Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Sevdim seni bir kere...

Sevdim seni bir kere Başkasını sevemem Deli diyorlar bana Desinler değişemem... Değişmemektir sevmek, hiçbir şeye, hiçbir şartta, hiç kimseye... Deli denmesidir sana sevmek... Ama öyle laf olsun diye değil, gerçekten sevmek. Deli görünmektir, delirme halidir. Bazen tatlıdır, bazen tatsız. Bazen yorucu, bazen huzurlu... Ama "Daha yolun başındasın değişirsin" diyorlarsa sana, dinleme, çünkü ona çıkar bildiğin bütün yollar.

PİŞMANLIK ŞİŞMANLIK
Neden? E çünkü; sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir, bazen küçük bir an için ömür bile verilir. Kaç tane o küçük anlardan yaşadın sor kendine? Kimdi o? O anları yaşarken bilebildin mi değerini? Tamam! Üzülme muhtemelen bilemedin. Şimdi ağlıyorsan, olur öyle kazalar, ağla... Bu güzel anların farkına varıp o anlara sarılanlar, değiştirmeden, başkasına dönüştürmeden sevmenin tadına varanlar kalıyorlar ayakta. Duruyorlar yan yana. Böyle de bir numarası var hayatın. Sen öğrenene kadar sınıfı geçirmiyor işte. Öğrenemedin mi, kal çocuğum sınıfta, haydi baştan başla. Pişmanlık içinde şişmanlıktan başka bir etki yaratmıyor işte. Zeynep ve Kerem... Yani bizim Neynep'le Kero... Tam bir sene oldu bugün. Geçen yıl bu tarihte hepimizi bir heyecan sarmıştı. Ablam Zeynep ve canımız Kerem evleniyorlardı.

İPİ GÖĞÜSLEMİŞLER
En sevdiğimiz yerde, aşklarının başladığı yerde, en sevdiğimiz dostların önünde. Alaçat Kırevi'nde. Durup durup ağlıyordum... Benim Zeynep'im öyle mutluydu ki... Yeni bir hayat başlıyordu onun için, benim için, hepimiz için. Öyle bir adam ki Kerem... Yani benim eniştem. Tatlı, en az benim kadar hiperaktif, coşkulu, enerjisi herkesi saran, arkadaşlarını ve ailesini herşeyin üstünde tutan ve ablamı prenses yapan.... "Enişte enişte" diye bağırdım günlerce. Benimki de yandaş bulmanın şımarıklığı işte. Zeynep ve Kerem... Her şeye rağmen, hayata rağmen, hepimizde mevcut korkulara rağmen, her evden eksik olmayan yaşam savaşına, göz bulanmasına, o başımıza tac edip iyi halt yediğimiz '-meli' ve de '-malı'ların bitmez sıkıntısına rağmen Zeynep ve Kerem... Sevmişler birbirilerini bir kere. Gerçekten sevmişler. Herşeye çalım atıp, hayatın onları ödüllendirdiğini fark etmişler. Ne aradığını bilmeden salak salak aranmaktan başka birşey beceremeyip "A-aa aşk orada da yok, burada da yok, Hay Allah burada da yok" diyenlerden olmamışlar. Kendilerini es geçmemişler. Her gün engelli atlamada ipi göğüslemişler... Dönüştürmemişler... Oldukları gibi korumuş kollamışlar birbirilerini.

UYKUCUYLA HİPERAKTİF
Zeynep ve Kerem... Zeynep sakindir, Kerem hareketli. Zeynep yalnızlığı sever, Kerem sosyalleşmeyi. Zeynep uykucudur, Kerem hiperaktif. Zeynep durur izler, Kerem izlenecek sahneleri inşaa eder. Zeynep içe dönüktür, Kerem dışa... Zeynep dokunulmaz bir prensestir, Kerem de prensi. Zeynep ablam, eksik parçamdır, Kerem ağbim, arkadaşım... Bugün onların evliliklerinin birinci yılı. Bütün bu yukarıdaki düşüncelerin şerefine kadehler kalkıyor içimde. Zeynep'le Kerem için, prensimle prensesim için şerefe.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA