Baskın Sokulluoğlu 1938'de Ankara'da doğdu. Kurtuluş Savaşı'nda İzmir'i Yunanlardan geri alan süvarilerin komutanı Orgeneral Fahrettin Altay'ın torunuydu. Babası Prof. Dr. Kamil Sokulluoğlu ise Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin (GATA) kurucularındandı. Yaşamı İstanbul'da geçti. 1958'de Robert Kolej'i bitirdi. O yıllarda hem lise hem üniversite eğitimi veren kolejden mühendis olarak mezun oldu.
BODRUM'A TURİZMİ ÖĞRETTİ
Ama bütün merakı denizlerdi. Deniz kokusu olmadan yaşayamıyordu. Denizin masmavi sularını delip, içine süzülüyor, 80 metre derinlerde yeni güzellikler keşfediyordu. Arkadaşı ile birlikte Bodrum'a sünger avlamaya gidiyorlardı. Bodrum'da 1960'lı yıllarda geleneksel yöntemlerle yani nargile tarzı yapılan sünger avcılığına tüple dalma modelini getirerek, sünger avıyla beraber, tüplü dalgıçlığın da temelini attı Sokulluoğlu. İlk tüple dalışını gerçekleştirdiğinde herkes şaşkın bir şekilde onu izliyordu.
MÜZEYİ DOLDURDU
Bir yandan Neyzen Tevfik ve Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaç ile 1950'li yıllarda "Bodrum'u turizme açmak için ne yapabiliriz" diye kafa yoruyorlardı. 3 arkadaş, önce turizm konusunda Bodrum halkını eğitmeye başladı. Bodrumlular evlerini nasıl pansiyona çevireceklerini, buralarda nasıl turist ağırlayacaklarını hep onlardan öğrendi. Konuklarından para almaya çekinen Bodrumlulara yine turizmin inceliklerini onlar öğretti. Sokulluoğlu ile arkadaşları tarafından atılan turizmin temelleriyle Bodrum artık dünyanın dilinde ender tatil mekanlarından biri haline geldi. 68'li yıllarda Çanakkale'de 1. Dünya Savaşı'nda batan İngiliz gemilerine dalışlar gerçekleştirdi. Bodrum'daki antik gemilerden parçaları da gün yüzüne çıkardı ve bunlarla Bodrum Müzesi'nin temellerini atmış oldu. Son 5 senedir İstanbul Üniversitesi Sualtı Dalgıçlığı Bölümü'nde fahri eğitim görevlisi olarak öğrencilere ders veriyordu. Son olarak da Marmaray projesinin tüp geçit çalışmalarında zemin etütlerini yaptı.
1 YIL HASTA YATAĞINDA YATTI
Son 25 yıldır, önemli projelerin dışında denize dalmıyordu. Ama denizden de kopmamıştı. Çok iyi bir sörfçüydü. 72 yaşında Alaçatı ve Bodrum'da sörf yapardı. Geçen yıl 24 Mart'ta hastalandı. Teşhis kötüydü. Mesane kanserine yakalanmıştı usta dalgıç. 1 yıl hastalıkla mücadele etti ama hastalık başladığı tarihte onu yine 24 Mart'ta bu dünyadan ayırdı. 26 Mart'ta eşi Edibe Hanım, kızı Nazlı Güller ve oğlu Ahmet Sokulluoğlu ile sevenleri onu Bebek Camii'nde öğlen kılınan cenaze namazının ardından Aşiyan Mezarlığı'na son yolculuğu'na uğurladı. Ailesi verdiği ölüm ilanında Baskın Sokulluoğlu'nu Robert Koleji'nin Moby Dick'i (Beyaz Balinası) diye tanımladı. Kızı Nazlı Güller "Sadece biz yetim kalmadık. Denizdeki beyaz balinalar, sualtındaki tüm canlılar yetim kaldı" dedi.
'Moby Dick' kadar özgürlük düşkünü
SOKULLUOĞLU'NA
takılan beyaz balina lakabı kaynağını Herman Melville'in ilk defa 1851'de yayımlanan eseri olan 'Moby Dick' in aynı adı taşıyan balina karakterinden alıyor. Moby Dick adlı bir beyaz balinanın peşine intikam için düşen denizcilerin maceralarının anlatıldığı roman, insan ruhunun derin ve karanlık bölgelerine inmesi ve felsefi anlamlar taşımasıyla bir başyapıt kabul ediliyor.