Tuna Arman' 4izilerden tanıyoruz, bir de geçen yaz, 'hayvana şiddete dur' demek için Taksim'de iki ay süreyle yaptığı oturma eyleminden. Hayvana şiddetin suç kapsamına alınması için 250 bin imza toplayıp TBMM'ye sunan oyuncu Arman, bu yaz yine boş durmuyor. Yine çok ses getirecek bir proje için kolları sıvayan Tuna Arman, kendini sokak hayvanlarına adamış ve bu uğurda yıllardır emek veren hayvan dostu, evinde engelli hayvanlara bakan Tolga Öztorun ve ilk kişisel sergisini Yedikule Barınağı için yapan fotoğraf sanatçısı Ateş Kantürk'le ortaklaşa kalkışmış bu işe. Üç kafadar hayvan dostu bir araya geldiklerinde, bu kez engelli hayvanlara dikkat çekmeye karar vermişler ve ünlülerle engelli hayvanları birlikte fotoğraflayıp, projenin adını da 'Farkında mısın?' koymuşlar. Çıktığı TV programlarında ve kişisel sohbetlerinde engelli hayvanlardan bahsettiğinde, bunun farkında olmayan birçok kişi görmüş: "İstedik ki, bilsinler, ögrensinler ve el uzatsınlar. Bu projeyle toplumun engelli hayvanları fark etmesini istiyoruz. Doğuştan ya da sonradan engel sahibi olan çok hayvan var ve onların sokakta ve barınaklarda yaşaması çok zor, hayvan sahiplenmek isteyenler önceliği onlara versin istiyoruz." Proje kafalarında şekillendikten sonra ünlü isimlerle irtibata geçmişler. Şimdiye kadar aralarında sanatçı, ressam, sporcu, yazar ve gazetecilerin yer aldığı 14 kişinin fotoğrafları çekilmiş. Metin Şentürk, Tan Sağtürk, Ege, Billur Kalkavan, Buket Uzuner, Bedri Baykam, Ömür Gedik, Reyhan Karaca, Hayko Cepkin, Zuhal Olcay gibi ünlü isimler geçmiş objektif karşısına. Haziran ayında başlayan çekimlerin kasıma kadar devam edeceğini söyleyen Arman, kasım ayında bir sergi düzenleyeceklerini sözlerine ekliyor: "Projeye destek veren birçok ünlü isim var. Ünlülerin de hep zaman sorunu var. Çok özel isimler seçiyoruz ve sağ olsunlar hemen sahipleniyorlar projeyi. Çünkü özel ve insani bir proje bu, ünlülerimiz poz verecekleri engelli hayvanlarla çok güzel zaman geçiriyorlar. Tanışmaları ve çekimler inanın duygu dolu ve eminim ki bize poz veren ünlülerimiz bu projeden sonra engelli hayvan sahibi olacaklar."
AĞLAYARAK YOLA ÇIKTILAR
"Son yıllarda ülkemizde hayvan hakları adına ses getiren projelerin sayısı arttı. Sizce bu bir trend olabilir mi?" diye sorduğumuz Tuna Arman; "Sonucu hayvan yararına olacaksa, herkesin ellerinden öperim," diye yanıt veriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Yani trend de olsa hayvanlara dokunacak sonuçta ucu... Şu an çalışan birçok isim Taksim'e eylem alanına gelen sanatçı arkadaşlar. Gördükleri fotoğraflar karşında, öğrendikleri hikayelerle ağlayarak bu yola çıktılar. Hepsi hayvanseverdi belki ama olayların iç yüzünden ve kanundan uzaklardı. Farkında oldular ve yola çıktılar. Albüm çıkaran, defile düzenleyen, benimle birlikte kanun için uğraşan bu arkadaşlar sayesinde, basın ve TV'lerin yer vermesiyle de toplumda farkındalık yaratılıyor. Ama hayvansever olmakla, hayvan hakkı savunucusu olmak çok farklı şeyler, bu savunuculuk devam etmezse, o zaman trend diyebiliriz."
BİR KİŞİ BİLE KAZANMAK ÖNEMLİ
Peki hayvan hakları için yapılan bunca iş, verilen emekler işe yarıyor mu? Bu projeler amacına ulaşıyor mu? Tuna Arman "Bir kişi bile kazansak kârdır," diyor ve ekliyor: "Artık basın ve TV'ler sanki hayvanların farkına vardı. Bugüne kadar hayvana şiddet ve tecavüz haberi yer almazken şimdi bütün medya daha duyarlı. Bu hayvanların var olduğunu ve yaşam hakları olduğunu, onları da Allah'ın yarattığını ve bize emanet olduklarını kabul edeceğiz. Geçen yılki oturma eyleminden sonra, şu an ülkemizde birçok kişi hayvana şiddet ve tecavüzün suç olmadığını biliyor ve suç olmasını istiyor. Yani Kabahatler Kanunu'ndan çıkmalı ve Türk Ceza Kanunu'na alınmalı. Hayvan sevin veya sevmeyin, bu ahlaki bir konudur. Tecavüze uğrayan ve beli kırılan, kanlar içinde kalan hayvanlar içimizi acıtıyor insan olmaktan utanıyorum. Başbakan'dan ve Adalet Bakanlığı'ndan aldığımız sözler doğrultusunda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu değişecek. Heyecanla beklemekteyiz. Değişmezse daha büyük bir eylem yapacağım, yine sokakta olacağım, ömrümün sonuna kadar uğraşacağım. Bu kabahat değil, suç çünkü. Ve ben bir anne ve kadın olarak çocuklarımızın bu sapıklarla aynı ortamda yaşamasını istemiyorum."