Kabul edelim millet olarak severiz bu 'En' listelerini. En büyük, en güzel... Dünyanın en büyük derbileri listesinde bizden bir derbiyi ilk kez gördüğümüzde de bu topraklarda büyük heyecan yaşanmıştı. Birkaç yıl önce
GQ dergisinin İngiliz baskısında bir editör, ilk sıraya Arjantin'den Boca Juniors-River Plate, ikinciliği Celtic- Glasgow Rangers'a vermiş, ardından da Galatasaray-Fenerbahçe derbisini dünyanın en büyük üçüncü derbisi ilan etmişti. Bu 'Top 10' bizim futbolseverler arasında duyulduğunda, az buz da tartışma yaşanmamıştı. Neden bir numara biz değildik? Ya da diğer derbilerimiz neden bu listede yoktu? Bu tartışmadan önce derbinin tanımını hatırlamakta fayda var. Basit tarifiyle aynı şehrin iki takımı arasında yaşanan rekabet... İtalyanlar, iki farklı şehrin takımı Inter (Milano ) ve Juventus'un rekabetini 'İtalya derbisi' olarak nitelendirirken, İspanya ve Güney Amerika'da farklı şehirlerde de olsa ligin büyükleri arasında yaşanan rekabetler için 'El Clasico' (Rel Madrid-Barcelona) ya da 'El Superclasico' tanımları kullanılır yıllardır...
LİSTEDE HANGİ TAKIM YOK Kİ...
GQ editörünün üstün körü hazırladığı listede peki başka hangi derbiler vardı? Dördüncü sıraya Almanya-Hollanda rekabetini yerleştirmiş, sonra galiba sayfayı yetiştirme telaşıyla Brezilya'dan Flamengo-Fluminense, Atina'dan Olympiakos-Panathinaikos, İspanya'dan Sevilla derbisini (Sevilla-Real Betis) arka arkaya sıralamıştı. İtalya'dan Verona-Chievo derbisinin olduğu listede, Roma- Lazio, Inter-Milan, İspanya'dan 'El Clasico' Real Madrid-Barcelona, Real Madrid-Atletico Madrid, Uruguay'dan Nacional-Penarol, Almanya'dan St. Pauli-Hamburg, Hollanda'dan Ajax-Feyenoord, Sırbistan'dan Kızılyıldız-Partizan, İngiltere'den Manchester (United- City) ve Liverpool (Everton-Liverpool) şehirlerinin derbileri yoktu. Olsun biz vardık ya! Yeterdi. Sonraki yıllarda internetin yakınlaştırdığı dünyanın dört bir köşesinden taraftarlar 'En büyük 10 derbi' üzerine uzun uzun kafa patlattı. Doğrusu, sırası ne olursa ne olsun Galatasaray-Fenerbahçe derbisi bu listelerde her zaman kendine yer buldu. Kriterler ortaktı. İki takım arasında tarihlerinde büyük güç dengesi farkı olmayacak, uzun yıllara dayanan mümkünse asırlık bir derbi olacak, iki taraf da birbirinden nefret edecek, tarifi kolaylaştırmak için din-mezhep, sınıf farkı, siyasi görüşlerin ters kutupları ortaya konacak ve o listeye girmeyi hak eden her derbi mutlaka ama mutlaka façası bol bir derbi olacaktı! Tansiyonun tavan yapmadığı, meşale dumanından sahanın görünmediği, kırmızı kartın çıkmadığı derbi, harbi derbi değildi açıkçası! Bugün tüm Avrupa medyasında ve Arjantin'den Japonya'ya tüm futbol bloglarında Galatasaray- Fenerbahçe derbisinin itibarı bu 'Top 10' listesiyle sınırlı. Bu akşam Kadıköy'de 367. kez karşı karşıya gelecek Fenerbahçe ile Galatasaray'ın nefes kesecek 90 dakikasını ne yazık ki ülkemiz dışında bir kanal naklen yayınlamıyor. Basın tribünündeki yabancı gazeteci sayısı da muhtemelen bir elin parmaklarını geçmeyecek. Yarın derbimiz Avrupa medyasında da bir kutu haber olmaktan öteye gidemeyecek. Ama olsun... O listeler ne derse desin; Fenerbahçeli ve Galatasaraylılar için dünyanın en büyük derbisi bu derbi... Zaten herkesin derbisi kendine büyük değil mi bu küçük dünyada!
Fenerbahçe- Galatasaray derbisinin farkı
Fenerbahçe-Galatasaray derbisini, dünyanın diğer derbilerinden ayıran iki önemli özelliği var. Birincisi nedense pek fazla konuşulmaz. Bütün büyük rekabetlerin futbol üzerinden döndüğü spor dünyasında Fenerbahçe ve Galatasaray, basketboldan voleybola, yüzmeden küreğe birçok spor dalında 103 yıldır yarışır. İkinci ise bu derbinin taraflarını herhangi bir sınıf farklılığı, siyasi görüş ayrılığının (Kurthan Fişek Hoca, 80'lerde "Galatasaray aristokrasinin, Fenerbahçe burjuvazinin, Beşiktaş ise işçi sınıfının takımıdır," demişti, ama bugünün Türkiyesi bu tanımı sırtlamaz açıkçası) birbirinden ayırmaması. Celtic'li bir ailenin G. Rangers'lı oğlu olması mümkün değildir, ama bizde bir aileden iki hatta üç farklı takıma gönül verenler çıkabilir. Bunun en güzel örneği de hiç kuşkusuz Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Galatasaray Kulübü'nün kongre üyesi olan kardeşi Acar Yıldırım değil mi?
Sahada işini yapana saygı
Çok eskilere gitmeye gerek yok. Geçen yıl yine ekim ayında oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde, G. Saraylı Keita, korner kullanırken başına bir pet bardak su isabet etmiş, 48 saat boyunca suyun hangi tribünden atıldığı tartışılmıştı. İşin işine fizikçiler bile girmiş, dondurulan görüntüler üzerine "Eğik atış hareketi nedir?" ile suçlunun peşinde koşulmuştu. Bu derbi tarihinde sahaya atılan ne ilk ne de son yabancı maddeydi. Ama artık buna son vermek isteyenler ve onların bir kampanyası var. Türkiye'de renk farkı gözetmeden tüm taraftarların buluştuğu tribündergi.com sitesi derbi haftasında tüm futbolseverleri "Sahada işini yapanlara saygı. Tribünde centilmenlik!" sloganıyla artık bir şeyleri değiştirmeye davet etti. Prodüksiyonu Zihin Açıklığı'na ait,sanat yönetmeni Attila Karabay ve yönetmeni Mert Baykal olan kısa video emin olun çok şey anlatıyor. Siz kendi işinizi bu şartlarda yapabilir misiniz? Sorunun cevabını merak ediyorsanız www. Tribündergi.com'un ana sayfasında yer alan bu videoyu izleyin lütfen.