1982'de çıkan 'Sultan-i Yegah' albümüyle bir döneme damgasını vuran Nur Yoldaş ve Ergüder Yoldaş çifti, müzik sektörünün 'altın çifti' olarak anılıyordu. Ancak çift, 1983'teki 'Elde Var Hüzün' adlı albümlerinin beklenen ilgiyi görmemesiyle büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bu olayın ardından zor günler geçiren ikili ani bir kararla boşandı. Ergüder Yoldaş, kendisini insanlardan soyutladı. Usta müzisyen İstanbul'u terk ederek Büyükada'da bir barakada hayatını devam ettirme kararı aldı. Eski eşinin müziği bırakmasının ardından, Nur Yoldaş da müziğe ara verdi. Ancak aradan geçen uzun yıllardan sonra şimdilerde Nur Yoldaş, oğlu Devrim Yoldaş ile yeni bir albüm hazırlığı içinde... Öte yandan Yoldaş, bu gece Naim Dilmener'in düzenlediği 'Tarihe Meydan Okuyan 45'likler' adlı gecede de Babylon'da sahne alacak. Yılların şarkıcısı uzun süren sessizliği bozdu ve sorularımıza yanıt verdi.
CADI KAZANI GİBİ
Müzikten neden bu kadar uzak kaldınız?
Çünkü ben eski eşim Ergüder'le başlamıştım birtakım şeylere... Ondan önce de bir geçmişim vardı; Altın Plak almıştım ama onunla geliştim. Ergüder'in içinde olmayan bir projede olmak istemedim. Boşandıktan sonra ben oğlumla kaldım. Ama ne Ergüder'in yanında olabiliyordum, ne de ondan ayrılabiliyordum. Böyle bir dönem geçirdik. Bu süreç içinde de Ergüder'siz bu cadı kazanının içinde olmak istemedim.
O dönem derken...
80'li yıllar... Bu arada ben tekrar evlendim, İzmir'e yerleştim. Burada yaşamaya başladım ve müziği tamamen bıraktım. Ancak ikinci eşimi 10 yıl önce kaybettim.
Cadı kazanı derken tam olarak ne demek istiyorsunuz?
Müzik ortamı 80'lerde cadı kazanı değildi. Şu anki müziklere bakıyorum da; o kadar silik, o kadar basit ki... Bu yüzden bizim 'Sultan-ı Yegah' şarkısı hâlâ dinleniyor. Dinlenip bir tarafa atılmıyor. Benim şarkılarım sanatsal değeri yüksek olduğu için özel. Ayrıca bu şarkıların sahibi Ergüder Yoldaş ve Atilla İlhan'dır. Benim bu şarkılara tek katkım; sesim olmuştur.
Eski eşiniz Ergüder Yoldaş şu anda Büyükada'da bir barakada yaşıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Ergüder kendi seçimini yaptı, biz de ona saygı duyduk. Dehanın insanı uçurduğu son noktayı yaşadı. Ergüder özgür biri. Bir şeye ihtiyacı olsa yardımına koşarız ancak onun hayattan beklentisi artık maddesel değil.
Şu anda sizin müzikle bağlantınız nedir?
Ankara Kent Orkestrası'nın solistiyim. Uluslararası işler yapıyoruz. Albüm yapmayı düşünüyorum. Ergüder'den olan oğlum Devrim, İngiltere Kraliyet Akademisi'nin klasik gitar bölümünde okudu ama maddi sorunlar nedeniyle yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çünkü zor günler geçirdik. Ama orada çok iyi bir eğitim aldı.
Albümde kimin şarkılarını söyleyeceksiniz?
Devrim'in çok güzel şarkıları var. Onları birlikte söyleyeceğiz. Bu yaz stüdyoya gireceğiz. Satar, satmaz gibi endişelerimiz yok! Ömrüm ne kadar olur bilmiyorum ama bu son çalışmayı da yapıp gençlere armağan etmek istiyorum.
Ergüder Bey'le tekrar bir araya gelip yeni şarkılar yapma ihtimali hiç yok mu?
Hayır, Ergüder artık başka bir boyutta yaşıyor. Onu ikna etmek söz konusu bile değil.
"ALBÜM YAPMAYIN" DEDİ
Kendisini ziyaret ettiniz mi?
Tabii... Oğlumla birlikte geçen yaz gittik ve hatta orada uzun bir süre de kaldık. Ergüder'e albüm yapacağımızı söylediğimizde, bize karşı çıktı. "Hayır, aman yapmayın" dedi.
Bir müzik adamının, müzikten bu kadar uzak kalmasının nedeni ne? Kırgınlık mı?
Kırgınlık değil! Onun açısından bakınca, o da haklı. Ama biz hâlâ mücadele ediyoruz. Gençler Ergüder'in plaklarını bulup dinlesinler. O zaman ne demek istediğini, Ergüder'in tavrını daha iyi anlarlar. Çünkü Ergüder gibi insanlar, artık yapabileceklerinin en iyisini yapmışlar. Bunların üzerine bir şey yapılmaz. Ergüder'in bine yakın su yüzüne çıkmamış bestesi var. Ama şu andaki hayat tarzı bu şarkıların ortaya çıkmasına müsait değil. Biz vefat ettikten sonra çocuklarımız albüm çıkarırlar.
BAŞAK ÇOKAN