Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Mis gibi haber

Birisi dolapta uzunca süre unutulmuş bir et yemeğini gösterip "Ne dersin, ağırlaşmış mı?" diye düşüncemizi sorsa, ilk yapacağımız tencerenin içeriğini koklamak olur. Yani durumu inceler, görüş bildirmeden önce bilgi edinmeye bakarız.
Ama her gün toplum sorunları üstüne tartışırken çoğumuz rahatça "kanaat" açıklıyoruz. Söz konusu durumu incelemeden, araştırma yapmadan, toplumu koklamadan.
Örneğin erkeklerimiz kadınların en özel sorunlarını karara bağlamaya çalışırken gırtlak gırtlağa gelmekte. Kimsenin sorduğu yok "Siz onların öyle konularda gerçekten ne yaşadıklarını nereden biliyorsunuz?" diye.
Oysa insanların iç dünyalarını matematik formülleriyle incelemek de gelişmiş kesimlerde en önemli uzmanlık alanlarından biri oldu. Bilimsel araştırıcılıkta yetmiş yıldır öncülük Amerika'da.
Oradaki seçim yarışında Demokrat Parti sözcülerinden biri Cumhuriyetçilerin adayı Romney'in eşine sataştı: "Ömründe hiç işe girmemiş olan bu hanım çalışan kadınların halinden anlamaz; o konuda kocasının danışmanı olamaz."
Ann Romney'den hemen "twitter" yanıtı geldi: "Beş oğul büyütürken katır gibi çalıştım."
Patırtı koptu, kamuoyu ikiye ayrıldı. Ünlü anket kurumu Gallup hemen devreye girip geniş bir araştırmayla inceledi durumu. Sonuç:
Evde oturup çocuk bakan kadınlar dışarıda aylıkla çalışan hemcinslerine kıyasla çok daha yorgun, bezgin ve mutsuz. Onların elinde yetişen çocukların durumu iyi. Ama annelerinin arasında depresyon ve başka ruhsal bozukluk oranları çok yüksek.

***

Ciddi bir sorun bu. Sevgili kadınlarımıza ilişkin her sorun ciddidir zaten. Ama nüfusun şefkate muhtaç başka kesimleri de var. Örneğin, yaşlı erkekler.
Genellikle onlara işi bittiği halde kenara çekilmeyip yeni neslin önünü tıkayan, pir hırsıyla kavga çıkaran, eceli gelmişken aklı çöplükte kalan, haddini bilmeyip genç kadınlara musallat olan muzır kişiler gözüyle bakılır.
Öylesi vardır ama çoğu "gecesinde gündüzünde tat kalmamış yeryüzünde" yazgıya boyun eğerek Azrail ziyareti bekleyen insancıklardır. Hadi pek ciddi görünmeyen konulu bir başka Amerikan araştırmasının sonucunu duyuralım da, nadirattan iyi haber verelim onlara.
Koklamadan söz açtık ya. Philadelphia'da Monell Koklama Araştırmaları Merkezi o duyunun insan ilişkilerindeki rolünü inceliyor boyuna. Genç, orta yaşlı, ihtiyar diye üçe ayırdıkları deneklere alkol, tütün ve baharattan uzak durmalarını tembih etmiş, her akşam duş yaptırmış, temiz fanila giydirmişler.
Beş gecelik uykudan sonra gençlerden oluşan bir başka denek grubuna koklatılmış deney malzemesi. Onlar "Bu hoş, bu nahoş" diye ayırım yapmışlar. Ve en hoş kokunun kimlerden geldiği anlaşılmış dersiniz? Yaşlı erkeklerden!
Garip. Ama bilimsel yöntemle tekrarlanıp doğrulanmış bu deney sonucuna sevinebiliriz biz moruk biraderler. Yıl geçtikçe hiç değilse rayiha açısından değerleniyormuşuz şarap gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA