TUVALETE GİTMEYE BİLE ÇOK ÜŞENİRİM!
Leman Hanım, kızlarınızı büyütürken çok zorlandınız mı?
L.S.: Çok zorlandım. Çalışmak, kızlarıma hem anne, hem baba olmak zorundaydım. O zaman bir şeyler eksik kalıyor, eksik kalınca da ben vicdan azabı çekiyordum. Kızlarımı bırakıp bir şeyler almaya bile gidemiyordum. Maddi açıdan da çok zorluk çektik.
ŞEVVAL S.: Annem, ucuz diye akşam pazarına giderdi. Atılmış domateslerin içinden sağlamlarını seçerdi.
L.S.: Zaten ben israfa çok karşıyımdır. Bir sepetin içinden bir sürpriz, herkesin gözünden kaçmış bir şey bulmak benim için büyük keyif.
ŞEVVAL S.: Biz ikinci el ürün çok seviyoruz. İkinci el giydiğim zaman kendimi tüketmiş gibi hissetmiyorum aslında.
L.S.: Ben hâlâ ikinci el giysi, mobilya alırım. Bazısı sevmez. Mesela kızların babaları nefret ederdi, eve sokmazdı kullanılmış bir şeyi.
Buluşunca birlikte ne yaparsınız?
L.S.: Geçenlerde bir toplanalım deyip Şehnaz'a gittik; olay pizza partisine, ardından da çay-kurabiye partisine dönüştü.
ŞEVVAL S.: Ablam yedirmeyi, içirmeyi çok sever. Ben ne olsa yerdim, ablam gece yarısı bile köfte yoğurur, pilav yapardı.
L.S.: Şehnaz küçükken, "Zengin olacağım, aşçı tutacağım, her yere yanımda götüreceğim" derdi.
EV İŞİ YAPTIRMA!
Siz anne-kız yemeğe çok düşkün değilsiniz herhalde...
L. S.: Ben "Keşke yemek olmasa" diyenlerdenim.
ŞEVVAL S.: Ben de öyleyim, her gün aynı şey olsa yerim. Hayatımda birkaç tane yemek yaptım, o kadar. Mesela hünkarbeğendi, üstüne tas kebabı yaptım, lokma yaptım. Yemek yemeye üşenirim, tuvalete gitmeye üşenirim. (Gülüşmeler) Ama bana akşamdan sabaha inşaat işi ver, yük kaldır, şoförlük yap de; hepsini yaparım. Ama bana ev işi yaptırma, yemek yaptırma; yani her gün aynı şeyi yapmak zorunda kalmayayım. Bir tane yapayım her gün konuşulsun! (Gülüşmeler)
SAÇLARIMI KESTİRİRSEM ÖLDÜRÜRLER BENİ!
Annenizin saçını hiç kıskanmadınız mı, sizin saçlarınızı hiç onunki kadar uzun görmedik...
ŞEVVAL S.: Kıskanıyorum tabii ama onunki gibi olmuyor. Herhalde bu dünyaya gelirken bana "Annenin sesi mi, saçı mı?" dediler, ben sesini seçtim. Onun saçının kendine has bir kokusu vardır, bir yerde o kokuyu alınca, "Annemin saçı gibi kokuyor" derim. Bir de annemin saçı hiç yaşlanmadı, çünkü çok iyi bakıyor, kınasının içine binbir çeşit şey koyuyor.
ŞEHNAZ S.: Bir de bize mutlaka bunu sorarlar; "Siz şöyle iyisiniz böyle iyisiniz, annenize de bayılıyoruz, hele o saçları, ne koyuyor içine?" derler.
TOPLUM BASKISI
Leman Hanım saçlarınızı kestirmeyi düşünmediniz mi hiç?
L.S.: Kestiremem, öldürürler beni!
ŞEHNAZ S.: Üzerinde toplum baskısı var! Sahnede sesi kadar saçları da alkış alıyor. Mesela saçları toplu çıkıyor sahneye, açınca kadınerkek bir anda alkış koparıyor.
L.S.: Türk halkı saça çok meraklı. Erkeklerin çoğu da kadında uzun saç sever. Saçımı ilk kestiğimde babam benimle iki-üç ay konuşmadı. Ben de kadında kısa saç beğenen ve kedi seven erkeğe bayılırım.