Kazakistan doğumlu Tanya S.:
Ölümle tehdit ettiler
"Geçen yıl ağustos babam öldü. Annem alkolikti. Bir adamla birlikte yaşamaya başladı. O zaman dokuzuncu sınıfa gidiyordum. Beni evden attı. Bir arkadaşımın evinde kalmaya başladım. Diskoya gitmiştim. Relu isminde bir adamla tanıştım. Bana İstanbul'da çocuk bakma ve temizlik işi bulacağını söyledi. İyi para kazanacağımı anlattı. O gün onun evinde kaldıktan sonra ertesi gün Piatra Neamt şehrine gittik. Beni, Alex diye tanınan A. C. G. ile tanıştırdı. Avans olarak 100 dolar verdi. Banka hesabıma da 300 dolar yatırdı. Ancak bu 300 doları harcamamamı söyledi. G.'nin yanında çalışan bir adam beni, F.Y. isminde bir Türke götürdü. F. Y.'ye ait, içinde başka kızların da bulunduğu bir otobüsle İstanbul'a geldim. Bizi C. İ. isminde bir taksici karşıladı. Taksim'deki bir otele gittik. Otelde şebekenin para trafiğini yöneten A. C. ile tanışmamın ardından fuhuş batağına saplandığımı anladım. A.C., pasaport, kimlik ve bütün şahsi evraklarımı gözümün önünde yırttı. Artık onlar için çalışacağımı söyledi. Çantamdaki dolarları da aldı. Bize sahte pasaport ve kimlik çıkarttılar. Bana bir telefon numarası ezberletti. Herhangi bir problem olduğunda bu telefonu aramamı söyledi. Yakalanmam halinde, polise kendileri ile ilgili bir şey söylersem beni öldüreceklerini anlattı. C. İ. bizi müşterilere götürüyordu. A.'nın talimatıyla bu kişilerin isteklerini ve tercihlerini not alıp kendisine veriyorduk. Sekiz ay içinde yaklaşık 200 kişi ile birlikte oldum. Zaman zaman lezbiyen ilişkiye giriyor ve grup seks partilerine de gidiyorduk. Şarkıcı A. olduğunu öğrendiğim kişi, beni ve başka bir kız arkadaşımı birlikte alıyordu."
Dördünün yaşı 18'den küçük olan yedi kız aynı kaderi paylaştı; içlerinden biri anlattı:
Modellik yapa cağımızı san ıyor duk, konsomatris olduk
"Kendi bütçemizle, Ukrayna'da yaşadığımız kasabadaki bir ajansta modellik kurslarına gidiyorduk. Bir süre sonra, yurtdışındaki defilelerde görev alacağımız söylendi bize. Bir gün, kursun yöneticisi Türkiye'de bir defileye çıkacağımızı söyledi. Hazırlıklar birkaç hafta sürdü. Defilenin İstanbul'da olacağını öğrendik. Ayrıca bize aylık olarak 1000 dolar para alacağımızı söyledi. Patronumuza güveniyorduk ve seyahat, giyeceğimiz pahalı kıyafetler bizi heyecanlandırıyordu. Bize, tam hayal ettiğimiz gibi bir işe sahip olacağımız konusunda söz vermişti; büyük şehirde, para kazanacağımız ve moda ile ilgili bir iş. Hiçbir şekilde onun bizim hakkımızda başka planlar yaptığına dair fikrimiz yoktu. Yaşadığımız küçük kasabadan otobüs ile Odessa'ya gittik, burdan da feribot ile İstanbul'a geçtik. İstanbul'a varmamızla birlikte karşılaştığımız gerçekler hayallerimizi yıktı. Seyahat, konaklama, yiyecek ve kıyafet için yapılan masrafların bizim borcumuz olduğu ve bu parayı geri ödememiz gerektiği söylendi. Bir gece kulübünde konsomatris olarak çalışacağımız söylendi. Pasaportlarımız ise elimizden alınmıştı. Ertesi gün, patronumuz bizi İstanbul'daki gece kulüplerinden birine götürdü. Fakat, gece kulübü sahibi, çoğumuzun yaşı küçük olduğu için bizi işe almayı reddetti. İkinci gün, patronumuz bizi İzmir'de başka bir gece kulübüne götürdü. Orada bizi hemen işe kabul ettiler. İşimiz, gece kulübünün müşterilerini eğlendirmek ve onları içki içmeye davet etmekti. Gece kıyafetleri giymemiz ve eğer isterlerse, müşterilerin bize dokunmalarına izin vermemiz gerekiyordu. Çok uzun saatler çalışmamız ve müşterilerle içki içmemiz için bizi zorladılar. Sürekli çok yorgun ve içkiliydik, yaptığımız işten iğreniyorduk ama başka bir seçeneğimiz yoktu. Pasaportlarımızı bize geri vermiş olmalarına rağmen, onların taleplerini reddetmek gibi bir şansımız yoktu; vize sürelerimiz dolduğu için Türkiye'de yasadışı durumdaydık. Gece kulübüne yakın bir otelde kalıyorduk. Sürekli olarak takip altındaydık ve herhangi bir şekilde oteli, yanımızda biri olmadan, yalnız başımıza terk etmemize izin verilmiyordu. Haftanın yedi günü çalışmaya zorlanıyorduk." Bu kızlar, İzmir'de bu koşullar altında iki ay zorla çalıştırılmış. İzmir Yabancılar Şubesi tarafından gerçekleştirilen bir operasyonla kurtarılmış.
YARIN SABAH 'TA : ULUSLARARASI GÖÇ ÖRGÜTÜ IOM'UN TÜRKİYE BASIN SÖZCÜSÜ SELİN ARSLAN, KADIN TACİRLERİNİN NE KADAR ACIMASIZ OLABİLECEĞİNİ, KADINLARIN NASIL KAÇIRILDIKLARINI ANLATIYOR .