Sağlık Bakanlığı, Avrupa'da rastlanan ve Yunanistan'da şu ana kadar 18 kişinin ölümüne neden olan Batı Nil Virüsü'nün Türkiye'de de görüldüğünü açıkladı. Sağlık Bakanlığı Hıfzıssıhha Başkanı Mustafa Ertek, bugüne kadar Türkiye'de 5 ilde 7 kişiye Batı Nil Virüsü tanısı konulduğunu, bu hastalardan 3'ünün yaşamını yitirdiğini söyledi. Hayatını kaybeden 3 kişi, Manisa, Aydın ve Isparta'da... Manisa ve İzmir'deki birer hastanın tedavisinin halen sürdüğü, diğer iki hastanın durumunun ise takip edildiği öğrenildi.
AĞUSTOS'TA PATLADI
Manisa'da 12 Ağustos tarihinden itibaren ateş, trombositopeni (kan pıhtılaşmasında görevli hücrelerin azalması), bilinç değişikliği ve döküntü şikâyetiyle sağlık kurumlarına başvuran 16 hastadan 6'sının yaşamını yitirmesi üzerine, Türkiye'de de Batı Nil Virüsü paniği başlamıştı. Sağlık Bakanlığı, durumu incelemek için kurul oluşturdu. Kurulun çalışmalarının tamamlamasından sonra Hıfzıssıhha Başkanı Mustafa Ertek bir basın toplantısı düzenleyip, gelişmeler hakkında bilgi verdi. Ertek, bildirim yapılan 16 hastadan çoğunun, kronik hastalığı bulunan ve aşırı sıcağa maruz kaldığı saptanan yaşlılar olduğunu, farklı sebeplerden dolayı bu hastalardan 6'sının kaybedildiğini söyledi. Ertek, şu mesajları verdi:
NASIL KORUNURUZ?
5 İLDE 7 VAKA: İnceleme yapılan 16 hastanın tamamı ülkemizde görülen ve görülmeyen sinir sistemi enfeksiyonları yönünden araştırıldı. Manisa, Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta illerinde toplam 7 kişide bu hastalığa (Batı Nil Virüsü) rastlandı. Biri Aydın'dan, ikisi Manisa'dan olmak üzere 3 vatandaşımız hayatını kaybetti. Diğer iki hastamız ise takip ve tedavi altında.
AŞISI YOK: Batı Nil Virüsü genellikle hafif seyirli bir hastalıktır. Hastaların önemli bir bölümünde tedaviye gerek olmasa da çok az sayıdaki vakanın hastanelere yatırılarak izlenmesi gerekebilir. Hastalık için geliştirilmiş herhangi bir aşı bulunmasa da buna yönelik çalışmalar sürmektedir. Virüsün esas kaynağı yabanil kuşlar ve atlardır. Hastalık bu hayvanlarda yoğun bir şekilde ölümlerle seyreder, insanlara ise tesadüfen bulaşmaktadır. Hastalıkla korunmada, sivrisineklerle mücadele en temel nokta olarak görülüyor. Kapılara ve pencerelere, sivrisineklerin girişini engelleyecek bariyerlerin konulması, ev çevresinde sivrisineklerin barınması ve çoğalmasına yol açacak odakların bertaraf edilmesi, sivrisineklerin yoğun olduğu yerlerde hava karardıktan sonra kapalı, korunaklı yerlerde bulunmaya önem gösterilmesi öneriliyor. Hastalık Yunanistan'ın dışında Avrupa'ra, Romanya'da da ölümlere neden olmuştu. Yunanistan'da ölenlerin çoğu ise 70 yaş üstü hastalar...
SICAK İKLİM SEVİYOR
Batı Nil Virüsü dünyada ilk kez 1937'de Uganda'da görüldü. Ilıman bölgelerde Batı Nil virüsü, ilkbahar sonlarında başlayan, genellikle ağustos ve eylül aylarında doruğa ulaşan bir mevsimsel seyir izliyor. Virüs sıcağı sevdiğinden, güney iklimlerinde yaşayan insanlar, bütün bir yıl boyunca enfeksiyona yakalanma riski ile karşı karşıya bulunuyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bütün bulaşıcı hastalıklar konusunda şeffaf ve toplumu bilgilendirici bir yöntem izlediklerini belirterek "Ciddi bir salgın falan düşünmüyoruz. Çünkü hastalık mevsim itibarıyla sıcak mevsimde daha çok görülüyor. Artık sonbahara doğru yaklaştık, ancak bizde görülen vaka sayısı da bu yıl az. Sağlık Bakanlığı olarak bu işin takipçisi olacağız, ancak mücadelenin aslını sivrisinek mücadelesi oluşturacaktır" dedi.
Yaşlılar ve çocuklar risk altında
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ölümlere yol açan ve Türkiye'de de kendini gösteren "Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu'' özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hayati risk taşıyor. Hastalık özellikle kaynağı kargalar olan rezervuarlardan "Culex'' türü sivrisinekler aracılığı ile insanlara, atlara ve diğer memelilere bulaşıyor. Bulaşma, çoğunlukla sivrisinek popülasyonunun aktif olduğu sıcak havalarda meydana geliyor. Bunların dışında kan yoluyla, organ ve doku nakilleriyle, anne karnında ve emzirme sırasında söz konusu olabiliyor. Hastalık, virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu vermiyor. Yaklaşık yüzde 20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişiyor ve tam iyileşme gerçekleşiyor. Ancak beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliğini çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya da yol açabiliyor. Vakaların yüzde 1'inden daha azında, şiddetli hastalık görülüyor ve az sayıda vakada ölümcül olabiliyor. Hastalığın belirtileri ise; ateş. baş ağrısı, kas ağrıları, bulantı, iştah kaybı, kusma, ishal ve lenf bezlerinin şişmesi...
Antibiyotiklerde yeni umut hamamböceği
Tüm
antibiyotiklere direnç gösteren yeni bakterinin dünyada endişe yaratması, İngiltere'nin Nottingham Üniversitesi'nden bilim adamlarını hijyenik olmayan koşullarda rahatça yaşayabilen hamamböceklerini araştırmaya itti. Bilim adamları, birçok mikroba ve hastalığa maruz kalan, bunlara karşı kendi kendine "tedavi yöntemi'' geliştirdiği düşünülen hamamböceklerini incelerken, bu hayvanların beyninde, insan hücrelerine zarar vermeyen ancak bakterilere karşı etkili olan en az 9 farklı molekül bulunduğunu belirledi. Bu moleküllerin, bugün kullanılan birçok ilaca karşı çoğunlukla direnç gösteren bazı hastalıkları tedavi etmekte kullanılabileceğine dikkati çeken bilim adamları, bu moleküllerin "gücünü" daha iyi belirlemek için araştırmalarını yoğunlaştırdı. Hastalıkların tedavisinde umut olacak muhtemel bir ilacın piyasaya sürülmesinin ise 10 yılı aşacağı sanılıyor.