Takımı tek başına sırtlıyordu, frikikleri muhteşemdi. Adam gibi adamdı, profesyonellik anlayışı okullarda ders konusu olacak cinstendi. Üstelik çok sempatikti, çocuklar ona bayılıyordu... Sonra bir gün "Daum ile takıştı" haberleri çıktı, kızağa alındı ve çok geçmeden Fenerbahçe ile yolları ayrıldı... Birçokları gibi ben de Hooijdonk'un Fenerbahçe'den gidişine anlam verememiştim... Meğer, Hooijdonk'un gönderilişinde de Aziz Yıldırım'ın parmağı varmış! Fenerbahçe'nin eski yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp; Hooijdonk ve Anelka'nın Fenerbahçe'den ayrılış nedeninin; Yıldırım'ın Fenerbahçe'nin bile önüne geçen 'egosu' olduğunu iddia etti.

YILDIRIM'IN DİKTA REJİMİ!
Yıldırım, seyirciyle araları çok iyi olan futbolculardan rahatsız oluyormuş. Biz bu tespiti çok önceden yapmıştık! Yıldırım'ın futbolcuları hiç konuşturmadığını, sadece kendisinin konuştuğunu, herkesle kavgalı olduğunu, kulüpte büyük bir sevgisizlik ortamı yarattığını yazmıştık. Kutlualp'in itirafı, Yıldırım'ın dikta rejiminin boyutunu daha da netleştirdi. Kimbilir, son yıllarda Fenerbahçe'nin yıldız transferlerinde Galatasaray ve Beşiktaş'ın gerisinde kalmasının nedeni de budur! Artık Yıldırım'ın kendisi de Fenerbahçe'den ayrılma zamanının geldiğini kabul etmeli. Şampiyonlar Ligi'ne katılamamak, kaçan şampiyonluklar, geciken transferler vs. bunlar hiç önemli değil. Sorun daha büyük! Baksanıza Yıldırım, Fenerbahçeli küçük çocukların kahramanlarını bile ellerinden alıyormuş! Fenerbahçe'de sembol olmuş futbolcu denince aklınıza kim geliyor? Çok eskilere gitmeyin... En son Rıdvan, Oğuz, Aykut vardı değil mi? Bu üçlüden sonra Fenerbahçe'de çocukların kahramanı olacak bir yıldız neden hiç çıkmadı? Neden sarı lacivertlilerin Arda'sı yok? Bir kulüp başkanının futbolcularını kıskanacağı hiç aklıma gelmezdi.