- Bu ilişkide kim daha çok seviyor? Daha âşık?
- N.Ö: Ben daha az telaşlıyım ama bu daha az seviyorum anlamına gelmiyor. Hayatta 11 yaş daha önde gidiyorum, bu yüzden belki. Bu arada işim gereği kötülüğün ve iyiliğin arasında kalmış olabilirim. Yani iyiler ve kötülerin arasında! Elimden geldiğince iyi olmaya çalıştım. Bu bana şöyle bir hayat tecrübesi verdi: Sevgiyi daha emin, sakin ve daha az panikle geçiriyorum karşı tarafa.
- Nehir Ö: Nebil daha duygusal. Sevgisini kolay dile getiriyor. Eşit ağırlıklı ve yoğunlukta aslında ama bazen farklı görünen bir sevgi bizimki.
- N.Ö: Sevgimiz kayıtlara geçsin istedim, Tuluhan. Dostlara, tanıyana, tanımayana 'Bak bu kadını seviyorum,' demek istiyorum galiba bu röportaj vesilesiyle....
- Uzmanlık alanınız nedir?
- Nehir Ö: Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yardımcı doçentim. Bitki genetiği üzerine çalışıyorum. Genleri klonlamak ve deşifre etmek üzerine çalışmalar yapıyorum. Mesela, zeytin bitkisinin genleri üzerinde çalışmalarımız sürüyor bu aralar. Gen kütüphaneleri oluşturup genlerin fonksiyonlarını biyoinformatik çalışmalarla anlamlandırmaya çalışıyoruz. Gen kütüphaneleri konusunda Türkiye'de çok fazla kişi çalışmıyor. Zor ve zevkli bir konu. Şimdi önümde doçentlik sınavım var, sıkıntılı bir süreç. Bir yandan da gelinlik, düğün telaşı...
- Aileniz ne dedi Nebil Özgentürk'le evlenme kararınıza?
- Nehir Ö: Önce tereddütlüydüler. Sonra çok sevdiler Nebil'i...
- N.Ö: Sunay, ocak sonundaki kız isteme faslına da geldi... O gece şakalar yaptı benimle ilgili, ben sürdürdüm, hatta fırlamalıklar falan yaptım. Damat ciddiyeti hak getire tabii ki. Böylece kaynaştık aileyle, ailece. Nehir'in annesi Hacer Hanım, Balkan göçmeni bir kadın, hassas ve sevgi dolu bir anne... Babası Kamil Bey de, değişik kentlerde doktorluk yapmış yıllarca. Dürüst, prensipli bir adam. Duygusal da, çocuklarına sonsuz düşkün... Yemekte, birden ayağa kalktı, dedi ki, 'Bebeğimi çok güzel büyüttüm. Ona çok özendim, bebeğime iyi bakın, bebeğimi üzmeyin,' dedi gözyaşı dökerek... Ben de ona söz verdim...