Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Dindar medya ve reklamverenler

Star gazetesi Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, dünkü yazısında mutlaka tartışılması gereken bir noktaya değindi. Karaalioğlu'nun temel fikri yazının başlığında yer alıyor: "Reklam bütçeleriyle korunan eski medya düzeni." Şu cümleler o yazıdan:
* "Tiraj ve reyting paylaşımı değişmiş ve eşitlenmiştir ama ülkenin güçlü reklam verenleri bilerek ve isteyerek eski medya düzenini korumak için bu değişimi ıskalamaktadırlar. Her şartta birbirine kenetlenen grupların sarsılmaz bir sınıf bilinci vardır. Varlıklarını kendi medyalarının varlığına bağlayan geleneksel ittifak düzenine sadakat politikası sergilenmektedir."
Başka kelimelerle ifade edeyim: Karaalioğlu, Batıcı-laikçi kişiler tarafından yönetilen şirket ve ajansların, muhafazakârdindar kişilerce yönetilen medyaya (TV, gazete, dergi vs.) hak ettikleri reklamı vermediklerini söylüyor.

Uygun tüketici nerede?

Yukarıda söylenen hemen her şey gerçek olmasına rağmen, ilişkideki kritik noktayı anlatmıyor. Şöyle...
Reklam verenin en büyük kaygısı, uygun tüketiciye ulaşmaktır. Kimdir uygun tüketici?
Muhafazakâr-dindar (kısaca M-D diyelim) medya, tirajda ve reytingde, Batıcı-Laikçi (o da B-L olsun) medyayı yakaladı... Ama mecraların tüketicileri eşit değil ki!
En bildik örneği vereyim: Bira reklam vereni, M-D medyayı asla tercih etmez. Çünkü tüketicisi orada değil... (Zaten M-D yöneticileri de asla alkollü içki reklamı almaz.)
Geçenlerde Suadiye'deki TARİŞ mağazasına uğradım. Laf arasında, "Pahalı buluyorlar" dedi satıcı arkadaş. "Nasıl olur, burası Bağdat Caddesi" deyince çok önemli bir cevap aldım:
"İnsanlar başkalarına gösteremedikleri şeylere para vermek istemiyor."
Bu temel mekanizmayı genişletirsek... Takdir edersiniz ki... İkisinin de tüketim için ayırdığı para aynı olsa dahi (ki değil!)... Türban takıp pardösü giyen kadınlara yapılabilecek reklamın miktarıyla... Başı açık kadınlara yapılabilecek reklam arasında dünya kadar fark var.

Gizli solculuk!

Mesele sadece o da değil... İçeriğe bakıldığında... M-D medyada tüketimi eleştiren birçok yazı ve sohbet yer alıyor. Reklam veren, ürettiği veya temsil ettiği ürünün eleştirildiği, birçok mal ve hizmeti günah ilan eden mecralara niye gitsin?
(Not: Bunu yapanlar "Biz tüketimi değil gösteriş tüketimini eleştiriyoruz" deseler de M-D medyadaki gizli solculuğu incelemek gerek.)
Lenin, "Devrim olduğunda bütün kapitalistleri asacağız" demişti. Bir dinleyici, "O kadar ipi nereden bulacağız yoldaş" diye laf attığında... Şu cevabı verdi: "Onlar bize satar."
Reklam işinde Batıcı-laikçi ideolojinin hâkim olduğu doğru. Ama bu işleri yapanların, yeni tüketiciler bulmak için araştırmalara kamyonla para döktükleri de doğru.
"Benim mecramda uygun tüketici var ama reklam vermiyorlar" demek... Kapitalistlerin, 'kâr' gelecek yerden tavuğu esirgediklerini iddia etmektir ki benim buna inanmam zor...
Not: Bu konu ilgi görürse devam ederiz. Söyleyecek çok söz var...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA