Habertürk'te 7 Ekim tarihinde sürmanşetten verilen haberin, yasal açıdan bir sakınca içerdiğini sanmıyorum, tabii mağdur kadının akrabaları gazete aleyhinde, 'kişilik haklarının hiçe sayılması' mealinde bir dava açarsa sonuç yine de beni yanıltabilir. Ama haberde yer alan ve hem iri ebatta verilen hem de şiddeti yakın planda gösteren fotoğrafın, en temel etik kuralları ayaklar altına aldığından hiçbir kuşku olmamalı. 'Olmamalı,' diyorum, çünkü bizim medyamızda 'etik' denilen olgu çoktan unutulmuş durumda. Okur ve izleyicilerinin güvenini koruyup taze tutmaya çalışan her ciddi -ciddi derken 'asık suratlı' değil, vicdan ve akıl sahibi kastediliyor- haber aracı, TV olsun, gazete olsun, önüne gelen her malzemeyi şuursuzca, rastgele yayına koymaz. Öyle olsaydı, 'editoryal filtre' denilen denetim mekanizmasına asla ihtiyaç duyulmazdı. Neyin ne kadar, nasıl kullanılacağı konusunda yüzyıllara dayalı bir ortak akıl havuzu vardır; kurallar ve kırmızı çizgiler buralardan yola çıkılarak kabul görmüştür.
KANTARIN TOPUZU ÇOKTAN KAÇTI
Dürüst, vicdan ve akıl sahibi gazeteci veya editörler için, tartıştığımız konuda şu ilke 'olmazsa olmaz' sayılmalıdır: "Suça ilişkin haberlerde, kamu yararına olan ifade (yayın) özgürlüğünü, mağdurların özel yaşamına ve onuruna saygıyla, ona azami dikkatle dengelemek esastır." Hastalık ve ölüm hali, öncelikle bir 'özel yaşam', 'mahrem' alanıdır. Gazeteci o alana ancak ve ancak, hastanın kendisi veya yakınlarının, ölmüş kişinin en yakınlarının rızası ve izniyle girebilir. Girdikten sonra da, yine o kişinin mahrem alanına, akrabalarının acısına; ölen varsa onun anısına ve en yakınlarının matemine saygıya öncelik tanır. Bu yüzden, basın özgürlüğü en geniş olan ülkelerde kitle gazetelerinde bile, ne yakın plan şiddet fotoğraflarını görmek mümkündür, ne de ölmekte olan veya ölmüş kişilerin görüntülerini. Bu nedenle, örneğin Michael Jackson'ın ölüm döşeğindeki fotoğrafı yayınlandığında hayli sert tepkiler gelmesi doğaldır. Türkiye'de bu tür yayıncılıkta kantarın topuzu çoktan kaçmıştır. Buna meydan verenler, acımasız ve vicdansız dünyalarını sonradan sahip oldukları medyaya taşıyan bazı patronlar olmuştur: Vahşi ve çıkara dayalı husumet nedeniyle, merhum Sakıp Sabancı'nın çocuğunun fotoğrafını bastıran işte bu tip medya patronlarıydı; buna karşı çıkamayanlar da, hâlâ faal olan bazı gazeteciler. Bu kirli gelenek, korkarım, artık genlere yerleşiyor. Üstelik aynı ölçüde maraz bir argümanla: "Canım ne var bunda, bastık işte, haberi 'konuşulur' hale getirdik." Bu arada olan zavallı bir mağdurun hatırasına, çocuklarına, akraba ve sevenlerine olmuş, kimin umrunda? 'Satmak'tan daha önemli ne olabilir ki? Şu soruyu soralım, belki bir gün etkisi olur: Acaba bu fotoğrafı basma kararına ortak olanlar, o merhum kişi kendi akrabaları, sevdikleri, ana babaları olsaydı, acaba bunu da 'Ne güzel, konuşulur işte' diye basacaklar mıydı? Vicdanın ve empatinin bittiği yerde gazetecilik, habercilik de bitmiştir. Bundan sonra beraberce gömebiliriz.
@Umur_Talu: Özne yine 'erkek şiddeti'... Ama uzun bıçakla, ama sütun santimle.
@Ece Temelkuran: "Bugün hepimiz sırtımızda bir bıçakla dolaşıyoruz yani. Yazı işleri dahil!"
@berkantakarcan: Haberturk'ün bugünkü sayısında sürmanşet değil, sürvahşet var!
@selalekadak: Ben diyorum ki acilen hepimiz; tüm medya, arınma konferanslarına başlamalı, etekteki taşlar dökülmeli ve yenilenmek için harekete geçmeliyiz.
@Balciceki: Gazetemin manşetindeki şiddete uğramış kadın fotoğrafı şiddetin ta kendisidir. Söyleyecek laf bulamıyorum!
@daghanirak: Palahniuk'un
Ölüm Pornosu kitabının peşini bırakıp,
Haberturk'ün yayımladığı 'ölüm pornosu'nu cezalandırsalar diyorum.
@melisalphan: Allah aşkına "Allah belanızı versin" demiyorsanız şu fotoğraf konusunda kalem oynatmayın! BUNUN ÖZRÜ YOK!!!! BAHANESİ YOK!!!
@melisalphan: Bugün Türk basınını alın, tuvalete atın, sifonu da çekin.
İtalya basınında benzer gaflet
İtalya'nın yüksek tirajlı magazin dergilerinden Oggi, yeni yayımlanan sayısıyla İtalya gündemine oturdu. Oggi 'nin bu kadar konuşulmasının nedeni kapağı ve verdiği promosyon. Oggi, bu sayısında kapağına dört yıldan uzun bir zamandır ABD ve Avrupa basınının dikkatle takip ettiği davanın baş aktörü Amanda Knox'u taşımış. Öğrenci değişim programıyla İtalya'ya giden ABD'li Amanda Knox, 11 Kasım 2007'de, Perugia kentinde aynı evi paylaştığı İngiliz öğrenci Meredith Kercher'ı bıçakla öldürmekle suçlanıyordu. Bıçak ayrıntısı önemli! Knox geçtiğimiz günlerde beraat etti. Oggi 'nin bu kadar konuşulmasının nedeni de Amanda Knox'u kapak yaptığı hafta promosyon olarak bıçak seti vermesi. Promosyon anlaşmasının birkaç hafta önceden yapıldığı iddia ediliyor fakat Oggi editörlerinin promosyonu neden ertelemediği merak konusu.