Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Ya iddia edilenlerin çoğu doğru ise...

Hiç düşündünüz mü? iddianamelerdeki suçlamalar, ifşaatlarda açıklanan derin devlet eylemleri ve yayınlanan gizli belgelerdeki bilgiler ya doğru ise?..
Bırakın bunların tamamının yüzde 100 doğru olması ihtimalini...
Kendinizi savcıların yerine koymayı deneyin...
Ülkenin güvenliğinin, gençlerin hayatlarının ve kamu imkânları ile alınmış silahların kendilerine emanet edildiği generaller, toplumu siyaseten yönlendirmek için, terörist eylemlerin de bulunacağı eylemler planlamışlarsa...
Başbakanların, bakanların, darbeye karşı generallerin tutuklanıp adalara kapatılacaklarının yazılı olduğu belgeler önünüze gelmişse...
Bunları "Dün dündür" diyerek görmezden gelir miydiniz?
Veya "Olur böyle şeyler" mi derdiniz?
Ya gerçekten geçmiş darbelerden alınan derslerle, asker-sivil dayanışmasına dönük ve demokrasiyi hedef alan örgütlenmelere gidildiyse...

Ya bunlar da doğru ise...

Bunları Amerikan diplomatları ciddiye alıp başkentlerine rapor edecekler, ama bizim savcılar bunları görmezden mi gelecekler?
Ya Ayhan Çarkın'ın Mehmet Baransu'ya anlattıkları doğru ise?..
Dünkü Taraf'ta yayınlanan ifşaatı okurken "Ya bunlar doğru ise" diye düşünürken hiç tüyleriniz ürpermedi mi?
Sadece şu cümlelerinde söyledikleri doğru ise Ayhan Çarkın'ın...
"- Asala dosyasını niye açmıyorsunuz? Arşivlere girsenize. Büyükelçilerimizi kim öldürdü? Çatlı bu Ermeni meselesinde kullanıldığını anladı. Bizim büyükelçilerimizi öldürenler yine bunlardır. Bu Dağlık Karabağ'a kadar uzanıyor. Orada da bir Ergenekon var. Ermenilere saldırıyoruz değil mi? Bir katliam yapıp fotoğraflarını çektin mi iş Ermeni'ye kalır."
Hiç merak etmiyor musunuz?

Kaseti kim yayınladı?..

Deniz Baykal'ın ayıplı video kasetini kim kaydedip yayınladı ve böylece bir günde CHP'nin yönetimi nasıl değiştirildi?
Daha sonra içine gazeteci oldukları söylenen kişilerin de karıştığı Baykal'a dönük cinsel içerikli komploları, hepimiz birlikte medyadan izlemedik mi?
Diyelim ki sokaktaki vatandaş olarak bunlara ilgi duymuyorsunuz...
Savcı olsaydınız bunlara da mı Fransız kalırdınız?
Tabii ki yargı karar verene kadar bütün sanıklar ve zanlılar "Suçlu" değildirler.
Hiç merak ettiniz mi?
Başbakan Erdoğan'ı hedef alan kaç suikast ihbarı alındı şimdiye kadar?
Siz gerçekten Türkiye'de sivil siyaset üzerinde bürokratik vesayet bulunduğunu düşünmüyor musunuz?
Üyeleri arasında yargıçların ve savcıların bulunduğu ve doğrudan ideolojik siyaset yaptıkları dernekler varken, gerçekten "Yargı tarafsızdır" diye düşünebiliyor musunuz?

Nefret üreten siyaset

Veya "Askeri Demokrasi" diye bir kavramı hiç duymadınız mı?
En azından 27 Mayıs darbesini yapanlardan biri olan Orhan Erkanlı'nın "Askeri Demokrasi" kitabının adını da mı duymadınız?
Gazeteleri okur, televizyonları izlerken çok yakın tarihte bir "Medya karteli"nin var olduğunu, andıçların yayınlandığını, Ankara'dan verilen emirlerle ortak manşetlerin atıldığını, siyaset ile medya sermayesi arasındaki çarpık ilişkilerden dolayı bazı medya patronlarının adliyelik ve hatta cezaevlik olduklarını hatırlıyor musunuz?
Ve Türk siyasi gelenekleri arasındaki "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" diye düşünen anlayışın "Muhalefet etmek" kavramını bugüne "Nefret etmek" biçiminde aktarmış olabileceğini hiç düşündünüz mü?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA