Bir
siyasetçi olarak kendinizi politikadan sıyırmanın, 'normal' gözükmenin, 'halkla ilişkiler' kurmanın çeşitli yöntemleri var.
Durduk yere taksi durağında insanları ziyaret etmek de, çay ocağına oturup kameralara poz vermek de bunlardan biridir. Ama eğer
bir müzisyene kolunuzu atıp, yanında durabildiyseniz, tadından yenmez. Belki onlarca mitingde halkla yapamadığınız yakınlaşmayı, tek vuruşta yapabilirsiniz. Şahane.
Elbette müzisyenler politikacılarla 'dost' olamaz demiyorum. Ama bunu 'açıkça', belirli yerlerde gösteriyorsanız, işin içinde çoğunlukla bir 'saf tutma' durumu da vardır.
Memleketimizin rock yıldızlarından Mesela Harun Tekin zamanında Baskın Oran'ın yanında durduğunda da bu bir 'politik' seçimdi. Arabeskçi İbrahim Tatlıses, Genç Parti'yle yakınlaştığında da. Özünde aynı.
PASTAYA KADAR HER ŞEY GÜZEL
Geçtiğimiz hafta Bodrum'da ilk defa Uluslararası Bodrum
Karnavalı düzenlendi. İlk senesi olmasına rağmen, Bodrum'un eylülünü şıklaştıran bir festivaldi. Sanatçı seçimleri biraz daha farklı olabilirdi ama bu konumuz dışında. Kesin olan, karnavalın Bodrum'u renklendirdiği, hareketlendirdiği.
Önümüzdeki senelerde büyüme potansiyeli olan bir festival bu.
Ben daha çok, karnavala da büyük katkısı olan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve son gece orada sahne alan MFÖ'den bahsetmek istiyorum...
Yakınlaşmalarından.
MFÖ'yü siz nasıl bilirsiniz, bilemem. Ben iyi bilirim. Bu ülkedeki en önemli topluluklardan biridir benim için.
Hiç kuşkusuz Mazhar Alanson da en yetenekli şarkı/söz yazarlarındandır. Son zamanlarda şarkılarını çay reklamlarına,
Fatmagül'ün Suçu Ne? gibi dizilere verdiği için eleştiriliyor olsa bile, gönlüm hep ondan, onlardan yanadır. MFÖ eskiden de vardı reklamlarda, bir şey değişmedi.
Ele Güne Karşı Yapayalnız albümünü dinlemeye başlayınca, durur her şey.
Saygıyla eğilirim önlerinde.
Mehmet Kocadon ise yıllarını Bodrum'da geçirmiş, çok da sevilen bir başkan. Mazhar Alanson'la -duyduğuma göre- 'arkadaş'larmış da. Buraya kadar her şey güzel, şık.
Pastaya kadar...
Festivalin son günü MFÖ sahnedeyken, herkes de onların şarkılarına dalmışken, aniden durdular.
Mehmet Kocadon'dan bahsetmeye başladı Mazhar Alanson. Denk gelmiş işte,
bugün başkanın doğum günüymüş. Peki, kutlayalım. Konser boyunca MFÖ'yü gösteren dev ekranda 'Başkanımıza mutlu yıllar' yazısı da tamam. Uzaktan gördüğüm şey pasta mı? Evet öyleymiş.
Sahnenin üzerindeki pastaya da tamam. Galiba, ilginç şeyler oluyor.
Mazhar Alanson başkanın arkasında, şık bir şortla oturuyor.
Başkan da sahnede, onun önünde
başlıyor miting tadında bir konuşmaya. "Bunlar," diyor, (belli ki çok yakın arkadaşlar), "Bodrum'u Bodrum yaptılar".
Sonra, günün önemine istinaden, 12 Eylül konuşuluyor. Ben o esnada 'MeFeO'ya (başkanın deyişiyle) bakıyorum, gülümsüyorlar. Gözlerim Iggy Pop'un bile kapısına tekme atan, aksiliğiyle ünlü Mazhar Alanson'dan ayrılmıyor. En sonunda mikrofonu alıp, "
Başkanım sizin sesiniz de güzelmiş," dediğinde rahatlıyorum...
Politika ve politikacıların, her fırsat bulunduğunda müziğin ve müzisyenlerin arasına girmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum kendime. Güzel bir anınız, gereksiz bir yapaylıkla bozulmasın diye. The Cure'un vokalisti Robert Smith geçenlerde söyledi, politik müzisyenlerin yanında kendini ne kadar rahatsız hissettiğini.
MFÖ elbette Robert Smith'in bahsettiği düzeyde politika yapan bir grup değil.
Ama bazen -müzisyenin kendisinden kaynaklanmasa dayakınlarındaki politikliğin kokusu bile rahatsız ediyor; yanlarındaki politikacının ne kadar iyi ya da kötü niyetli oluşundan bağımsız olarak. Smith'in dediği gibi: "
Çok az insan politikayla müziği birleştirebilecek kadar zeki. Yoksa politikada iyiyseniz müziğinizden, müzikte iyiyseniz politikanızdan feragat edersiniz."
Genç politik gruplarımıza duyurulur.
Sophie Ellis Bextor sahnede
SOPHIE Ellis Bextor, Datarock, Melis Danişmend ve Sattas bugün
Adidas All Originals Party için
Küçükçiflik Park'ta sahnede olacaklar. Yazın son açık hava festivallerinden biri olan bu etkinlikte, ben de DJ olarak yer alacağım. Güsel bir cumartesi geçirmek için orada olun.