Tiyatrodan spora, modadan ekonomiye Türkiye'nin farklı alanlarda önde gelen 46 ismi, 'Kutup Yıldızı-Geleceğimize Işık Tutanlar' fotoğraf sergisinde buluştu. Çağdaş Eğitim Vakfı'nın 15. kuruluş yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen sergi, 'Genç Yetenekler' projesi kapsamında yetenekli çocuklara eğitim imkânı sağlamayı amaçlıyor. Fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan'la, bir yıldan kısa süre içinde bitirdiği proje hakkında konuştuk. Ceylan öncelikle Kutup Yıldızı projesinin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor: "Projenin fikri derneğin yönetim kurulu üyesi Berrin Yoleri'nden çıkmış. O aşamada ben kendisiyle tanışmamıştım henüz. Ta ki beni arayıp, projeden kısaca bahsedene ve fotoğraf sanatçısı olarak destek olup olamayacağımı sorana dek. Projenin içeriği bir fotoğrafçı olarak bana cazip geldi. Hizmet edeceği amaç da güzel olduğundan, olumlu yaklaştım. Çağdaş Eğitim Vakfı ile benim herhangi bir ilişkim yok. Ya da benzeri herhangi bir vakıf veya dernekle de... Kendi alanında yetenekli ama imkânı olmayan gençlere burs imkânı sağlıyacağı için destek oldum." Sergideki tüm fotoğraflar bu yıl içinde çekilmiş. Bu nedenle sergiyi görür görmez insanın aklına şu cümle geliyor: "Bu kadar kısa zaman içinde bu kadar ünlü ismi kim bilir nasıl bir araya getirmişlerdir!" Ebru Ceylan, bu kişilerin bir kısmını önceden tanıdığını ama önemli bir kısmıyla bu proje sayesinde tanıştığını belirtiyor: İkna etme meselesine gelince, "O işle ben ilgilenmedim tabii ki," diyor Ceylan ve ekliyor: "Ben sadece planladığımız saatte, planladığımız mekâna gittim, çektim ve çıktım. Organizasyonu Berrin Yoleri ve Burak Oğuz yaptı." Fotoğraflanan 'kutup yıldızları'nın önemli bir bölümü, kendileriyle özdeşleşen mekânlarda çekilmiş. Örneğin İlber Ortaylı'yı Topkapı Sarayı'nda, Yıldız Kenter'i tiyatro kulisinde görüyoruz. "Bu konuda kendime kısıtlama getirmenin doğru olmadığına karar verdim. Bazen ben mekân önerdim, bazen onların tercihleri oldu," diyor Ceylan. Bunun yanı sıra kostüm ve kıyafetlerine de karışmamış. Kenan Sofuoğlu'nu motosiklet kıyafetleriyle, Tan Sağtürk'ü jeanle fotoğraflamış.
Üniversitede mahsur kaldık
Peki bu isimler nasıl seçilmişti veya çok çekmek isteyip de çekemediği isimler olmuş muydu? Bu soruyu şöyle yanıtlıyor Ebru Ceylan: "İsimler bana zaten hazır bir listeyle geldi. Ancak benim mutlaka olmasını istediğim isimler de vardı ve onları da listeye dahil ettik. Elimizdeki bu listeden ulaşabildiklerimizle ve tabii kabul edenlerle çalıştık. İsim vermeyeceğim ama çekmek istediğim ama çekemediğim isimler var tabii. İleride belki bir imkân bulup onları da arşivime ekleyebilirim umarım." Çekimler oldukça keyifli geçmiş. "Hiçbirinde zorlandığımı hatırlamıyorum," diyor ama çok popüler isimlerin dış mekân çekimlerinde izdiham tarzı durumların yaşandığını söylüyor. Bir anısını ise şöyle anlatıyor."Prof. Oktay Sinanoğlu'nu çekmeye Yıldız Teknik Üniversitesi'ne gittik. Ancak biz içeride çekimdeyken üniversitede işgal olmuş. İşimiz bittiği halde bir süre içeride mahsur kaldık. Çıktığımızda ortalık biber gazı kokusu eşliğinde savaş alanını andırıyordu. İyi şeylerin ortaya çıkması ne kadar çok zaman alıyorsa, kötü şeyler de bir o kadar çabuk olup bitiveriyor bazen." Geçen hafta KÜSAV Süzer Sanat Galerisi'nde yer alan sergi, bundan sonra Türkiye'yi dolaşacak.
Projeye destek veren 46 ünlü
Prof. Halil İnalcık,
İbrahim Balaban, Yaşar Kemal,
Feyyaz Berker, Kerim Kerimol,
Ara Güler, Haldun Dormen,
Yıldız Kenter, Burhan Doğançay,
Şakir Eczacıbaşı, Behruz Çinici,
Müşfik Kenter, Oktay Ekşi,
Prof. Oktay Sinanoğlu, Alev Ebüzziya,
Genco Erkal, Mehmet Güleryüz,
Prof. Jale Yılmabaşar, Mehmet Aksoy,
Prof. Alaeddin Asna, Ayşe Kulin,
Prof. Emre Kongar, Prof. İlber Ortaylı,
Rutkay Aziz, Tarık Akan,
Aziz Sarıyer, Prof. Celal Şengör,
Bedri Baykam, Cem Mansur,
Burhan Öcal, Fahir Atakoğlu,
Ferzan Özpetek, Nuri Bilge Ceylan,
Semih Saygıner, Can Yalman,
Atıl Kutoğlu, Cihat Aşkın,
Nasuh Mahruki, Tan Sağtürk,
Fazıl Say, Sevan Bıçakçı,
Tarkan, Cem Yılmaz,
Mehmet Okur, Kenan Sofuoğlu,
Dice Kayek (Ayşe-Ece Ege).
Durağan ve melankolik
Fotoğraflarda bu ünlü isimlerin sanki başlarında bir hare varmış gibi, gizemli havaları da var. Bunun sebebini şöyle açıklıyor Ebru Ceylan: "Ben sadece onların durağan, ciddi hatta bazen melankolik hallerine vurgu yapmaya çalıştım. Çünkü ben bu tür ruh durumlarıyla daha çok ilgileniyorum. Sanatta da hayatta da..." Fotoğraflanan isimlerin çoğu kameraya bakarken görüntülenmiş. Sadece birkaçı uzaklara bakmayı istemiş... Bunlardan biri de Ebru Ceylan'ın eşi Nuri Bilge Ceylan. Herkesi değişik pozisyonlarda çektiğini belirten Ebru Ceylan, sanatsal açıdan en anlamlı bulduğum pozları kullanmış.