Bakan Pakdemirli'den Yangınlarda son durumla ilgili açıklamalar geldi.
Son dakika: Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yanan ormanlık alanları helikopterle inceledikten sonra Şehit Görkem Hasdemir Beldibi Yangın Ekip Binası'nda, son durumla ilgili açıklamalarda bulundu.
Yangın bölgesinde çarşamba gününe kadar nem oranının düşük olacağını belirten Pakdemirli, yaklaşık 1 hafta boyunca sıcak ve kuru havanın devam edeceğini kaydederek, şunları söyledi:
SON DAKİKA 125 YANGINDAN 117'Sİ SÖNDÜRÜLDÜ VE KONTROL ALTINDA
"28 Temmuz-1 Ağustos arası çıkan yangınların bilançosu olarak; 125 yangın çıkmıştı, 117 yangın ya tamamen söndürüldü ya kontrol altına alındı. Şu anda devam eden 8 yangımız var. Devam eden yangınlarımız Antalya'yı biliyorsunuz, Manavgat ve Gündoğmuş yangınlarımız devam ediyor. Muğla'da Marmaris, Köyceğiz, Milas, Kavaklıdere ve Seydikemer yangınları devam ediyor. Yeni gelen bilgiye göre Seydikemer yangını soğutma çalışmaları başladı. Gün içinde Menteşe'de çıkan yangında soğutma çalışmaları devam ediyor. Tunceli Hozatlı'da bir yangın şu anda devam ediyor. Bugün itibarıyla Mersin Silifke, Antalya Gazipaşa, Antalya Kemer ve Muğla Bodrum yangınlarını kontrol altına aldık."
Genel olarak 16 uçak, 9 İHA, 45 helikopter, 6 yönetim helikopteri, 1 insansız helikopter, 708 arazöz, 120 iş makinesi, 4 bin 800 personelle orman yangınlarıyla mücadele ettiklerini kaydeden Pakdemirli, şöyle devam etti:
MUĞLA YANGINLARINDA SON DURUM
"Muğla özelinde ise ben, vatandaşlarımızdan zaman zaman bazı serzenişler duyuyorum. İşte uçak veya helikopter göremiyoruz, diye. Muğla'da 4 uçak, 1 İHA, 17 helikopter, 185 arazöz, 93 itfaiye, iş makinesi, 414 araç, 55 ambulans ve 1457 personelle çalışmalarımız devam ediyor. Vatandaşlarımız, şu anda mücadele ettiğimiz satıh çok büyük olduğu için semalarda istedikleri sıklıkta bu araçları göremeyebilir.
Pakdemirli: Muğla üzerinde esas hava gücü olarak 4 uçak ve 17 helikopterle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bugün tedbiren 6 mahalle boşaltıldı."
VATANDAŞLARIMIZLA KONUŞTUK
Pakdemirli, Gökbel Mahallesi'nin boşaltılması sırasında bölgede olduğunu hatırlatarak, "Canın dışında her şeyin yerine bir şey konulabilir. Bu kadar bağlı olmamamız gerekiyor. Vatandaşlarımız evlerinden çıkarken imtina edebiliyorlar. Zorla ikna ettik, 'Gel şurada 2 saat burada otur, şurada sana yer ayarladık, sonra geri dönersin.' diye. Gökbel Köyü'nde bu olayı yaşadıktan birkaç saat içerisinde, söylediğim ve konuştuğum alana da alevler geldi ve boşaltılan köy kısmi zarar uğradı." dedi.
ÇALIŞMALARIMIZI BUNA GÖRE PLANLADIK
Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında 1200 personel, 289 araç ve iş makinesinin de çalışmalara katıldığını kaydeden Pakdemirli, "Güneşin doğuşuyla birlikte alanı inceledim. Sabah saatlerinde çok olumlu bir tablo olmasına rağmen öğleden sonra artacak olan rüzgarın ve hava koşullarını bilmemizden dolayı, yangının devam edeceğini ve belli odakların olacağını tespit ettik ve çalışmalarımızı buna göre planladık." ifadelerini kullandı.
Azerbaycan'dan gelen ekipler Türkiye'nin birçok noktasındaki yangın söndürme faaliyetlerine katıldı.
YARALAR SARILACAK
Pakdemirli son dakika açıklamasında AFAD Koordinasyon Toplantısı'nı da yaptıklarını belirterek, "Vatandaşımızın hayatını bir an evvel normal hayata döndürme konusunda neler yapılabileceği hakkında bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantı mutat bir toplantı ve sürekli devam edecek toplantı. Yangın ve teknik faaliyetlerimizin yanında vatandaşlarımızın da konfor seviyesinin arttırılması, yaraların sarılması için bu çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.
Vatandaşlara yardımların ve iyileştirme çalışmaların bütün kamu kurumların katılımıyla devam ettiğini kaydeden Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
HASAR TESPİTLERİ SÜRÜYOR
"Hasar tespit çalışmalarımızın Muğla'da yüzde 75'ini bitirdik. Yanan orman alanları müsaade ettikçe bu hasar tespit çalışmaları da devam ediyor. Türkiye'deki bu yangılarda, özellikle 28 Temmuz'dan bu yana gerçekleşen yangınlarda 8 vatandaşımızı kaybettik.
HIZLI BİR ŞEKİLDE
Bu bizi, hepimizi, 84 milyonu üzüyor. Vatandaşlarımıza rahmet diliyoruz, geride kalanlara da sabırlar diliyoruz. Elbette sadece canlarımız gitmedi, hayvanlarımız da gitti, onlar da can. Onlar için de üzülüyoruz. Sadece ağaçlarımıza değil, onlar için de üzülüyoruz. Bu ekosistemde kaybın önüne geçmek için mücadelemiz hızlı bir şekilde devam ediyor."
Pakdemirli, yangın söndürme çalışmalarında belediyelerin katkılarının olduğunu belirterek, "Ancak ben belediyelerimize ister bizim partiden ister başka partilerden, siyasetten ayrı şu çağrıyı da yapıyorum. Hem devam eden yangınlarımızla ilgili hem de bunun bilançosu ile ilgili olarak da bir toplanıp, bundan sonrasında yerleşim yerlerinin korunması konusunda, belediyelere hem sorumluluklarının hatırlatılması hem de bunu daha iyiye nasıl taşımamız gerektiğini çalışıyor olmamız lazım.
BİLANÇODAN GÖRDÜĞÜM
Benim son 5 günlük bilançoda gördüğüm, Orman teşkilatı yerleşim yerlerini korumaktan, birinci derecede aslında sorumluluk belediyelerdedir, ormanların yanmasına müsaade etmek zorunda kaldı. Ormanların yanması da sahayı daha da genişletti. Sahanın genişlemesi de yeni yeni yerleşim yerlerine maalesef zarar getirdi. Bu anlamda siyasetten ari bir çağrıdır. Onu da ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.
Yerleşim yerlerinin korunması konusunda belediyelerin kurumsal kapasitesinin artırılması için bir çalıştay yapılabileceğini kaydeden Pakdemirli, yangınla mücadele sırasında dün 15 çalışanın ölümden döndüğünü hatırlatarak, başta Orman Teşkilatı olmak üzere yangında çalışan herkese teşekkür etti.
HER YERDEN KIVILCIM DÜŞÜYORDU
Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı Armutalan Mahallesi Şirinyer mevkisindeki yangının kontrol altına alınması için çalışmalar aralıksız sürüyor.
Alevlerin arasında kalan 2 odalı evinden çıkan 72 yaşındaki Beşgül Aydın, torunuyla yangın söndürme ekiplerine destek oldu.
Yangında evi zarar gören Aydın, AA muhabirine, evinin yanması nedeniyle büyük üzüntü yaşadığını söyledi.
Alevlere sabaha kadar su döktüğünü belirten Aydın, "Kızımın evini kurtarmak için mücadele ettim. Çocukluğumun geçtiği, çocuklarımı büyüttüğüm evim yandı. Her yerden kıvılcım düşüyordu. Odunun içine düştü ateş, hemen su döktüm. Komşumuzun evi yandı. Onlar evde yoktu, yandı. Sabaha kadar hiç uyumadım. Hayvanlarımı saldım. Kuyudan su çekip, yangına müdahale ettim. Sürüne sürüne etrafa su döktüm. Evimi çok zor yapmıştım." diye konuştu.
ÇOK BÜYÜK BİR AFET
Bölgede bulunan arı kovanları yanan 43 yaşındaki Zafer Şahin, yangın sırasında Denizli'deki arı kovanlarıyla ilgilendiğini dile getirdi.
Yangının evlerine doğru ilerlediğini duyunca hemen yola çıktığını anlatan Şahin, "Yanıma 10 bidon su aldım. Evin önündeki odunlar tutuşmuştu, onları söndürdüm. Dayımın evi bir ucundan tutuşmuştu, ona müdahale ettik. Samanlıklarımız yandı. Ağılda 6 oğlağımız da yanarak telef oldu. Arı kovanlarımın 72'sini buraya getirmiştim. Arıları koyduğum bölgeye de yangın ulaşmış. Kovanlarımdan geriye 11'i kalmış. Yaşadıklarımız anlatılmaz. Çok büyük bir afet yaşadık. Allah sabır versin." ifadelerini kullandı.