Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TAHA ÖZHAN

PKK'nın Suriye krizi

PKK-PYD marifeti ve bölgede Irak işgaliyle başlayan Arap milliyetçiliğinin de desteğiyle son birkaç yıldır yaşanan 'Kürt yabancılaşması' derinleşmiş oldu

Suriye krizinde Kürtlerin rolünün ne olacağı sorusuna verilen cevaplarda iki perspektif çok yaygın. Birincisi Türkiye'de Kürt meselesinin çözümü ve PKK'nın silahsızlandırılmasını salt güvenlikçi perspektifle ele alan kesimlerin, sınırın öte yanında, görünen ilk kerpiç binaya asılan bayrakla 'Suriye'de PKK devleti' kuruldu feryatları. Bu yaklaşımın, yıllarca duyduğumuz Kemalist ezberleri tekrarlamasının yanında, 1990'larda PKK ile mücadele ederken sürekli halka ve sivil iktidara vesayet faturası çıkaran askeri odakların, Kürt meselesine yaklaşımlarının 2010'lar versiyonu olarak var karşımızda.
İkinci okuma ise yine PKKmerkezli analizleri abartıp bütün Ortadoğu jeopolitiğini PKK çarpanına bağlayan bir yaklaşım. Suriye'de, isyanı başlatan, isyan ederken de herkesten çok daha iyi başına neler geleceğini bilen, yüzbinlerce canla bedelini ödeyen Suriye devrimini neredeyse görmeyip, PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde bir iki kasabada Baas'ın işine de yarayacak bir kaç eylem yapmasından 'Rojava devrimi' çıkarmak!
Her iki yaklaşım, asırlık 'Sykes-Picot korkuları ve rüyalarına' denk gelmektedir. Her iki pozisyon da aslında farkında olmadan yüzyıllık statükonun farklı şekilde nöbetini tutmaya devam arzusundalar. Oysa yukarıdaki iki pozisyona düşmeden de Suriye'de Kürt varlığını ele almak mümkün. Sykes-Picot düzeniyle 'bin-xet'te kalan Kürtlere tabii olarak en fazla ilgili olması gereken yer Türkiye'dir. Lakin kendi Kürdüyle, Sykes-Picot'tan nöbetine düşen pay miktarınca yıllarca kavgayı sürdüren Türkiye; şimdi bir çözüm ve barış sürecinden geçiyor. Suriye'deki Kürtlerle ilişkiler son yıllarda mevcut sınırları anlamsız kılacak ölçüde normalleşti.

Kürt yabancılaşması
Beklenen Suriye'de canları pahasına isyan edenlere ilk omuzu, yıllardır hakları gasp edilmiş Kürtlerin vermesiydi. Böyle olmadı. PKK'nın, 1999 sonrası yaşadığı çarpık uluslararasılaşma sürecinin oluşturduğu denklemler, Suriye'de pasif bir Şebbiha (bazen de aktif) rolü üstlenmesi sonucunu doğurdu. Bu Kürtlere yapılabilecek en büyük kötülüktü. PKK-PYD marifeti ve bölgede Irak işgaliyle başlayan Arap milliyetçiliğinin de desteğiyle son birkaç yıldır yaşanan 'Kürt yabancılaşması' derinleşmiş oldu.
Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, Türkiye, Suriye'deki Kürtler için, Suriye'de 'PKK devleti' veya 'Rojava devrimi' ilan eden 'korku ve rüyaların' ötesinde politika geliştirmesi en hayırlı seçenek durumundadır. Böylesi bir politika Suriye'deki bütün Kürtleri Sykes-Picot'yu aşacak şekilde kucaklamak anlamına gelmelidir. Suriye'de Arapları, Türkmenleri ve hatta Kürtleri bile karşısına alan PKK'nın 'kurtarılmış bölge' saplantısından kolayca kurtulmasını beklemek naifliktir.
Suriye'de bugünlerde, Halep'in güneyinde ve güney batısında Baas rejimiyle yoğun çatışmalar devam ederken, özellikle Han Asal'ın ele geçirilmesi sonrası PYD'nin hareketlenmesini Suriye içerisinde hiç kimse 'Rojava devrimi' olarak okumamaktadır. Kaldı ki, geçmişte, 153. Tugay muhalifler tarafından ele geçirildiğinde, PYD-Baas işbirliğine dair şehir efsanelerini somutlaştıracak onlarca delil ortaya da çıkmıştı.
Yine benzer şekilde, Baasİran- Rusya ekseninin Suriye isyanını boğmasının son reçetesi, Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanının devrilmesine destek veren ve seyirci kalan dinamiklere oynamaktan ibaret. "Mısır'da İhvan'ı kabul etmeyenler, Suriye'de neyi kesinlikle kabul etmiyorlarsa onun önünü doğrudan açalım." Böylece, bir anda Maliki rejiminin içeri alınınca sağ salim çıkmanın imkânsız olduğu hapishanelerinden bir anda yüzlerce Kaideci kaçmayı başarır! Rejimle son dönem mümkün olduğunca karşı karşıya gelmeyen, ama kurtarılmış bazı bölgelere giderek 'iktidar kavgası' başlatan ve bu şekilde çok yaygın bir güçmüş havasını veren El-Kaide'nin son dönemde önünü açan dinamik ve aktörlerle PYD'ninki çok farklı değil.
Bu arada, Suriye muhalefeti provokatif unsurlarla yüzleşme sürecine de girdi. Nusra cephesi El-Kaide'den uzaklaştı. Bu gelişmeden rahatsız olan unsurlar, gruplar arası çatışmanın zeminini hızlandırmak için paniklediler. PYD ve son günlerde yaşananlar bunlardan sadece bir tanesi. Siyasi olarak gruplar arasında yeni bir mevzi oluşuyor. Bu yeni mevzilenmede Kaide dışındaki gruplar büyük ölçüde benzer bir hattın etrafında toplanacaklar. PKK-PYD'nin bugüne kadar ortak iş yapabilme kapasitesi sadece istihbarat örgütleri üzerinden resmi aktörlerle var. Bugüne kadar bu çizginin, ne kendisi dışındaki Kürt gruplarla ne de başka hareketlerle hareket kabiliyeti bulunmuyor. Bunun birçok sebebi olmakla beraber, temelinde ideolojik sorunlar bulunuyor.
Ancak, Kürtlerin ezici çoğunluğunun Şam'da ve Halep'te yaşadığı ve yaşayacağı Suriye'de; PYD bugün ne yaparsa yapsın, Esed sonrası bir senaryoda ne Kürtleri kendisi üzerinden bir neo-Baasçılığa razı edebilir ne de Suriye ve bölge siyasi denklemi buna imkân verir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA