Yaratıcı işlerde disiplinlerarası geçişlere sık rastlanır. Ama kimse bir moda tasarımcısından ödülleri zorlayan bir uzun metraj beklemez. Karl Lagerfeld gibi fotoğrafçılık oynayabilir kendince. Veya deneysel kısalar, reklam filmleri çekebilir belki. Ama elinin hamuruyla, daha ilk filminde oyuncularına ödüller kazandırmak, eleştirmenlerin gözbebeğine dönüşmek... Yok, olacak iş değil. Mevzubahis Tom Ford dahi olsa, akıl alır şey değil. Bundan altı yıl evvel yoktan var ettiği Gucci'den ayrılırken, film çekmek istediğini söylemişti Tom Ford aslında. Biz onu kendi adıyla kurduğu markasıyla; takım elbiseleriyle, güneş gözlükleriyle haşır neşir sanalım, o, bir yandan
A Single Man için de çalışır dururmuş bu zaman zarfında. Yapacağı filmde vermek istediği mesajı düşündüğü, uzun ve sancılı bir süreçten geçmiş önce. 'Modada ne yapmak istediğini adı gibi biliyormuş ama insanlara durup dururken bir Tom Ford filmi izletmek için diyecek iyi bir şeyleri olması şartmış'. Vermek istediği mesajı çok düşünmüş; sayısız senaryo okumuş. Ama sinema filmi çekmeye karar verdiği günden beri de aklının bir köşesinde dururmuş Christopher Isherwood'un 1964 tarihli romanı. Senaryo arayışı boyunca ise kitabın kahramanı George'u kafasından çıkaramaz olmuş. 2006'da kitabın film haklarını satın almış. Sonra da David Scearce ile üzerinden onlarca, yüzlerce kez geçerek senaryoyu yazmış. Sevgilisi bir araba kazasında ölen George'un hayatı sorgulamasını konu alan kitabı seçmesinde, ruh hali de etkili olmuş Ford'un: "Bu kitap beni kalbimden vurdu. Dünyadaki birçok maddi şeye sahip olacak kadar şanslıyım. Ama manevi kısmı hep boşvermiştim. Bu kitap, içinde bulunduğumuz anı yaşamayı öğretiyor. Çünkü içinde yaşadığımız kültür hep gelecekle ilgileniyor. Aslına bakarsanız moda da öyle. Moda tasarımcısı 18 ay sonrasında yaşıyor. Bugün diye bir şey yok. Ve bir gün, diğer gün derken bir bakmışsınız, hayat akıp gitmiş." Edebiyatın en önemli eserlerinden biri olan kitabın 'hayattaki büyük şeyler aslında küçük ve basit şeylerdir' alt metnini sevmiş Ford.
FİLMDEKİ TABLOLARI BİLE KENDİ YAPTI
Bu arada ödevine teknik olarak da hazırlanmaya başlamış. İzlediği filmlerdeki kamera açılarına çalışmış, aralarında David Mamet'ın
On Directing Film'inin de bulunduğu sayısız kitap okumuş. İlk yönetmenlik denemesinde bu kadar büyük oynamasına gerek olmadığını söyleyenlere, başta kısa film veya reklamla şansını denemesini önerenlere sırt çevirmiş. Profesyonellerle işbirliği yapmasını salık verenleri duymazdan gelmiş. 7 milyon dolara mal olan filmin masraflarının tamamını da kendi ödemiş. Oyuncu seçimi işin en kolay tarafı olmuş. Dünyanın en ünlü moda tasarımcısı olmanın nimetlerinden faydalanarak en başından beri aklında olan Colin Firth'e iki telefonda ulaşmış. Ertesi gün Londra'ya uçup, bir yemekte işi bağlamış. Yine de 'Motor,' demeden önceki gece uyku tutmamış Ford'u. 'Bir grup insanın önünde nasıl 'Kes,' diyeceğini düşünmekten kıvranıp durmuş sabaha kadar. Ama görünen o ki şansı yaver gitmiş ve çekimler 21 günde tamamlanmış. Tom Ford, filmle ilgili verdiği röportajlarda sürekli kontrol manyaklığından bahsediyor, "Bir şeye imzamı atıyorsam, her şeyin istediğim gibi olmasını isterim," diyor. Bu yüzden de A'dan Z'ye filmdeki her detayla ilgilenmiş. 60'lar efektini yaratmada
