ÇOCUKLARDA BİLE GÖRÜLMEYE BAŞLANDI
DR. HÜLYA PEKAR
Selülitin suçlusu; dolaşımın bozulması, genetik nedenler, hormonlar, beslenme tarzı, kabızlık, yetersiz su içme alışkanlığı, aşırı sıkan kıyafetler, bacak bacak üstüne atarak oturma alışkanlığı, hareketsiz yaşam, devamlı oturarak yapılan işlerdir. Akışı yavaşlayan damarlardan sıvı sızar, birikir ve ödem meydana gelir. Damarlar yeterince kanlanamadığı için yağ hücreleri şişer, fibröz bantlar sertleşip kısalır, cilt beslenemediğinden dolayı gevşer. Sonuç; ciltte düzensiz bir görünümdür. Selülitin günümüzde çocuklarda da sık olarak görülmeye başlaması; beslenme tarzı (fast food, kola, dondurulmuş gıdalar) ve bilgisayar başında çok zaman geçirmenin getirdiği hareketsiz yaşam tarzının etkili ve önemli olduğunu gösteriyor.
ERKEKLERDE OLMAZ
Sarı ırkta selülit görülmüyor. Bunun nedeni genetik olabileceği gibi, aşırı kabuklu pirinç tüketimine de bağlı olabileceği düşünülüyor. Erkeklerde selülit görülmemesi ise cilt altı bağını oluşturan liflerin cilde dik değil de paralel yerleşmesine, cilt kalınlığının fazla olmasına, testesteron hormonunun yağı azaltıp kası artırmasına bağlanıyor. Bütün bunların ışığında, bana göre selülitten; yüzde 20 genetik yapımız, yüzde 80 ise yaptığımız hatalar suçludur.
KIZGINLIK VE ÖFKE DE SEBEP OLUR
DR. GÖNÜL ATEŞSAÇAN
Yapılan son çalışmalar göstermiştir ki; şişmanlığın, kilo almanın, dolaşım bozukluğunun beyinde bir kodu var. Eğer sürekli öfkeli ve kızgın olursak, daima haksızlığa uğradığımızı düşünürsek, sürekli yağlı ve katkılı gıdalarla beslenirsek, egzersiz yapmazsak; bu kodlar aktifleşerek dolaşım bozukluğuna ve selülite sebep oluyor.
HERKESİN Kİ KENDİNE ÖZGÜ
Kızgınlık ve öfke durumunda vücutta serotonin hormonu azalır, dolaşım zayıflar ve özellikle bölgesel yağlanmaya müsait (karın, kalça ve uyluk) bölgelerde yağlanmada artış, dolaşımda azalma ve bunun sonucunda selülit oluşur. Bundan daha da önemlisi; herkeste bu kodları başlatan nedenler farklıdır. Kısaca nasıl ki herkesin kendine has yapısal özellikleri varsa, herkesin selüliti de kendine özgüdür! Kısaca amaç; beyin kodlarını değiştirerek, hormonların normal çalışmasını sağlayarak selülite daha uzun vadeli çözümler getirebilmektir. Selülite beyin kodu yüzde 80 oranında neden oluyorsa, bizim yaptığımız hatalar da yüzde 20 oranında etkilidir.
YARIN: SELÜLİT NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR?