İnci Pastanesi kapanınca "laiklik elden gitti" diye bağıran hamşolar, gözünüz aydın, pastane yakın zamanda Mis Sokak'ta yeniden açılıyormuş.
Böylece laiklik yeniden kazanılmış oluyor.
Şeker hastası olduğu için üç yıldır profiterol yiyemeyen benim gibi gericiler çok üzülecekler!...
Şimdi size bir gericilik daha edeyim, alayım zevk:
Kadıköy'de bir Atatürk anıtı var.
Anıt falan değil dandik bir heykelcik ama anıt diye geçiyor.
İstanbul'un belediye reisi elli kere "kaldırılmayacak" dediği halde Kadıköy'ün belediye reisi kaldırılıyor diye ağlıyor.
"Kadıköy'ünki" CHP'li olduğuna göre muhalif basının gözünde herhalde o haklıdır.
Anıt olduğu söylenen bu anıt, Atatürk'ü, biri kız biri de oğlan iki çocuğa "yeni harfleri öğretirken" gösteriyor. Herhalde "simgesel bir kompozisyon", şu ünlü "Sarayburnu eylemine" tanıklık ediyor ama Atatürk Sarayburnu'nda hiçbir zaman çocuklara alfabe öğretmedi.
Genel olarak "başöğretmen" sıfatını vurgulamak istemişler anlaşılan.
Atatürk'ün elinde futbol topuyla İnönü Stadı'nın girişine de böyle bir heykeli yapılabilir, aynı mantıkla... Pırasa demetiyle Toptancılar Hali'nin kapısına da heykeli dikilebilir, balık tepsisiyle Kumkapı barınağına da.
Kadıköy'deki çalışma, hadi kötü demeyeyim, orta halli bir eser.
Biraz faşist heykelci Arno Breker, biraz Çin komünizmi kokuyor. Biraz Nazi sanatını, biraz da "Sovyet resmini" hatırlatıyor.
Benzerini görmek için Berlin'e gideceksiniz, Göring'in o eski Luftwaffe binasının duvarlarına sonradan komünist yöneticilerin yaptırdığı resimlere bakacaksınız: Halka eliyle birşeyler veren "aparatçikler" ve bununla mutlu olan çocuklar...
Anıt manıt olmayan bu anıt kaldırılırsa ne olur?
Kadıköy Meydanı'ndan gelip geçen halk kitleleri, Atatürk'ün bu ülkede bir alfabe devrimi yapmış olduğunu öğrenemezler, cahil kalırlar, "kim değiştirdi yahu bu alfabeyi" diye sorup dururlar. O olur. Çünkü bu anıt sayesinde Kadıköy'den her geçen ossaat Atatürkçü kesilmiştir. Öyle olmasaydı CHP de bu ilçemizde seçimleri kazanmazdı, değil mi ama?
Boş konuşuyoruz, çünkü kaldırılmayacakmış.
Böylece laiklik de kurtulacak.
Kaldırılmayacak değil kaldırılamayacak, çünkü cami yıkmak nasıl günahsa ve mümkün değilse, Atatürk anıtı koymak serbesttir de kaldırmak yasaktır.
Peki onu kaldırsanız da yerine daha iyisini koysanız, gerçek bir sanat eseri ısmarlasanız, böyle "ortaokul ikinci sınıf resim-iş dersi öğrencisinin elinden çıkmış 'papier mache' çalışmasına" benzeyen kalitesiz bir sakilliğin yerine?
Hayır, çünkü kutsal. Hem de iki kere kutsal. Bir, öğretmen kutsal olduğu için kutsal, iki, Atatürk de kutsal olduğu için kutsal.
Önüne bir de pastane açın, profiterol satsınlar, memleket kurtulsun.
Fakat İnci Pastanesi'nin sonradan bozduğu gibi hamuru gevşek, kreması yağlı olmayacak, çikolatası da bol tutulacak. Sizin Atatürkçülüğünüz de lütfen akılcı olsun. Atatürk "beni Türk doktorlarına emanet ediniz" demişti, "Türk ahmaklarına emanet ediniz" dememişti.