Heykeltıraş Atanas Karaçoban tarafından yapılan ve 4 yıldır Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'nin girişinde bulunan heykelin geçen hafta yerinden sökülmesi tartışma yaratmıştı. Aslan ve kartal başlarını tasvir eden heykelin Ermenistan devlet armasıyla olan benzerliği nedeniyle halkın tepki göstermesi üzerine kaldırıldığının üniversite yönetimi tarafından duyurulması olayı daha da ilginç bir boyuta taşıdı. Bazı yazarlar konuya köşelerinde değinirken en son CHP milletvekili Oktay Ekşi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vererek konuyu TBMM'ye de taşıdı. İşte olay heykeli yapan Ankara Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi ve heykeltıraş Atanas Karaçoban sessizliğini bozup içini SABAH'a döktü. Aslan ve kartal sembollerinin Türk tarihinde çok fazla kullanıldığını söyleyen heykeltıraş "Bunu bilmemek cehalet, bilmezden gelmek kötü niyettir. Ben heykeli yaparken Ermeniler aklımın ucundan bile geçmedi" dedi. 10 tonluk heykeli okulda öğrenim gören öğrencilere atfen yaptığını söyleyen Karaçoban "Aslan, 'Bu üniversiteyi aslan gibi kazandınız." Kartal ise 'Kartal gibi özgür mezun oluyorsunuz' mesajını veriyordu" dedi.
'BAŞKA NİYETİM YOK'
Proje için rektörlükten destek aldığını söyleyen Karaçoban "Ne olduysa yönetim değiştikten sonra oldu" diye konuştu. Eşi ve iki çocuğuyla 2003'ten bu yana Türkiye'de yaşayan Gagavuz kökenli Karaçoban "Çok sevdiğim ve vatandaşı olduğum ülke için bir şey yapmak istemiştim. Öğrenciler eserime sahip çıktı. Hatta 'Galatasaray ile Beşiktaş'ın simgeleri bunlar. Peki ya kanarya nerede?' diye espri yapıyorlardı. Atatürk'ün evlatlarına armağan vermek istedim. Başka bir niyetim olamaz" dedi.
'DUYARLILIĞI DİKKATE ALDIK'
Milletvekili Oktay Ekşi'nin soru önergesinde heykeli sökme kararını "paranoyid bakış açısı" olarak nitelemesine üniversiteden yanıt geldi: Heykel amacı ne olursa olsun Ermenistan armasıyla şaşırtıcı benzerlik gösteriyor. Üniversite kurumsal amblemini temsil eden 'Şehit Sancaktar Mehmet' armasının tam karşısına yerleştirilen bu heykelle ilgili toplumsal duyarlılığı dikkate aldık. Paranoyid bir yaklaşım söz konusu değildir."