Mad Men ekibinden yardım alınsa da kullanılan mobilyaların büyük bir kısmı Ford'un evinden gelme. Julianne Moore'un canlandırdığı Charley karakterinin evindeki tabloları oturup kendi yapmış. Buna rağmen film için "Bugüne kadar yaptığım en hesapsız iş," diyor. Öyle ki hayatını kendini pazarlamaya odaklı yaşasa da, filminin pazarlamasını yapmaktan hiç hoşlanmıyor: "Gözlüğümün veya parfümümün promosyonunu yaparım ama aynı şey film için geçerli olamaz. Tabii ki bir sürü insan bilet alsın isterim. Ama sadece film onlara ulaşsın diye." Filmde Ford'un hayatıyla paralellikler de var. İntihar düşüncesi içindeki adamın ortalık kirlenmesin diye uyku tulumunun içine girmesi, bir akrabanın aynı şekilde ölümünden alıntı. Sevgililerin köpek gezdirme pazarlıkları, Ford ile 23 yıllık partneri Richard Buckley'nin diyaloglarına gönderme. Ve yine kaş tıraş etme sahnesi de Tom Ford'un gençliğinde, uyuşturucu etkisi altındayken bizzat denediği bir şey.
MODA YETERİNCE TATMİN ETMİYORDU
Sanılanın aksine kıyafetlerde Tom Ford'un değil, daha çok kostüm tasarımcısı Arianne Phillips'in imzası var. Hatta Ford hayli beğenilen kostümlerin izleyicide yarattığı etkinin farkında bile değilmiş. Kıyafetleri 'karakterleri güçlendirici unsurlar' olarak görmüş sadece. Detaycılığına rağmen işin bütününe odaklanmış. En ilginci ise
A Single Man'i 'hayatım boyunca yaptığım en estetik şey' olarak nitelendirmesi. 1990'lar modasının en etkili ismi, bunca yıllık kariyerini bir kenara itiyor ve 'Moda sanattır' iddiasında olanlara güzel bir yanıt veriyor: "Sektörün doğası gereği tasarım, işin görünen tarafı. Oysa moda, ticari bir uğraştır. Moda anla ilgilidir. Film ise daha kalıcı, hatta ölümsüz ve sanatsal. Modada yeterince duygu yok. Ve yeterince doyurucu da değil; yaratıcı kanallarımı yeterince besleyemiyor, tatmin etmiyor. Yönetmenlikte ise bir evren yaratıyorsunuz; Tanrı'ya en yakın olduğunuz meslek, yönetmenlik." Ama Tom Ford'un modasever hayranları üzülmesin hemen. Dünün modacısı bugünün yönetmeni, her üç-dört yılda bir film yapmakta kararlı olduğunu söylüyor. Ama yılın altı ayını kıyafet tasarlayarak geçireceğinin müjdesini de veriyor.
GUCCİ'Yİ YOKTAN VAR ETTİ
Tom Ford, 27 Ağustos 1961 doğumlu. Teksas eyaletinin Austin şehrinde dünyaya gelen Ford'un çocukluğu Santa Fe'de geçti. 17 yaşında New York'a giden Ford, burada mimari eğitimi aldı. Studio 54'ün en şaşaalı günlerine tanık olan Ford, bu süre zarfında kitabını filmleştirdiği Christopher Isherwood'la da tanıştı. Okul bitip de Amerikan modasından sıkıldığını anladığında, okyanusun diğer tarafına geçerek, o zamanlar esamesi okunmayan bir markanın; Gucci'nin başına geldi. Gucci, Tom Ford zamanında Gucci oldu. Ford, 90'lı yıllara damgasını vuran markayla beraber YSL'ın da kreatif direktörlüğüne getirildi. 2004'te Gucci yöneticileriyle anlaşmazlığı yüzünden şirketten ayrılan Ford, halen kendi adıyla erkek kıyafetleri ve gözlük tasarlıyor. Parfümleriyle de ünlenen Tom Ford, kısa bir zaman içinde kadın giyimine de dönmeye hazırlanıyor. Tom Ford, 23 yıldır Vogue Hommes dergisinin eski editörü Richard Buckley ile beraber. Çift Londra, Santa Fe ve Los Angeles'ta yaşıyor.