğini ağzına getirmişti…
Koğuşuna gidene kadar da paniği sürmüştü.
Sonra geçmiş bu korkusu.
İlk akşamın yemek menüsünde 'pırasa' varmış…
***
Koğuşta sigara içilmesinden rahatsızdı.
Ama efkârlı koğuş arkadaşları sigara içmeden de duramıyordu ki.
Kimi irtikap, kimisi rüşvet ve bazısı da trafik kazasından ceza almıştı.
İçeride ilk şoku telefon açamadığı için yaşadı.
Sonra buz gibi suyla banyo yapmış. 74 yaşında ve bu havada!
***
Eşi Yıldız Hanıma cezaevi ziyaretini yasaklamış.
Ama haftada bir gün diğer yakınlarıyla görüşüyormuş…
Hapse girdiğinde cebinde 900 lirası varmış…
Tahliye olurken paranın yarısı cebindeymiş…

***

"İnsanın özgürlüğünün kısıtlanması çok kötü" dedi.
74 yıllık hayatında yaşadığı en acı tecrübenin cezaevine girmek olduğunu söyledi…
Sabahları namaza kalktığında duayı hiç ihmal etmemiş.
Cezaevi Durak için bir tür okul olmuş.
"Her yaşta kazanılacak bir tecrübe vardır mutlaka" dediğinde anladık bunu.
***
5. kez başkan seçildiğine pişmandı…
"Keşke Başbakanımı dinleseydim"
diyordu sık sık.
Başbakan Erdoğan'la da arasının bozulmasına çok üzülmüştü…
"Kimi abarttı, kimi de iftira attı. Ve geldik bugüne.
Şimdi herkesten çok özür diliyorum"
diyerek ayrıldı yanımdan.
***
Peki ya bundan sonra?
Karaisalı'daki çiftliğinden çıkmayacak…
Ve kalan ömrünü doğaya adayacak…
***
Giderken arkasından baktım…
Yaşadıkları onu epey yormuşa benziyordu.
"Keşke çevresine uymasaydı" dedim içimden…
Onun aklından da "keşkeler" geçtiğinden emin olarak.
"İnsan 'ne oldum değil, ne olacağım' diye düşünmeli" diyen atalar ne güzel söylemiş değil mi sevgili okurlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA