- İstanbul turunuza ilk nereden başladınız?
- Tarlabaşı'ndan başladım. Çünkü çocukluğumun geçtiği semttir. Tabii çocukluğumdaki bugünkü Tarlabaşı değil. Ama her yıl bir iki kez gidip, orayı tavaf etmeden rahat edemem. Arada bir çocukluğumu ararım. 10 yaşlarında Bebek'e gittik. Ama ilk gençlik yıllarım Beyoğlu'nda çalışarak geçtiği için çocukluğumun sokaklarına hep yakın oldum. Değişim beni çok acıttı. Sadece doku bozulması değil, göç insanlarının halleri, travmaları da beni çok acıttı.
-
Sizi en çok hangi semtin öyküsü etkiledi?
- Beni bütün olaylar bitmesine rağmen Küçükarmutlu çok etkiledi. Çok büyük acıların yaşandığı yerde, izler kaybolmuş, ama insanlarla konuşurken onların içlerinde, gözlerinde, sözlerindeydi. O olayları hatırlatan bir şeyler kalmalı mı, derseniz, bence kalmalı. Biz çok belleksiz bir toplumuz. Sözgelimi ben Göztepe'deki Mavi Çarşı'nın bir terör anıtı gibi kalmasını isterdim. Küçükarmutlu'da da çok örtülmüş acı halen sürüyordu ama başka şeyler gelmişti.