TABİİ 90'lı yıllarda Etiler'in dışında şu mekânlar da çok popülerdi: Bugünkü Anjelique'in yerinde Ortaköy Memo's Bar, farklı dekorasyon anlayışıyla Çağlayan'daki Home Store Restaurant, Fatih Ürek'in meşhur olduğu Nişantaşı'ndaki Cartoon Bar, Plaza Restaurant, Zihni Bar, Antares; yine yıllarca gözde olan Süleyman Nazif Bar, Taksim'de Ayşegül Nadir'in çıkmadığı Taxim's Night Park, Garage Gece Kulübü, barmeni Oğuz vurulana kadar İstanbul'un gözde gece kulüplerinden olan Kuruçeşme She Bar... Ve yine unutulmaması gereken, o dönemin fenomeni, Türk eğlence hayatına adını yazdıran Ceylan Çaplı... Talimhane'de 19, Twenty, 14 ve sonrası 2019 Maslak... İstanbul gecelerine değişik ve marjinal eğlenceyi yerleştiren ve bunda da çok başarılı olan bir adam... Talimhane'den bahsetmişken meşhur Yeşil Kabare'yi atlamamak gerek. Ali Poyrazoğlu ve özellikle Uğur Yücel'in zirveye çıktığı mekân. Her gece İstanbul'un elitlerini küçücük dükkâna toplayan yer... Peki, Uğur Yücel demişken de hemen Baltalimanı'na inelim, bugün yerinde çay bahçesi olan Oba... Müjde Ar ve Uğur Yücel'in şovlarının olduğu, Sezen Aksu'nun gece programı yaptığı bir mekândı. Ayrıca İstanbul gecelerinin farklı eğlence anlayışıyla klasikleşen bir mekânı da Zorba Taverna oldu... Tabak kırma, masa devirme, ceket yakma gibi eğlence tarzıyla gece hayatına damgasını vuran bu mekânın sembolü de tabii ki Fedon'du...
PASHA TARİHE ADINI YAZDIRDI
İstanbul'da pavyon, gazino, bar ve canlı müzik eğlencesinin doruk noktaya ulaştığı ve rutine bağlandığı yıllarda, Kuruçeşme Sahil'de bir mekân açıldı: Pasha... Bence Discorium eğlencelerinden sonra, özellikle 70'li yılların öncesinde ve başında doğanların unutamadığı, Türk eğlence hayatına bir klasik olarak damgasını vuran bir mekân oldu Pasha. Boğaz'da bembeyaz bir gelin gibi duran, Alarko'nun yaklaşık beş yıllığına İstanbul'a kazandırdığı çok elit bir mekândı... Eğlence hayatının içinde olup da burada anısı olmayan çok az kişi vardır. Bugünkü İstanbul'un dünya çapındaki restoranı Sunset'in sahibi Barış Tansever bile, o yıllarda Boğaziçi Üniversitesi'nde okurken, okul kulübü olarak hafta sonları burada 2 bin kişilik partiler düzenledi, büyük paralar kazandı.
2002'DEN SONRA EĞLENCE COŞTU
Ardından Alarko Holding buradan çekildiğinde Şefik Öztek ortaya çıktı ve burayı alıp Laila yaptı. Bu isim de kısa sürede marka oldu, ancak uzun süreli olmadı. 99 depremi sonrası ekonomik kriz, şarkıcıların yüksek fiyatlarını indirmemesi, eğlence alışkanlığındaki yozlaşma, canlı müziğin sonunu getirdiği gibi birçok bar ve mekânın kapanmasına neden oldu. 2000'li yıllarda ise İstanbul, yeni bir eğlence ve lezzet anlayışı ile karşılaştı. Dünyayı takip eden, mimarisine ve yemeklerdeki lezzete önem veren, dünya çapında aşçılarla çalışan restoran, bar ve gece kulüpleri ardı ardına 2002'den sonra hızla açılmaya başladı. Bunların içinde yine klasikleşen, tarihe ve dünyaya adını yazdıran Reina en önemli mekânlardan biri. Beyoğlu'nda açılan Zarifi, 'eller havaya' eğlencesinin dönüşünü getirdi. Hatta Orhan Gencebay ve birçok arabeskçinin eski şarkılarıyla müşteriler masalara çıkıp göbek attılar. Özlenen gazino geceleri 2008 kasım ayında Günay'la yeniden başladı. Günay'dan sonra Cenk Eren'in, akıllıca bir fiyat politikasıyla Etiler'de My Pavyon'u açması ise yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Yani bir yandan göbek atıp, bir yandan da güzel yemek yiyip içerek hesap konusunda dertlenmeden kendini eğlenceye veren müşteriler, özlediği eski günlere tekrar kavuştu. Cenk Eren'in My Pavyon'undan sonra, Utku'lu gazino Keops'la gazino geceleri devam ediyor. Ayrıca 2000'li yıllarda Doors Grubu ortaya çıktı ve zirve yaptı. Şu an ellerinde 14 ayrı marka var ve Türk eğlence hayatında çok önemli bir yerdeler. Yine her yıl ciro rekorları kıran, Türkiye'ye ilk yabancı restoran markası olarak gelen Papermoon da artık bir klasik. Bugün iyi restoranların yanı sıra Türkiye'de bir bistro-kafe kültürü de oturdu. Ardı ardına yeni markalar doğdu. Lucca Bebek'in, Nişantaşı Brasserie de Nişantaşı'nın mahalle barı oldu...