Atina
Selanik'te bir gün konakladıktan sonra sabah yola çıkıyor ve Atina'ya 470 km sonra ulaşıyoruz. Atina, 3000 yıllık geçmişiyle tarihin birçok dönemine tanıklık etmiş bir kent. Siz de şehirde tarihi dokunun yoğun olduğunu görmeyi hayal ediyorsanız yanılıyorsunuz. Şehirleşmenin ve yapılaşmanın yoğun olduğu bir kent olarak karşınıza çıkıyor Atina. Özellikle Akropolis'e çıkıp şehre doğru baktığınızda bunu daha yoğun hissediyorsunuz.
Atina'da şehrin genel dokusun görmek adına birbirini takip eder şekilde bulunan Agora, Zeus Tapınağı, Parlemento Binası, Syntagma - Omonia Meydanları, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Başbakanlık Konutu, Tarihi Olimpiyat Stadyumu, Ulusal Galeri, Ulusal Kütüphane ve Akademi geçmişi görebildiğiniz başlıca yerler arasında yer alıyor.
Parlemento binası önünde evzon askerlerin törenini çoğu turist gibi biz de izliyoruz. Kıyafetler oldukça ilginç, asker kıyafeti olarak farklı gelebiliyor.
Atina'da yine turistlerin ilgi odağı bölgelerden biri de Plaka oluyor. Plaka'da çok uygun fiyatlara hediyelik eşya alabilir, akşamları da tavernalara katılabilirsiniz. Taverna aslında pek de bizim düşündüğümüz gibi değil. Restaurantlara taverna deniliyor. Kimilerinde tabi ki canlı müzikler oluyor. Tabak kırma gibi bir sahne bekliyorsanız bunun için düzenlenen gecelere katılmanız gerekiyor. Ancak bu tip yerler çok fazla değil ve de çoğunlukla kapalı mekanlarda.
Yaz aylarında gittiyseniz bu tip bir gösteri izlemek yerine tavsiyem geleneksel danslarını izleyebileceğiniz, yunan ezgilerini dinleyebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz yerlere gitmek. Hatta siz de danslarına katılıp ki çok benzer figürler ile dans da edebiliyorsunuz. Tıp ki danslar gibi yemeklerinde çok benzer olduğunu görmek mümkün ; cacıkı, pilavi gibi isimlerle karşılaşıyorsunuz. İngilizceden ziyade Türkçe konuşarak anlaşmak veya anlamak daha kolay. Neredeyse tabelalardaki yazılar ve konuşulan dil farklı olmasa kendinizi Beyoğlu'nda gibi hissetmeniz mümkün yine şehrin en renkli bölgesi olan Plaka'da.
Özellikle akşamları yemek yenecek güzel yerlerden biri de Pire Limanı. Pire limanında balık yiyebilir ve kıyı restaurantlarında güzel bir akşam geçirebilirsiniz. Restaurantlar birbirinden güzel ama yemek yemek ve deniz ulaşımı dışında limanda fazla bir şey yapmak mümkün değil. Gece yemek, gündüz ise ulaşım konusunda Pire'de olmak ideal. Pire limanından Yunan adalarına da geçmek mümkün. Aslında kendi rotanızı çizerek de Yunanistan'a gitmek oldukça kolay. Başka bir sefer de karadan Atina'ya geçip Pire Limanı'ndan Yunan Adaları'na gitmek ve oradan Kuşadası ile Türkiye'ye dönmek gibi bir fikri uygulama planları yapabilirsiniz. Özellikle bu yolla adaları görmek çok daha uygun bir fiyata size mal olabiliyor. Bu fikri başka bir sefere uygulamak üzere Pire'den ayrılıyorum.