Hepsi de birbirinden güzel bu kızların. Kimi bekâr kimi nişanlı kimi çoktan gelin gitmiş. Elleri hamur teknesinde değil, mal sattıkları minik motorlu teknelerinin dümeninde. Marmaris'in küçümen Bozukkale Koyu'nda demirleyen yerli yabancı turist teknelerini iskelesancak demeden sarıp 'bir şeyler' satmak için çabalıyorlar. Aralarında işletme okuyan, turizm otelcilik okuyan, liseye devam edenler de var, çoluk çocuğa karışmış olan da. Turkuaz renkli Ege sularının bu kuytusunda vardevala tellerine tutunup, ışıldayan gözler, sıcak sözcüklerle "merhaba" diyorlar önce. Sonra renk renk el işi entariler, yazmalar, alaca pareolar, her boydan masa örtüleri, inci boncuk, kuru nane, fesleğen, keçiboynuzu, ısırgan otu ve dağ kekiği sunuyorlar kayık tezgâhlarında. Utangaç edalarla, 4-5 ayrı lisandan soruyorlar sonra: "İster miydiniz?" Elif, Eda, Esra, Mine, Selin, Sermin, Melahat, Büşra, Neriman ve köyün daha pek çok güzel kızı var bu "anfibik esnaf" arasında. Tur müşterileri onlara "ticaretin deniz kızları" adını takmış. Görmüş geçirmiş olanlar Tayland Bangkok içlerinde kurulu, esnafı yine kadın kız olan "floating market" satıcılarına benzetiyor.
KAYIKTA BAZLAMA
Bazen kayıkta meşhur bazlama ekmeği yapıyorlarmış. Kışları Sögüt'teki evlerinde kocasıyla tüm işleri üreten Elif mesela, yaz ayları gelince koya gelen teknelere satış yapıyormuş.