Dört yıl önce 'Manhunt International' adlı yarışmada birinci seçilen 'erkek güzeli' Tolgahan Sayışman; modellikteki başarısının ardından 'Türk Sineması'nın yeni jönü' oldu. atv'nin efsane dizisi 'Elveda Rumeli'deki 'Mustafa' karakteri ile oyunculuk başarısını gözler önüne seren Sayışman; 'Aşk Tutulması' ve 'Aşk Geliyorum Demez' isimli sinema filmleriyle de hayran kitlesini genişletti. Çok yakında dünyaca ünlü bir markanın reklam kampanyası için Londra'ya gitmeye hazırlanan Tolgahan Sayışman, oyunculuk hedeflerini ve Türk Sineması'na bakışını anlattı.
TOLGAHAN SAYIŞMAN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
MURAT'I ANLIYORUM
Zeki Alasya sizin için 'Türk Sineması'nın yeni jönü' dedi. Katılıyor musunuz?
Zeki Abi'nin söylediklerinden çok mutlu oldum. 'Aşk Geliyorum Demez'de onlarla çalışmak benim için büyük bir keyifti. Çocukluğumun yıldızlarıyla biraraya gelmek çok heyecan vericiydi. Geçen yıl da Murat Şeker'in yönettiği 'Aşk Tutulması' filminde oynamıştım. Murat, eski dönem filmlerini yaşatma çabasında ve ben de onun istediği sinemaya inanan bir insanım. 'Aşk Geliyorum Demez'deki rolü, senaryoyu okumadan kabul ettim.
Bu sezon vizyona çok sayıda Türk filmi giriyor. Bir oyuncu olarak bu hareketliliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ciddi bir hareketlenme var ve sektör bir şekilde ayakta. Hatta atağa kalkmış durumda. Ama sektörün kaldıramayacağı kadar çok film çekiliyor. Çok başarılı örneklerin yanında ciddi anlamda kötü işler de sergileniyor. Teknik ve hikaye anlamında iyi anlatılamamış yapımlar da var. Bu filmlere giden insanlar sinemadan hüsranla çıkınca, küsüp uzun süre sinemaya gitmeyebilir. Kötü yapımlar seyirciyi kaçırabilir. Bazı filmlerin neden çekildiğine anlam veremiyorum. Orada harcanan vakte, emeğe, paraya yazık!
ÖNYARGI ZOR YIKILIYOR
Son yıllardaki başarılı Türk filmlerini değerlendirirseniz ilk sırayı hangisi alır?
'Babam ve Oğlum'... Çok mütevazı bir hikaye ile inanılmaz bir başarı yakaladı. Bu filmin başarısı beni sinema adına çok umutlandırıyor. 'Issız Adam' da öyle... İnsanların unutulan değerlerine ulaştığı filmler...
Türk Sineması'nın yeni jönü diye tanımlanmak size farklı sorumluluklar yüklüyor mu?
Oyuncu olarak belli başlı sorumluluklarımız var. Her zaman daha fazla geliştirmeye çalışıyorum kendimi. Daha iyisini yapmak için daha fazla çalışıyorum, okuyorum. Bir sonraki iş, öncekinin altına düşmemeli.
Sinema sektörüne 'Best Model Yarışması'nın kazandırdığı bir isimsiniz. Bu işe modellikle başlamak sizce avantaj mı?
Avantajdı tabii ki. Sonrasında bu kapıların açılmasında önemli bir vesile oldu. Şimdi de 'mankenden oyuncu olur mu?' önyargısını yıkmak için uğraşıyoruz. Yıkabildimse ne mutlu bana ama inanın çok zor. Önyargıyı yıkmak için ciddi bir süreç gerekiyor. Oysa eski Yeşilçam jönleri de bu tarz yarışmalardan çıkmıştı. ,
PATAVATSIZ OLABİLİRİM
Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu da sizin gibi Best Model'dan çıkan isimler. Onlarla karşılaştırılmak sizi sıkıyor mu?
Sıkmıyor çünkü sonuçta herkes herkesle karşılaştırılıyor.
Hırslı bir insan değilsiniz galiba...
Aslında hırslıyımdır ama anlamsız şeyler için gereksiz yere hırslanmam. Hem bana, hem rekabet ettiğim kişiye, hem sektöre faydalı olacak bir durum varsa hırslanırım. Gişe konularında falan hırs yapmak ise bence sadece ego tatmini...
Zor bir insan mısınız? Sevmediğiniz özellikleriniz var mı?
İyimser bir adamım ama bazen çok patavatsız olurum. Açık sözlülüğümü hem severim, hem de sevmem. Bazen çok farkında olmadan çok açıksözlü oluyorum...
Şöhret olduktan sonra özgürlüğünüzün kısıtlandığını hissettiniz mi?
Hissetmedim çünkü aslında ben şöhretli biri gibi yaşamıyorum. Buna rağmen özgürlüğünüz kısıtlanıyor. Bir yerlere gittiğinizde devamlı gözler üzerinizde oluyor. Bir gece dağıtmak istiyorsunuz, yapamıyorsunuz. İnsanların sürekli hakkınızda yorum yapması da yorucu oluyor. Şöhret olmak çok kolay bir şey değil ama insanların sevgisi çok güzel.
