Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUH YILMAZ

Mısır'da yargı iktidarı

Mısır'da Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in Şubat 2011'de görevi terke zorlanmasının hemen ardından asıl riskin darbe değil, 'vesayetin kurumsallaşması' olduğunun altını çizmiştik. 16-17 Haziran'da yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesi bu tehlikenin ne kadar gerçekçi olduğu ortaya çıktı. Siyasi gücünü Yüksek Askeri Konsey'den alan yargı elitleri, gerek Anayasa Mahkemesi, gerekse de bizdeki Danıştay'a benzer Devlet Meclisi üzerinden, siyasi alanı yönetmeye başladı. Cumhurbaşkanının seçilmesine sadece bir hafta kala yargı müdahalesi ile cumhurbaşkanlığı seçimi iptal edilme riskiyle karşı karşıya. Bunun da ötesinde bu süreçte Meclis fesh edilebilir, Anayasa'yı yapmakla sorumlu Kurucu Meclis süreci tamamen tıkanabilir. Tüm bunlar, Mısır'da vesayet rejimi riskinin, yargı bürokrasisi kanalıyla adım adım tesis edildiğini gösteriyor. Bu tür bir vesayet rejiminin kurulması, Ortadoğu'daki yeni düzen arayışlarını süresiz olarak erteleyebilir.
Öte yandan, Mısır'da Mübarek sonrası olağanüstü müdahaleler zincirine rağmen, dönüşüm hâlâ devam ediyor. Normalleşme sürecinde aslan payı ise psikolojik harp taktikleri, aşağılama ve provokasyona rağmen sakin ve kararlı ilerleyen İhvan'a ait. Artık şımarıklık derecesinde hakaret dili kullanan liberallere, korku pazarlaması yapan aşırı laiklere, Körfez destekli Selefilere, post-modern darbe müdahalelerine rağmen sükûnetini muhafaza etmeyi başaran İhvan, tüm gözlemcileri şaşırtan, sağduyulu bir performans sergiliyor. Yargı iktidarının bitmeyen müdahaleleri nedeniyle, artık ne İhvan ne de diğer aktörler 'Mısır'da kimin yetkisi nerede başlar nerede biter', bilemez durumda. Tüm sistem, Devlet elitleri ile İslamcılar arasındaki mücadeleye kilitlenmiş durumda.

Yargı, milli iradeye karşı!
Mısır'da vesayet rejiminin, askeri elitlerin, geri çekilerek yargı elitleri üzerinden siyasete müdahale etmesiyle kurulması tasarlanıyor.
Anayasa Mahkemesi ve Devlet Meclisi yetki aşımı ile siyaseti yönetiyor. Yargı en kaba hâliyle siyasallaşmış durumda. Mübarek'in partisinin kapatılması, sorumsuz özelleştirmelerin iptali gibi konularda aldığı kararlarla halkın desteğini de alan yüksek yargı, Mübarek sonrası sürecin tasarlanmasında gerici bir noktaya çekilerek, siyasi bir aktör olarak konuşlanıyor. Fiilen ülkeyi Hâkimler İktidarı yönetiyor. Bakanlıklarının icra kararlarından özelleştirme kararlarına birçok kararın denetlendiği bir makam haline gelen Devlet Meclisi istisnai bir iktidar odağı durumunda. Daha önce seçimle oluşan Meclis'in atadığı 100 kişilik Anayasa Yapım Konseyi'ni lağveden Devlet Meclisi'nin kararı siyasi olmasına rağmen, İhvan'ı uzlaşmaya yönelttiği için meşru görülmüştü. İhvan da buna mukabil Kıptilere ve temsil gücü zayıf olanlara alan açan yeni bir Kurucu Konseyi kabul ederek mesajı aldığını göstermişti.
Ancak son dönemdeki kararlarla, müdahale süreci tamamen keyfî hâle gelmiş durumda. Şimdi Devlet Meclisi'nin alacağı iki karar, hem Mısır'ın hem de bölgenin kaderini belirleyecek: Başını ilk turu kaybeden Ebul Fütuh ve Sabahî'nin çektiği bir kampanyayla, ikinci tura kalan adaylardan Ahmet Şefik 14 Haziran'da alınacak bir kararla seçimlerden men edilebilir. Bu karar çıkarsa cumhurbaşkanlığı seçimi de gayrı meşru hâle gelmiş olacak. Böylece seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılan İhvan, yeniden yapılacak seçimlerde Nasırcı+liberal+liberal İslamcı+Kıptî cephesine karşı yarışacak. Şimdiden ilk tura katılımın %46 olduğu, bunun da meşruiyete yetmeyeceği propagandası ile zemini hazırlanan iptal kararının alınma ihtimali yabana atılmamalı.
Yargı'nın bir başka müdahalesi ise Parlamento'nun tamamen feshine dair. İlk bakışta saçma gibi görülse de, Mısır'da yüksek yargı daha önce 3 kere Parlamentoyu feshetti. Demokratik süreç göz önüne alınırsa bu sefer yargının işi kolay değil. Ancak bu sefer de fesih kararı ülkenin ortak kaderi şeklinde çerçevelenebilir. Türk dış politikasını doğrudan etkileyecek bu gelişmelere, Türkiye Mısır devlet elitleri ile doğrudan temas ile müdahale edebilirse, bölgesel bir düzene güçlü bir katkıda bulunabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA