Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Totolojik Anayasa

Muhalefet partileri CHP ile MHP'nin asla yeni bir anayasa falan istemediklerini, fakat kamuoyu baskısıyla istermiş gibi yaptıklarını, çalışmalara çarnaçar bir ucundan katılmak zorunda kaldıklarını sağır sultan bile biliyor.
Bu süreçteki görevlerinin yalnızca "baltalamak" olduğunu da en safdil vatandaş bile gördü.
Çok fazla uzayan yeni anayasayı hazırlama sürecinde, AKP'nin BDP ile anlaşmaktan başka çaresi yoktur.
Öbür türlü, tuzağa düşmüş olacaktır. Bu iş daha da uzarsa, CHP ile MHP anayasayı engelleme çabalarında başarılı sayılacaklardır.
BDP ile anlaşmak da, "istenen tavizlerin" bir kısmını vermekten geçiyor. Ya bu, ya da anayasa işi yatar.
Çünkü ancak 30 maddede mutabakat sağlanmış, bunlar da ikinci derecede önemli maddeler. Komisyon son üç ay içinde de ancak 4 maddede fikir birliğine varabilmiş. Temel maddeler yani ilk maddeler henüz havada duruyor ve bunların üzerinde mutabakatın mümkün olamayacağı ortaya çıktı. Anayasanın bir "dibace" yani giriş bölümü olup olmayacağı bile belli değil. Genel ilkeler belli değil.
Buna karşılık iktidar partisi ne yapıyor? Asıl anlaşması gerekenleri bir tarafa bırakıp "ulusalcı muhalefetin" ağzına bal çalmaya çalışıyor! Bu da onu çıkmaza sürükleyecektir.
Ortaya "sade suya tirit" bir anayasa çıkacaksa, hiç boşuna eski anayasayı değiştireceğim diye uğraşmanın da anlamı yoktur.
Yeni anayasada "Türk tanımı" yapılsın mı yapılmasın mı diye aylarca tartışıldı.
"Ulusalcı muhalefet" milim taviz vermedi.
Bunun üzerine iktidar, hesapça "şişi de kebabı da yakmayacak" şöyle bir çözüm buldu: "Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır."
Yok yahu? Biz de Fransız vatandaşı sanıyorduk...
Bu tür saçmalıklara, mantık biliminde "totoloji" denir. Ciddiye alınan bir düşünme yöntemi değildir. Totoloji, yeni ve belirleyici bilgi vermeden, bir şeyi kendi kendisiyle tanımlama sanatıdır.
Bunun Türkiye'deki tartışmasız üstadı da Süleyman Demirel'dir, bilirsiniz: "Dün dündü, bugün bugündür" özdeyişi bir totoloji şaheseri olarak tarihe geçmiştir.
Bakalım "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne TBMM denir" gibi inciler de yer alacak mı yeni anayasada?
Anayasada ille de bir Türklük, ille de bir vatandaşlık tanımı şart mıdır?
Başkentin adını belirtmek mi gerekir? Fransız Anayasası'nda "başkent Paris'tir" diye bir madde var mı? (Yok.)
"Değiştirilmesi teklif edilemez" madde koymak hukuka uygun mudur?
"Kooperatifçiliğin geliştirilmesi" ya da "orman köylüsünün korunması" gibi yavanlıkların anayasada ne işi vardır?
İktidar, kendisine can düşmanlığı güdenlere şirin görünmeye çalıştıkça bu anayasa işi de sürüncemede kalacak, araya seçimler de girince 2015 yılına sarkacak ve sonra da belki toptan yatacaktır...
Ya da beklerler, AKP meclise 400 kişiyle gelir, o zaman kendi bildiğini okur, kimse de ağzını açamaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA