Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Irak'ta küresel savaş

Irak'taki kan gölü ve kaosun işgale karşı meşru direniş olmadığını, ABD-İngiltere operasyonunun en şiddetli karşıtları bile kabul etmeye başladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, "Pandora'nın kutusu açıldı, hiç kimse kapatamıyor" diyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier "Kara delik" benzetmesi yapıyor, "Bu kara delik önce Irak'ı yutacak, sonra Ortadoğu'yu, daha sonra da dünyayı" diye ekliyor.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, "Irak'ta cehennemin kapıları açıldı" uyarısında bulunuyor.
Ancak en doğru teşhis Irak Başbakanı İyad Allavi'nin: "Irak küresel savaşın bir parçasını oluşturuyor. Teröristler önce Irak'ı çökertmeyi, ardından Ortadoğu'nun, sonra da dünyanın istikrarını bozmayı amaçlıyorlar. Zaten Ebu Musa Zarkavi (El Kaide'nin Irak'taki kolunu yöneten Ürdünlü terörist) bunu açık açık söyledi. Biz sadece kendimizi değil sizi, siz Batılılar'ı, dünyayı teröristlere karşı korumaya çalışıyoruz. Bize yardım edin; zira uygar dünya ile teröristler arasında küresel bir savaş bu..."

Örgütten haber var

Uçurumun kıyısındaki bir insanın çığlıklarını hatırlatan bu çağrının ciddiyetini, vehametini anlamak için, iki Fransız gazeteciyi rehin tutan Irak İslam Ordusu'nun son bildirisini okumak yeterli.
Fransız gazeteciler Christian Chesnot ile Georges Malbrunot, Irak'ta 20 Ağustos'ta kaçırıldı. Teröristler onları serbest bırakmak için önce Fransa'da devlet okullarındaki türban yasağının (Aslında sadece türban değil, tüm dinlerin simgelerinin taşınması yasaklandı) kaldırılmasını istediler. Fransa'daki Müslümanlar bile bu talebi reddedince fikir değiştirip yeni bahaneler öne sürdüler: Irak yönetimiyle işbirliği yapmayın, büyükelçiliğinizi kapatın, Usame Bin Ladin ile anlaşın gibi...
Fransa Dışişleri Bakanı Barnier ile Müslüman din adamları Irak'a koştu, ülkenin tüm dini liderlerine "serbest bırakın" çağrıları yaptırdı... Örgüt "Yarın bırakacağız, merak etmeyin 48 saat sonra serbest kalacaklar" diye oyalayıp, Fransa'yı parmağının ucunda oynattı. Ve dün yayınladığı bildiriyle asıl amacını açıkladı: Fransa ile yüzyıllar öncesine kadar giden bir hesaplaşmaya girişmek. Buyurun bildiriden bölümler:
"Kim demiş Fransa dost diye? Cezayir'de 1992'de Müslümanlar'ın iktidara gelmesini engelleyenlerin başında o vardı. 1981'de Siyonist düşmanın (İsrail), Osirak nükleer santralını bombalamasını sağlayan bilgileri o verdi. Irak halkına 12 yıl boyunca uygulanan ambargoyu destekleyenler arasında (BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamalar kastediliyor) o da bulunuyordu."

Napolyon'un hesabı

Durun daha bunlar bir şey değil; bakın devamında neler neler var:
"Fransa'nın Müslümanlar'la tarihi kin, hınç ve kanla dolu. Suriye, Lübnan, Cezayir, Mısır, Filistin, Sudan, Tunus, Fas, Moritanya, Çad, Nijer, Mali, Burkina Faso'nun geçmişi bunun örnekleri..."
Afrika'nın sömürgeleşme sürecinin, hatta Napolyon'un 1798-1802'deki Mısır seferinin bile hesabını soruyorlar. Örgütlerin derdinin Irak, üyelerinin Iraklı olmadığını göstermeye bu bildiri bile yeterli.
Dişişleri Bakanı Gül, iki vatandaşımızı daha kaçıran bu örgütlere, "Türkler'e karşı dikkatli olmaları gerekir. Türkler'in düşmanlığını kazanmak kadar yapacakları yanlış olamaz" diye sesleniyor.
Ama teröristler yakında Bağdat Paktı'ndan, hatta Irak'taki Osmanlı egemenliğinden söz etmeye başlarlarsa, pek şaşırmayalım.
Çünkü onların amacı küresel savaş. Bu savaşta ne kadar çok cephe açarlarsa, yangını o kadar büyüteceklerini biliyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA