Alaturkanın hakkını veren tek popçu Tarkan

Babası müzisyen Hasan Erkoç'a ithaf ettiği yeni albümü 'Babamdan Miras'ta Türk Sanat Müziği şarkıları seslendiren Fatih Erkoç "Bu bir kültür hizmetidir" diyor. Sanat Müziği'nin otantik tarzda söylenmesinden yana olduğunu belirten sanatçı ile albümü çıkarırken yaşadığı telif sorunlarını, sanat dünyasının ünlü isimlerini ve projelerini konuştuk...
'Babamdan Miras' albümü nasıl doğdu?
Dinleyicilerim; 'Dönülmez Akşamın Ufkundayız' ve 'Kalamış' gibi şarkıları sahnede söylememi sever. Ben de bir süredir Türk Sanat Müziği şarkılarından oluşan bir albüm çıkarmayı düşlüyordum. 1.5 yıl önce albüm için repertuvar çalışmasına başladık.
Kimlerle çalıştınız? Müzik yönetmeni olarak Taşkın Sabah'la çalışmak istedik ama ben, fikrimi açık ve net olarak anlatamamış olmalıyım ki anlaşamadık. Küçükken taş plaklardan dinlediğim sese yakın, daha minimal bir çalışma istediğimi söyledim. Taşkın; Bülent Ersoy'un sazları gibi kalabalık bir orkestra düşündü galiba, bu nedenle de istediği rakam beklediğimden çok yüksek çıktı. Taşkın'ın talep ettiği rakamın yarısından azına mal ettim albümü.
Taşkın Bey ne kadar istemişti?
Onun istediği rakam çok normaldi aslında. Çünkü stüdyosu, 20'den fazla müzisyeni ve kendi şefliği var o rakamın içinde. 75-80 bin civarı bir rakam söylemişti. Ancak ben kendi ekibimle 25-27 bin liraya mal ettim.

ALBÜMDE 28 ŞARKI VAR
Peki, kimlerle çalıştınız?
Daha önceki albümümde tambur çalan Ege Yıldız'a yapmak istediğim şeyi söyledim ve ekibi kurma sorumluluğunu ona verdim. Piyasa işi olsun istemedim, ticari bir şey değildi niyetim. Olabildiğince eserlerin otantik şekillerine sadık kalmayı tercih ettim. Repertuvarı da Ege'yle birlikte yaptık. 40 şarkı vardı ama telif sorunları sebebiyle sayıyı 28'e indirdik.
Albüme koyamadığınız için içinizde ukde kalan bir şarkı var mı?
Aslında kalmadı. Zaten adı geçen şarkıları sahnede canlı söylüyorum. O şarkılar olmadan da dolu dolu oldu bir albüm oldu, dinleyen herkes çok sevdi. Albümde Türk Sanat Müziği'nin değerli pek çok eseri yer alıyor. O nedenle içim rahat. Sonuçta Türk Sanat Müziği Münir Nurettin Selçuk'tan ibaret değil. Çok değerli bir bestekar, keşke okuyabilseydim ama başka projelere inşallah.
Popçuların sanat müziği söylemelerini ya da albüm çıkarmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzeyyen Senar, yıllar evvel çıkardığı bir albümde popçularla düet yapmıştı. İçlerinde Sanat Müziği'ni layıkıyla okuyan tek kişi vardı; Tarkan. Onun dışındaki diğer popçular hep pop gibi söylemişlerdi. Bu durumun daha sonraki yıllarda da değişmediğini görüyorum.

AJDA ALATURKA GIRTLAĞI İLE SÖYLER
Sizi rahatsız eden nedir?
Sanat müziğinin pop gibi söylenmesini doğru bulmuyorum. Türk Sanat Müziği gırtlağıyla söylenmeli. Ajda Pekkan'ın da Türk Sanat Müziği albümü yapmak istediğini duyuyorum. Eminim Ajda da Sanat Müziği gırtlağına sahip bir yorumla seslendirecektir. Tarkan da Türk Sanat Müziği yapsa en başarılılarından biri olur. Dolayısıyla, nasıl ki biz mankenlerin şarkı söylemesini doğru bulmuyorsak sanat müziğinin duayenleri de popçuların sanat müziği söylemesini hoş karşılamıyor olabilirler. Ama yine müziğimize sahip çıkmaları güzel bir şey. Bence bir popçu da başka tarzları söyleyebilmeli.
Biraz önce Bülent Ersoy'un kalabalık saz istediğinden bahsettiniz. Maliyetler artınca ortaya çıkan sonuç daha mı tatminkar oluyor sizce?
Bunun maliyetle alakası yok aslında. Ben; bizim gibi 7-8 kişiden oluşan bir sazla çalışacaklarını düşünmüyorum. Bülent Ersoy, Adnan Şenses gibi büyük isimlerin albüm yapması daha zor. Çünkü belli birikimleri var ve belli şartlar istiyorlar. Daha zengin, daha armonize edilmiş kalabalık bir orkestrayla sunacakları bir şey arzu ediyorlar. Öyle olunca da maliyet artıyor. O yüzden işleri daha zor. Ayrıca Bülent Ersoy'un o kalabalık saz grubunu arabeske yakınlaştırıyorum.
Beste ve besteci olmadığı için Türk Sanat Müziği öldü deniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Beste yapanlar var ancak yapılan bestelerin çoğu Türk Sanat Müziği klasikleri niteliğinde olmayabilir. Halihazırda değerli besteciler var; Mahmut Oğul onlardan biri. Sibel Can, Ebru Gündeş de albüm yapıyor ama tam anlamıyla Türk Sanat Müziği değil.

BENİ ÖRNEK ALMASINLAR
Caz, türkü ve şimdi de Türk Sanat Müziği albümü yaptınız. Bu çeşitliliği neye borçlusunuz?
Allah bana bir yetenek vermiş. 45 yıllık profesyonel müzik hayatımda aldığım eğitimin bir yansıması olarak çok farklı tarzda eserler yorumladım. Birikimlerimi, çıkardığım albümler sayesinde paylaştım. Bu kadar çok bölünmek eleştirilebilir, ben de kendimi eleştiriyorum. Kimse beni örnek almasın.
Gençlere nasıl önerilerde bulunursunuz?
Bir enstrüman çalsınlar ama 7-8 saatlerini ona ayırmalılar. Bir müzisyenin Grammy almayı düşlemesi lazım ki tüm dünyaya müziğini dinletme şansı olsun. Bunu yapmak için de tek bir tarz ve tek bir enstrüman en doğalı olacaktır. Benim gibi 9 enstrüman çalarlarsa hedeflerine ulaşmaları zor olur.
Bundan sonraki projeleriniz neler?
Sırada; caz parçalarımı senfonik orkestrayla yapacağım bir albüm var. Udla ilgili bazı projeler var. 9 enstrüman çaldığımı gösteren, Fatih Erkoç'tan miras niteliğinde bir albüm düşünüyorum. Her ne kadar pop müziği sanat olarak görmesem de bir pop single çalışması da yapmayı düşünüyorum.

İKİ ŞARKI İÇİN 5 BİN DOLAR FAZLA GELDİ
'Kalamış' ve 'Dönülmez Akşamın Ufkundayız' telif sorunu yüzünden mi albümde yok?
Evet. Tam rakam söylemeyeyim ama Şevval Sam aynı şarkıları albümüne 20 bin dolar gibi bir rakam vererek koyduğunu söyledi. Ben istediğimde bana o rakamın dörtte biri fiyat istediler. Ne var ki istenen o rakam bile bana fazlaydı. Bin dolar da söz yazarının vârisi istemişti. İki şarkı için ödeyeceğim telif parasının geri dönmesi için albümün çok satması gerekiyor. Zaten albümler satmıyor, spor için yapıyoruz.
Diğer şarkılar için ödediğiniz rakam neydi?
1000 ile 1500 lira arasında değişiyor. Onlar daha makul ama 5 bin dolardan sonra daha başka durumlar oldu. Timur Selçuk'u severim ama kardeşiyle anlaşmazlığı olduğunu duydum. Sertab'ın albümünü dinledim. O; Timur Selçuk'tan 'Dönülmez Akşamın Ufkundayız' şarkısını almış. Ya çok para verdiler ya da Timur kıyak yaptı, bilemiyorum.

BENİ UDİ YAPMAK İSTEDİLER
Yıllar önce, televizyonda Korhan Abay'ın programında ud çalıp şarkı söyledim. Bir yapımcıdan teklif geldi. Coşkun Sabah'ın en popüler olduğu dönemlerdi. Teklif gelince bir sürü beste yaptım. Beni, Coşkun Sabah'a rakip yapmaya çalıştılar. Yapımcıdan para istedim, vermedi tabii. Projeyi başka bir yapımcıya götürdüm. O da pop tarzında bir albüm hazırlamamı önerdi. 'Ellerim Bomboş' böyle doğdu. Udi olacakken pop müzik söylerken buldum kendimi. Allah'tan öyle oldu yoksa ben Coşkun Sabah'ın ikinci versiyonu olarak sanat kariyerime başlayacaktım. Orijinali varken kopyasını kimse dinlemezdi. Ben ikinci sınıf bir Coşkun Sabah olacağıma birinci sınıf Fatih Erkoç olmayı tercih ettim.

SERTAB'INKİ OLMAMIŞ
Sertab'ın albümünü dinledikten sonra bizim sazların daha iyi, diri çaldığı kanaatine vardım. Onlarınki sönük kalmış.
Sertab; katıldığımız bir programda daha önce Türk Sanat Müziği söylemediğini belirtmişti. Halbuki ben çok uzun zamandır söylüyorum. Sertab'ın bazı detonelerini de duydum. Ayrıca pop gibi söylüyor. Benim Sanat Müziği zevkime pek uymuyor onun yorumu.